Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, Muğla’nın Milas ilçesindeki Kıyıkışlacık Mahallesi’nde bulunan Güllük Körfezi’nde yürütülen maden liman projesine ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması talebiyle soru önergesi verdi.
CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, Muğla’nın Milas ilçesindeki Kıyıkışlacık Mahallesi’nde bulunan Güllük Körfezi’nde, İasos Antik Kenti’nin yanında yürütülen maden limanı projesine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle soru önergesi sundu.
Öneş Derici, soru önergesinin gerekçelerinde; Muğla 4. İdare Mahkemesi’nin iptal ettiği “ÇED olumlu” kararının, Danıştay tarafından bozulmasının ardından konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşındığını hatırlattı.
Proje alanında devam eden kazı ve dip tarama faaliyetlerinin, hukuki süreçler devam ederken gerçekleştirildiğine dikkat çeken Öneş Derici, şunları aktardı:
“Yargı denetimi tamamlanmadan fiili uygulamalara devam edilmesi hem hukuk ilkeleriyle hem de kamu yararı anlayışıyla bağdaşmamaktadır.”
“HEM YASAL DÜZENLEMELERE HEM DE ÇEVRE KORUMA İLKELERİNE AYKIRIDIR”
Proje alanının, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20’nci maddesinde tanımlanan koruma mesafesi içinde yer aldığını belirten Öneş Derici, şu ifadeleri kullandı:
“Zeytinliklere üç kilometre mesafede dahi toz, duman veya kimyasal atık çıkaran tesislerin kurulması yasak olmasına rağmen, bölgede gemi trafiği ve sanayi tipi yükleme faaliyetleri sürmektedir. Bu durum hem yasal düzenlemelere hem de çevre koruma ilkelerine aykırıdır.”
TBMM’ye söz konusu projeye ilişkin Mart 2025’te bir araştırma önergesi de sunduklarını vurgulayan Öneş Derici, şunların altını çizdi:
“Aradan geçen süreye rağmen ilgili idareler hukuki süreci beklemeden uygulamaları sürdürmektedir. Bu, yargı kararının ve hukuk devletinin ciddiyetinin hiçe sayılmasıdır.”
Hukuki süreç devam ederken proje alanında yürütülen faaliyetlere ilişkin Bakanlık’tan açıklama talep eden Öneş Derici, şunları aktardı:
“Muğla’nın tarihsel mirasını, doğasını ve üretim kültürünü korumak hepimizin ortak sorumluluğudur. İasos’un taşına, zeytinine, denizine sahip çıkmak demek, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Muğla bırakmak demektir. Anayasa Mahkemesi süreci sonuçlanmadan yürütülen bu faaliyetlerin derhal durdurulması gerekir.”
Öneş Derici, Bakan Kurum’a şu soruları yöneltti:
Danıştay’ın Muğla 4. İdare Mahkemesi kararını bozmasının ardından, Anayasa Mahkemesi’nde süreci devam eden bu dosya hakkında Bakanlığınız hangi idari ve teknik adımları atmıştır? Bu süreç sonuçlanmadan herhangi bir uygulama yapılması hangi hukuki dayanağa dayandırılmaktadır?
Anayasa Mahkemesi’nde inceleme sürerken, Kıyıkışlacık bölgesinde kazı ve dip tarama faaliyetleri neden devam etmektedir, hangi izin veya proje revizyonu baz alınmaktadır?
Hukuki süreç tamamlanmadan yürütülen bu faaliyetlerin çevresel etkileri konusunda Bakanlığınızın herhangi bir denetim veya etki değerlendirmesi bulunmakta mıdır? Bu konuda hazırlanmış bir rapor kamuoyuyla paylaşılmış mıdır?
Proje sahasının 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu’nun 20’nci maddesi kapsamındaki koruma mesafesi içinde olduğu açıkça ortadayken, bu hükmün göz ardı edilmesinin gerekçesi nedir? Bakanlığınız, zeytinliklere zarar verme ihtimali bulunan projelere neden olumlu görüş vermektedir?
Bölgedeki zeytinliklerin, tarımsal üretim alanlarının ve kıyı ekosisteminin korunmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi süreci sonuçlanmadan yürütülen uygulamaların çevre ve tarım açısından yaratabileceği zararlar konusunda Bakanlığınızın hazırladığı bir değerlendirme bulunmakta mıdır?
Arkeolojik sit alanı ve zeytinliklerle çevrili bir bölgede sanayi tipi liman projesinin sürdürülmesi, hangi kamu yararı veya stratejik plan gerekçesiyle savunulmaktadır? Bu gerekçeler kamuoyuna açıklanmış mıdır?
Hukuki süreç henüz sonuçlanmadan yürütülen kazı ve inşaat faaliyetleri nedeniyle sorumluluğu bulunan kamu görevlileri, denetim mekanizmaları veya yüklenici firmalar hakkında Bakanlığınızca herhangi bir idari inceleme veya soruşturma başlatılmış mıdır?
Anayasa Mahkemesi’nde devam eden davalara ilişkin Bakanlığınız gerekli takibi sağlamakta mıdır? Sağlıyorsa, Bakanlığınızın neden tüm hukuki süreçler tamamlanmış gibi uygulamaların devam etmesine izin vermektedir? Sağlamıyorsa, en üst yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’nde görülmekte olan bahse konu projenin iptal edilmesi durumunda halihazırda verilen zararın nasıl telafi edilmesi planlanmaktadır?












