AK Partili milletvekillerinin imzasını taşıyan ve zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılmasını öngören kanun teklifine karşı CHP Fethiye İlçe Örgütü, Yeşilüzümlü’de bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) milletvekillerinin imzasını taşıyan enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemeler içeren “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 13 Haziran’da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na sunuldu.
Bununla birlikte zeytinlik alanlarda, ormanlarda ve meralarda madencilik faaliyetlerinin yapılmasını, enerji yatırımları izinlerinin kolaylaştırılmasını ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin hızlandırılmasını öngören kanun teklifine karşı Türkiye’nin farklı yerlerindeki yerel mücadeler, ekoloji örgütleri ve sivil toplum kuruluşları (STK) koordinasyon grubu kuruldu.
Diğer yandan, 19 Haziran’da Muğla başlata olmak üzere Türkiye’nin farklı noktalarından gelerek görüşmeye katılmak isteyen yurttaşların alınamaması üzerine AK Parti ve muhalefet partileri arasında tartışmalar yaşandı, Avukat Yakup Okumuşoğlu Meclis’te yerde sürüklendi.
Kanun Teklifi, 20 Haziran’da ise toplamda 26 saat süren görüşmeler sonucunda Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda kabul edildi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Fethiye İlçe Örgütü Yeşilüzümlü’deki Avcı Kulübesi’nin yanında dün (9 Temmuz) saat 17.00’de zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılmasını öngören kanun teklifine karşı basın açıklaması gerçekleştirdi.
“YEŞİLİN, DENİZİN, AĞACIN, KUŞUN, ARININ, ZEYTİNİN KIYMETİNİ NE YAZIK Kİ BİLEMİYORLAR”
Basın açıklamasında CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin çok güzel bir coğrafya olduğunu vurgulayan Balcı, “Muğlalılar olarak bir kat, Fethiyeliler olarak ise iki kat daha şanslısınız; çünkü cennet gibi bir vatanda, eşsiz topraklarda yaşıyorsunuz. Ancak ne yazık ki AKP iktidarı ve tek adam rejimi hâlâ bu memleketin değerini ve önemini kavrayabilmiş değil. Yeşilin, denizin, ağacın, kuşun, arının, zeytinin kıymetini ne yazık ki bilemiyorlar” dedi.
Normalde devlet aygıtının ülkeyi, halkı ve vatan toprağını koruması gerektiğini ifade eden Balcı, şunları söyledi:
“Ne yazık ki bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde, sizin gibi vatansever insanlar işlerini güçlerini bırakarak Adalet Bakanı’ndan hukuku, Milli Eğitim Bakanı’ndan eğitim sistemini, Tarım ve Orman Bakanı’ndan tarım alanlarını, ağaçları ve zeytinlikleri, Sağlık Bakanı’ndan sağlık sistemini ve hastaları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan ise şehirlerimizi, kıyılarımızı ve denizlerimizi korumaya çalışıyor.”
Balcı, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin ve yurttaşların tek adam rejimine karşı mücadele ettiğini belirtti. İktidarın meşruiyetini yitirdiğini ve devletin tüm kurumlarını kendi iktidarını sürdürmek amacıyla kullandığını ifade etti.
“HER OTORİTER REJİMİN MUTLAKA BİR SONU VARDIR”
İktidarın yapılacak ilk seçimde kaybedeceğini söyleyen Balcı, “Şu anda, toplumun en güçlü muhalif kesimi olan ve bu ülkenin kurucu ve kurtarıcı partisi Cumhuriyet Halk Partisi’ne yoğun bir saldırı yürütüyorlar. Peki neden? Çünkü CHP Meclis’te direnmesin, maden yasası kolayca geçsin, zeytinlikler madene açılsın, istedikleri gibi Kanal İstanbul’u hayata geçirebilsinler istiyorlar. Bu amaçla tüm belediye başkanlarımızı, belediye meclis üyelerimizi ve partililerimizi yargı sopasıyla, şafak operasyonlarıyla Silivri zindanlarına göndermeye çalışıyorlar” dedi
İlk seçimde iktidarı değiştireceklerini belirten Balcı, “Buradaki yürekli direnişiniz ve mücadeleniz için hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Sizlerden ricam, asla umudunuzu kaybetmeyin. Bu Cumhuriyet, vatanını yürekten seven Mustafa Kemal Atatürk’e ve onun devrimlerine bağlı insanların omuzlarında yükselmeye devam edecektir. Unutmayın, hiçbir diktatörlük, hiçbir otokrasi sonsuza dek süremez; her otoriter rejimin mutlaka bir sonu vardır” sözlerini kullandı.
