CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, Muğla Valiliği’nin Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından çimento fabrikasının imar planlarının iptal edilmesi kararına açtığı dava hakkında açıklama yaptı. Balcı, Muğla’nın doğasını korumaya devam edeceklerini belirtti.
Muğla’nın Menteşe ve Yatağan ilçeleri sınırında Muğla Çimento Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (A.Ş) tarafından kurulmak istenen entegre çimento fabrikası için bölgeyi sanayi alanı ve entegre çimento fabrikası amaçlı kullanıma açılan 1/5000 ölçekli imar planı, Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin, 13 Şubat’ta gerçekleştirdiği Şubat Ayı Meclis Toplantısı’nda oy çokluğu ile iptal etmişti.
Ardından karara itiraz edildi fakat Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 8 Mayıs’ta gerçekleşen meclis toplantısında, itirazlar değerlendirilerek reddedildi. Böylece planın iptali geçerliliğini korumuş oldu.
Muğla Valiliği de Büyükşehir Belediye Meclisi’nin iptal kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle 22 Nisan’da Muğla İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkeme, delillerin sunulması ve savunma için süre verdi.
Valiliğin açtığı davaya ilişkin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla İl Başkanı Zekican Balcı yazılı bir açıklama yayımladı.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin kararının, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve 3194 sayılı İmar Kanunu çerçevesinde, belediyelerin şehircilik ilkeleri ve kamu yararı doğrultusunda plan yapma ve değiştirme yetkisi kapsamında alındığı belirten Balcı, “Dolayısıyla söz konusu karar, hem hukuki hem de anayasal açıdan meşru, yerel iradenin doğrudan tezahürüdür” dedi.
Balcı, Valiliğin davası hakkında şunları söyledi: “Muğla Valiliği tarafından açılan iptal davası, idari teamülleri ve yerinden yönetim ilkesini açıkça hiçe saymakta; merkezi idarenin, yerel demokrasiyi baskı altına alma eğilimini bir kez daha ortaya koymaktadır.”


“HALKIN İRADESİNİ YOK SAYAN OTORİTER BİR REFLEKSİN ÜRÜNÜDÜR”
Yerel yönetimlerin karar alma mekanizmalarının, Anayasa’nın 127. Maddesi ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ile güvence altına alındığına dikkat çeken Balcı, “Seçilmiş belediye meclisinin, kendi yetki alanı içinde, kamu yararına aldığı bir kararın idari bir karar ile yargıya taşınması siyasi bir müdahaledir. Bu tutum, halkın iradesini yok sayan otoriter bir refleksin ürünüdür” ifadelerine yer verdi.
“ORGANİZE BİR KARALAMA KAMPANYASI BAŞLATILMIŞTIR”
Bazı sosyal medya hesapları tarafından Belediye ve ekoloji aktivistleri hakkında ortaya koyulan iddiaları değerlendiren Balcı, şöyle devam etti:
“Belediye’mizi ve doğayı savunan yurttaşlarımızı hedef alan organize bir karalama kampanyası başlatılmıştır. Gerçek dışı iddialarla kamuoyunda yanlış algı yaratılmaya çalışılmakta; ‘protestolar ücretliydi’ veya ‘imar rantı yaratıldı’ gibi mesnetsiz söylemler dolaşıma sokulmaktadır.”
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN HUKUK DEVLETİ İLKESİNE VE ANAYASAL DÜZENE AYKIRIDIR”
Balcı, karalama kampanyalarının anayasal düzene aykırı olduğunu ifade ederek şu ifadeleri kullandı:
“Bu dezenformasyon çabaları, açıkça anayasal haklarını kullanan yurttaşlarımızı baskı altına alma, ifade özgürlüğünü ve demokratik muhalefeti sindirme niyetinin bir parçasıdır. Halkın demokratik tepkisini itibarsızlaştırmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti ilkesine ve anayasal düzene aykırıdır.”


“BU ANTİDEMOKRATİK MÜDAHALEYİ REDDEDİYORUZ”
“CHP Muğla İl Örgütü olarak; bu antidemokratik müdahaleyi reddediyoruz” diyen Balcı, yerel yönetimlerin karar alma özgürlüğünü, halkın iradesini ve hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceklerini bildirdi.
“BİZ, RANTA DEĞİL HALKA HİZMET EDEN BİR BELEDİYECİLİK ANLAYIŞININ TEMSİLCİSİYİZ”
Muğla’nın doğasına sahip çıktığını söyleyen Balcı, şöyle devam etti: “Muğla halkı; doğasına, suyuna, toprağına ve geleceğine sahip çıkmaktadır. Biz de halkımızın yanındayız. Çünkü biz, iktidarın değil hukukun tarafındayız. Çünkü biz, ranta değil halka hizmet eden bir belediyecilik anlayışının temsilcisiyiz.”
“MUĞLA’NIN HAVASINI, SUYUNU, ORMANINI KORUMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Balcı açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Sayın Ahmet Aras’ın öncülüğünde yürütülen sosyal demokrat ve halkçı belediyecilik anlayışını hedef alan hiçbir rant çevresine karşı geriye bir adım bile atmayacağız. Doğanın, emeğin ve adaletin yanında durmaya; Muğla’nın havasını, suyunu, ormanını korumaya devam edeceğiz.
Yargının, bu süreçte hukuka, vicdana ve kamu yararına uygun bir tutum sergileyeceğine olan inancımızı koruyoruz. Ama herkes bilsin ki: Bu mücadele sadece bir imar planı meselesi değil, Türkiye’de yerel yönetimlerin ve halk iradesinin varlık mücadelesidir.”