Muğla’da gerçekleşen 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitingi sırasında, CHP Muğla İl Yönetimi’nin miting alanına bazı pankartların alınmasını ve doğa savunucularının Halk TV canlı yayınına katılmalarını engellediği öne sürüldü.
Millet İttifakı 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün (5 Mayıs 2023) Muğla’da yurttaşlara seslenmişti. Miting sırasında canlı yayın yapan Halk TV yayınına Muğla’dan çevre mücadelesi veren bir grup Kılıçdaroğlu’ndan taleplerini dile getirmek ve Muğla’ya yönelik ekolojik saldırılara ilişkin konuşmak için Halk TV yayına davet edilmişti.
Yayına davet edilen Halime Şaman, Haluk Özsoy, Mustafa Tuncaelli bir açıklama yaparak, Halk TV’de fikirlerini dile getirmenin Cumhuriyet Halk Partisi il yönetimi tarafından engellendiğini söyledi. Çevre savunucuları, içeriye alınmadıkları mitingin basın kapısı önünde Gündem Fethiye’ye konuştu.
“BELEDİYE BAŞKANI BASININ KİMİ ÇIKARACAĞINA NASIL MÜDAHALE EDEBİLİYOR?”
Deştin Çevre Platformu Eş Sözcüsü Haluk Özsoy, miting öncesinde Halk TV ile çimento fabrikasına dair ve Muğla’daki ekolojik saldırılara yönelik bir program yaptıklarını dile getirerek, “Sonrasında da bizle canlı yayın yapmak istediler ve bu basın kapısına çağırdılar bizi. Biz de buraya geldik fakat sonra bir hareketlenmeler oldu, Büyükşehir’den birkaç arkadaş orada biraz hareket etti vesaire, nihayetinde işte yani Büyükşehir’in ambargosuyla karşı karşıyayız” dedi.
Kendilerine yönelik Büyükşehir ve Menteşe Belediyesi’ne karşı söylemlerinin olduğu ithamında bulunulduğunu belirten Özsoy, “Bizim kimseye karşı bir söylemimiz yok. Sadece hatalarını belirtiyoruz, hatalarını da belirtmeye her zaman devam edeceğiz. Zaten biz buraya Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye geldik. Köyle beraber geldik” ifadelerini kullandı.
Mitinge pankartlarının alınmadığını ifade eden Özsoy şunları anlattı:
“Halbuki pankartta da yani ‘Çimento fabrikasını durduralım Muğla’ya bahar gelsin’ yazıyordu. Aslında bu bize Kılıçdaroğlu’nun kendisinin de verdiği söz. Ben CHP Genel Merkezi’nin bu durumdan haberi olduğunu da düşünmüyorum açıkçası. Çünkü CHP Genel Merkezi bizi her anlamda desteklediğini gerek fiili gerek sözlü olarak her zaman belirtiyor, bildiriyor bunu. Ama buradaki yerel, yani Büyükşehir Belediyesi ve Menteşe Belediyesi maalesef işin ortasına taş koydu ve işte pankartlarımızı da sokamıyoruz. Canlı yayın yapacaktık Halk TV ile onu da engellediler, müsaade etmediler çıkmamıza. Bir belediye başkanı, Halk TV’nin, yani basının kimi çıkaracağına nasıl müdahale edebiliyor? Bunu tabii düşünmek, değerlendirmek lazım. Ama biz böyle olmamasını bekliyoruz. Yani biz seçimden sonra Kılıçdaroğlu geldiğinde tam da bu yaşadıkları zaten bugüne kadar 20 yıldır yaşıyoruz. Tam da bu yaşadıklarımızı yaşamamayı istiyoruz. Bizim aslında buraya gelirken destekleme sebebimiz de buydu. Dertlerimizi söyleyecektik. Fakat buradaki yerel artık bir şeyden herhalde yüksündüğü veya gocunduğu için bunu belirtmemizi de engelledi. Ama biz yine de girip pankartlarımızı açacağız. Şimdi diğer tarafa doğru gideceğiz, arkadaşlarımızla içeri gireceğiz. Canlı yayını yapamasak da biz her alandan herkesin yanlışını söylemeye ısrarla devam edeceğiz.”
“BU HALUK’UN, HALİME’NİN, MUSTAFA’NIN MESELESİ DEĞİL BİZ YAŞAM ALANLARI İLE İLGİLİ BİR MÜCADELE VERİYORUZ”
Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü ve Marmaris Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Halime Şaman da demokrasi iddiası olan bir partinin baharı getireceği heyecanı ile buraya geldiklerini belirterek, “Biz de ekolojik olarak burada nasıl saldırılar var, nasıl mücadele ediyoruz ve yeni iktidarla birlikte umudumuz ne bunları anlatacaktık. Ancak Büyükşehir Belediyesi Halk TV’nin bu canlı yayınına çıkmamızı engelledi” dedi.
Protesto hakkına ve özgür iradeye ket vurulduğunu dile getiren Şaman, “Bu otokratik anlayışı anlamak, kabul etmek mümkün değil. Zaten 22 yıldır boğazımıza kadar doyduk. Bu mudur gelecek olan? Bu Haluk’un meselesi değil, Halime’nin değil, Mustafa’nın değil. Biz yaşam alanları ile ilgili bir mücadele veriyoruz. Yaşam alanı savunusu yapıyoruz ve bu son savunuda da dahili, olan kusuru olan herkesi söylemekle mükellefiz. Çünkü yanlış söylenmeden doğruya ulaşma şansı olmaz. Ama yanlışı duymak da icra makamlarının rahatsız olmaması gereken bir şeydir. Bunu da kendilerini geliştirmek ve dönüştürmek olarak yararlı bir edim olarak düşünmeleri gerekir. Dilerim hepimizi üzen, şaşırtan durum en kısa sürede hallolur” diye konuştu.
