CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, Meclis’te yaptığı konuşmada, memur kadrosuna atananları kastederek, “2014’te 117 bin olan sözleşmeli personel 2022’de neden 568 bine çıktı? Sözleşmeliler neden zamanında kadroya alınmadı? Kendi yarattığınız sorunu çözerek başarı hikayesi çıkarmaya kalkıyorsunuz” diye konuştu.
CHP Muğla Milletvekili ve Komisyon üyesi Süleyman Girgin, dün Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sözleşmeli personelin kadroya alınmasına dair kanun teklifinin görüşmeleri gerçekleştirilirken yaptığı konuşmada, “2014’te 117 bin olan sözleşmeli personel 2022’de neden 568 bine çıktı? Sözleşmeli neden bu kadar artırıldı? Sözleşmeliler neden zamanında kadroya alınmadı? Kendi yarattığınız sorunu çözerek başarı hikayesi çıkarmaya kalkıyorsunuz. Bu da diğer adımlar gibi seçime giderken yeniden ve kısmen bir oy devşirme politikasıdır” ifadelerini kullandı.
“AİLE BAKANLIĞI’NIN BİZZAT KENDİSİ AİLELERİ AYIRMAKTADIR”
Kanun teklifinin koşulsuz kadro talebini karşılamayacağını ve adaletsizliklerin süreceğini belirten Girgin, “Kanun teklifi incelendiğinde, Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı ve aile bütünlüğüne aykırı düzenlemeler vardır. Şimdi, Anayasa’mızın 41’inci maddesi ne diyor? ‘Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.’ Hâl böyleyken Aile Bakanlığı’nın bizzat kendisi aileleri parçalamakta ve ayırmaktadır” diye konuştu.
“AİLE BAKANLIĞI NE DİYOR BU DURUMA?”
Bir yurttaşın kendisine mektup gönderdiği ve kendi durumunu anlattığı belirten Girgin mektubu okudu:
“Sayın Vekilim, ben 28/11/2002 öncesi 4B çalışanıyım. Yedi ay önce atandım. eşim Kırıkkale’de, ben kızımla Gaziantep’teyim; bir yılı doldurunca eş durumundan gidebiliyorken yeni kadro düzenlemesiyle bu süre dört yıla çıkıyor. Ben burada faturalar hariç 6 bin lira kira veriyorum, eşim de orada kira veriyor. Kazancımızın kiraya ve faturalara gitmesinin yanında psikolojik olarak da yıprandık, çok zor durumdayız, kızım babasını özlüyor. Bizim gibi çok kişi mağdur durumda. Aile bütünlüğü yokken kadro bizim için önemini yitiriyor. Lütfen pazartesi günü bizlerin sesi olun, rica ediyorum.”
Mektubu okumayı bitiren Girgin, ardından “Getirdiğiniz kanun teklifi bu. Özellikle Aile Bakanlığı’na sormak istiyorum, ne diyor bu duruma?“ diye sordu.
“TEKLİFLE İKİ ÇEŞİT DEVLET MEMURU OLUŞACAK”
Teklifin bu hâliyle yasalaşması sonucunda iki çeşit devlet memuru oluşacağını belirten Girgin durumu şöyle açıkladı:
“Teklifin 3’üncü maddesinde aynı fıkranın (b) bendi kapsamında ‘Memur kadrolarına atananların il özel idaresi, belediyeye bağlı kuruluşları ile mahalli idare birlikleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarına nakli yapılamaz’ şeklinde bir hüküm var. Bunun anlamı, belediyelerde çalışıp da bu kapsamda devlet memurluğuna geçecek sözleşmeli personelin sadece yerel yönetimlerde çalışabileceği, merkezî devlet yönetimindeki birimlere, örneğin mal müdürlüğüne, SGK’ye, üniversitelere, valiliklere, kaymakamlıklara geçemeyeceği şeklinde. Buna karşın, örneğin Diyanette, Sağlık ve Millî Eğitim gibi merkezî idare birimlerinde çalışan ve kadroya alınan sözleşmelilerde ise böyle bir sınırlama yok yani bu kişiler ileride hem merkezî devlet kuruluşlarında nakil isteyebilecekler hem de isterlerse yerel yönetimlere, belediyelere geçebilecekler, daha sonra yine isterlerse merkezî idareye geri dönebilecekler. Bu durumda, teklifin bu hâliyle yasalaşması sonucunda iki çeşit devlet memuru oluşacak.”
“Bir, sadece yerel yönetimler arasında nakil isteyebilecek olanlar. İki, ister merkezî idare ister yerel yönetimler olsun her yere nakil isteyebilecek olanlar” diyen Girgin, “657 içinde iki farklı memur türü yaratacak bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğu açıkça ortadadır” ifadelerini kullandı.
“BU DÜZENLEME ANAYASA’NIN KANUN ÖNÜNDE EŞİTLİK İLKESİNE DE AYKIRIDIR”
“Eklenen geçici madde 48’in 1’inci fıkrasının (a) bendinde süre sınırlaması yok iken (b), (c) ve (ç) bentlerinde ‘28/11/2022 tarihinde çalışmakta olan’ ibaresi konulmuştur. Anlaşılan, burada Sayın Cumhurbaşkanı tarafından sözleşmelilere kadro verileceği açıklamasının yapıldığı gün baz olarak alınmıştır. Bu tarihten sonra memur olabilmeleri için bazılarının sözleşmeli yapılmış olabileceği endişesiyle hareket edildiği anlaşılıyor. Oysa böyle bir endişeye mahal yok sözleşmelilerin memuriyete geçirilmesi zaten yıllardır gündemde, sözleşmeli yapılanlar zaten yapılmıştır” diyen Girgin, “Kaldı ki sözleşmeli yapılacaklar ilk defa kamu görevine atanacakları için haklarında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılması gerekir. 28/11/2022 tarihinden günümüze kadar bunun yetişmesi mümkün görülmemektedir. Bu düzenleme Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırıdır” belirlemesinde bulundu.
“HANGİ İDARECİ VERİM ALAMAYACAĞI KİŞİYİ SÖZLEŞMELİ YAPAR?”
Memurluğa atananlar başka bir kuruma nakilden dört yıl sonra faydalanabilecekken sadece yerel yönetimlere nakil hakkı verildiğini belirten Girgin, “Bu düzenleme Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırıdır. Yerel yönetimlerde memuriyete geçirilenler liyakatsiz mi denmek isteniyor, bunun gerekçesi nedir? Bu ayrım kamu vicdanını yaralayacaktır. 6’ncı madde düzenlemesinden yerel yönetimlerdeki sözleşmeliler sınavsız alındığından böyle bir ayrım yapıldığı anlaşılıyor; böyle bir ayrım dayanaksızdır. Zaten liyakatli olmayan birinin sözleşmeli yapılması mümkün değildir. Hangi idareci verim alamayacağı kişiyi sözleşmeli yapar?” diye konuştu.
“MEMURLARA MAZERET VE AİLE BİRLİĞİ TAYİN HAKLARI VERİLMELİ”
“657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda kadrolu memurlar bir yıl fiilî olarak görev yaptıktan sonra mazeret tayin hakkını kullanabilmekte iken bu hâliyle kanun teklifi yasalaşırsa memurlarımız dört yıl mazeret tayin haklarını kullanamayacaktır” diyen Girgin, geçmiş çalışma süreleri göz önünde bulundurularak bir yılını fiili çalışmayla doldurmuş personellerin mazeret ve aile birliği tayin haklarının açılması gerektiğini belirtti.