Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Datça İmam Hatip Lisesi’nde görev yapan iki öğretmenin Muğla’nın Milas ve Bodrum ilçelerine sürgüne gönderilmesini Meclis gündemine taşıdı. Özcan, “Datça’dan iki öğretmenin sürgün edilmesinin hukuki gerekçesi nedir?” diye sordu.
CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Muğla’nın Datça ilçesinde bulunan Datça İmam Hatip Lisesi’nde görev yapan 35 yıllık Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni ile 30 yıllık Matematik Öğretmeni’nin Milas ve Bodrum ilçelerine sürgüne gönderilmesini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı.
Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) protokolü kapsamında ‘manevi danışman’ olarak imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocalarının Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) okullarındaki öğrencilere değerler eğitimi verdiğini vurgulayan Özcan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle Meclis’e soru önergesi verdi.
“SADECE PEDAGOJİ BİLİMİNİN EVRENSEL İLKELERİNE DEĞİL, LAİKLİK İLKESİNE DE AYKIRIDIR”
ÇEDES protokolünün Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında 2021 yılında imzalandığını hatırlatan Özcan, “Protokolünün yürürlüğe girmesinin ardından “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere “değerler eğitimi” vermeye başlamıştır” dedi.
Pedagojik açıdan sadece çocukları eğitmek üzere eğitim almış kişilerin çocuklara eğitim vermesinin sağlıklı olduğunu ifade eden Özcan, “Çocuk eğitimi üzerine uzmanlığı olmayan kişilerin okullarda görevlendirilmesi ve bu kişilerin okullarda çocuklarımıza ders vermesi sadece pedagoji biliminin evrensel ilkelerine değil, laiklik ilkesine de aykırıdır” sözlerini kullandı.
ÇEDES protokolünün uygulanması ile laikliğe ve pedagojiye aykırı, eğitimi dinselleştirme yönündeki faaliyetler giderek arttığını vurgulayan Özcan, “Muğla’nın Datça ilçesinde, okulların açılmasının ardından, Datça İmam Hatip Lisesi’nde ÇEDES uygulaması adı altında imamlar, öğretmenlerden habersiz şekilde öğrencilerle görüşmeler yapmak istemiştir. Okulda öğretmenlik yapan 35 yıllık Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni ile 30 yıllık Matematik Öğretmeni duruma itiraz etmiştir” sözlerini kullandı.
Anayasal görevlerini yerine getirerek laik ve demokratik eğitimi savundukları için Milas ve Bodrum’a sürgün edilerek cezalandırıldığını söyleyen Özcan, “Bu süreçte bir dernek öğretmenlerimizi hedef göstermiş, dernek yöneticileri sosyal medyada öğretmenlerimize yönelik paylaşımlar yapmıştır. Bakanlığa talimat verir tarzda paylaşımlar yapmıştır” diyerek sözlerini tamamladı.
Özcan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
1-ÇEDES Protokolü kapsamında MEB okullarındaki öğrencilere “değerler eğitimi” veren imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocalarının pedagojik yeterlilikleri olmadığı halde çocuklarımıza eğitim vermelerini Bakanlığınızın hangi hedefleri ile açıklıyorsunuz? Bu görevliler, 974 bin öğretmeni olan Milli Eğitim Bakanlığı’nın hangi konulardaki eksikliklerini tamamlamaktadır?
2-Pedagojik yeterliliği olmayan kişilerin çocuklarımıza eğitim vermesi Bakanlığınızın çocuklarımızın eğitimine verdiği/vermediği değerin göstergesi değil midir?
3-Datça’dan iki öğretmenin sürgün edilmesinin hukuki gerekçesi nedir? Haklarında hangi gerekçelerle soruşturma açılmış, bu soruşturmalarda ulaşılan sonuç ne olmuştur?
4-Bakanlığınız açısından öğretmenlerin Anayasal görevlerini yerine getirerek laik ve demokratik eğitimi savunmaları bir sürgün gerekçesi midir?
5-Anayasamızın laiklik ilkesi ve Milli Eğitim Temel Kanunu’nun gereğini yerine getirerek ÇEDES projesine ne zaman son vereceksiniz?