“YURTTAŞLAR OLARAK DA DOĞASINA SAHİP ÇIKAN, YAŞAM ALANLARINA SAHİP ÇIKMAYA ÇALIŞAN KİŞİLER OLARAK YANLIŞLARA İTİRAZ ETME HAKKIMIZ VAR”
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi Gönüllüsü ve Akdeniz Yeşilleri Derneği Gönüllüsü Mustafa Tuncaelli de Muğla Büyükşehir Belediyesi veya Menteşe Belediyesi’ne karşı olmadıklarını dile getirerek, “Menteşe Belediyesi bizim belediyemiz. Bizim Belediye ile bir sorunumuz yok. Sadece Belediye’nin bazı verdiği kararlar, yanlış kararlar. Yurttaşlar olarak da doğasına sahip çıkan, yaşam alanlarına sahip çıkmaya çalışan kişiler olarak yanlışlara itiraz etme hakkımız var. İtiraz ediyoruz. ‘Çimento fabrikası olmayacak bir şekilde. Ormanlık alan içerisinde ve yaklaşık çevresindeki 12 tane köyü göçe zorlayacak; hem insan sağlığı, hava kirliliği, doğa tahribatıyla sonuçlanacak bu çimento fabrikası yanlış projedir; buna ruhsat vermeyin’ dedik. Gerçekten de şimdi bilirkişi rapor geldi. Rapordaki bütün uzmanlar, her branştaki bütün uzmanlar ÇED uygun değildir diyor. Bunun uygun olmadığını anlamak için raporun gelmesine gerek yok ki, sadece gidip orayı görmeleri yeterli. Yani o fabrika oraya uygun mu değil mi, sadece ormanlık alan içerisinde bir çimento fabrikası olur mu? Bu yanlışı eleştirdiğimiz için bugün burada bir engelleme ile karşılaşmak hoş olmadı, yakışmadı. Belediye’ye yakışmadı” ifadelerini kullandı.
“Bahar gelecek” söyleminin arkasında olduklarını belirten Tuncaelli, “Gerçekten ülkemizde bahar gelmesini istiyoruz artık ama bunun için yaşam alanlarımızı koruyan, doğamıza sahip çıkan bir yönetim istiyoruz. Eğer bu yanlışlar arka çıkacaksa, bu çok yanlış bir şey. Bahar gelmeyecek anlamına geliri Muğla’ya. Bu yaşananlar hem de bu iddiayı da zayıflatan tepkiler. Tam tersine hani Kılıçdaroğlu da diyor ya ‘Beni her türlü eleştirebilirsiniz, ben bunu serbest bırakacağım’ diyordu. Buradaki eleştiri hakkımızın engellenmiş olması bu iddiaya da gölge düşürüyor. Bence yerel yönetimlerin kendilerini gözden geçirmesi lazım ya da üst yönetimin bu yanlışlıklara karşı tepki vermesi lazım. Dediğim gibi biz Belediye’ye karşı değiliz. Bu Belediye bizim Belediyemiz, Belediye’nin yanlış uygulamasına karşıyız ve bu yakışmadı Muğla Belediyesi’ne” dedi.
“ÇİMENTO FABRİKASI DURDUĞUNDA MUĞLA’YA DA BAHAR GELECEK” YAZILI PANKART MİTİNGE ALINMAK İSTENMEDİ
Miting alanına bazı pankart ve dövizlerin alınmadığı görüldü.
Bunlardan biri olan “Çimento fabrikası durduğunda Muğla’ya da bahar gelecek” yazılı pankartı taşıyan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Manisa Şube Başkanı ve Deştin Çevre Platformu Eş Sözcüsü İsmail Şener Gündem Fethiye’ye şunları anlattı:
“‘Çimento fabrikası durduğunda Muğla’ya da bahar gelecek’ pankartı yüzünden içeriye alınmıyoruz. CHP Muğla İl Yönetimi’nin Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yazı yazmasıyla, ki YSK’nın bununla ilgili resmi bir yazısı elimizde yok, hiçbir yasal dayanağını gösterilemeyen keyfi bir tutum, keyfi bir uygulama. Eğer biz bu keyfiyetlere teslim olsaydık şu anda Muğla’da çimento fabrikasının bacası tütüyor olacaktı.
Kılıçdaroğlu’ndan başka kimsenin pankartı olmayacak deniyor. Bu Kılıçdaroğlu’nun varlığını huzurunu kaçıracak bir pankart değil. Biz gayet sağduyu sahibiyiz, buraya da destek için geldik, kendimizi ifade etmek için geldik. Bu kadar açık ve net.”
“BİZ PARTİMİZE DE YABANCI DEĞİLİZ AMA PARTİYE YABANCILAŞMIŞ İNSANLAR RANT ÇEVRELERİNE HİZMET ETMEK İÇİN CANSİPERANE ÇALIŞIYORLAR”
Kemal Kılıçdaroğlu ile daha önce de görüştüklerini hatırlatan Şener, “Bizim Sayın Kılıçdaroğlu ile zaten Meclis’te de İzmir Havalimanı’nda da görüşmelerimiz var. Biz birbirimize yabancı değiliz. Biz partimize de yabancı değiliz. Ama partiye yabancılaşmış insanlar keyfi tutum ve davranışlar takınarak ciddi bir şekilde rant çevrelerine hizmet etmek için cansiperane çalışıyorlar. Buraya gelmeden önce de güzel bir haber aldık; bilirkişi heyeti oybirliği ile lehimize karar vermiştir. ÇED raporu artık hükümsüzdür. Biz bu süreci bekliyoruz zaten, biz bu sürecin hızlanması için hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.