Balcı, konuşmasını Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözüne atıfta bulunarak sonlandırdı.
“GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ZARARLAR VERECEK BİR YASA SÜRECİ BAŞLATILMIŞTIR”
Balcı’nın ardından CHP Fethiye İlçe Başkanı Mustafa Koyuncu açıklama yaptı.
TBMM’de ‘talan yasası’ çalışmasının devam ettiğini ifade eden Koyuncu, “Yakılan ormanların üzerine yeniden oteller inşa edildiğini bölgemizde yaşayarak gördük. Şimdi ise ‘taşınabilir’ olarak gösterilen zeytinlikler ve tarım alanlarıyla ilgili kurulan bir üst kurul aracılığıyla bölgenin altını üstüne getirmek istiyorlar” dedi.
İktidarın halktan yana değil sermayeden yana olduğunu vurgulayan Koyuncu, şu ifadeleri kullandı:
“Maden Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair teklif ile doğamıza, toprağımıza, insanımıza ve hayvanlara geri dönüşü olmayan zararlar verecek bir yasa süreci başlatılmıştır. Talan yasası olarak adlandırdığımız bu teklif, toplumun bilinçlenmesi ve etkilerinin tartışılmasına fırsat verilmeden, kamuoyu baskısının önüne geçmek amacıyla halktan gizlenerek; iktidar ve ortakları tarafından kapalı kapılar ardında yürütülmektedir.”
Koyuncu, yasa teklifi yasalaşırsa en büyük zararı görecek olan üretici ve köylülerin Meclis’e girerek seslerini duyurmalarının engellendiğini belirtti. CHP’nin ise üretici ve köylünün yanında durarak Meclis Komisyonu’na girmelerine yardımcı olduğunu ve seslerini duyurmalarını sağladığını ifade etti.
CHP’nin bu yasaya karşı olduğunu söyleyen Koyuncu, “Her zaman vatan topraklarımızın talanına, rant projelerine, demokrasimize yönelik tehditlere, iç ve dış dayatmalara ve halkımızın sömürülmesine karşı mücadele içinde olduk. Biz, kökleri Kurtuluş Savaşı’na dayanan; Mustafa Kemal Atatürk ve vatanseverler tarafından kurulmuş bir partiyiz. Vatansever insanımızla birlikte geçmişte olduğu gibi bugün de, gelecekte de vatanımız için her türlü mücadeleyi göze aldık” sözlerini kullandı.
“BU TOPRAĞIN HEM ÜSTÜNÜ HEM DE ALTINI SAVUNACAK OLAN BİZLERİZ”
Yasanın Türkiye’de yaşayan tüm yurttaşları ilgilendirdiğini ifade eden Koyuncu, son olarak şu ifadeleri kullandı:
“Bu yasa teklifine karşı yürütülen mücadele, vatan topraklarımızın talanına karşı bir savunmadır. Ve sözlerimi şu ifadeyle bitiriyorum: Ya hep beraber, ya hiçbirimiz! Her zaman ve her yerde birlikte mücadele edeceğiz. Bu toprağın hem üstünü hem de altını savunacak olan bizleriz.”
Mustafa Koyuncu’nun ardından Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Fethiye İlçe Sorumlusu Zeynep Ebru Aksoy açıklama yaptı.
Pek çok taş ocağı projesini, yurttaşlarla bir araya gelerek ve hukuki yollarla mücadele ederek engellediklerini ifade eden Aksoy, “Şu anda tam karşımızda gördüğünüz bölgede, Bakanlık tarafından 110 bin dönümlük alanda 30 yıllık dördüncü grup maden işletme ruhsatı verilmiş durumda. Bu ruhsat, Göcek’in üst kısmındaki Karacaören Köyü’ne kadar uzanan geniş bir alanı kapsıyor. Hem yamaçları hem de Fethiye’nin doğusundan gelen tüm su kaynaklarını içine alan bu bölgede, Yanıklar Mahallesi ve çevresindeki derelerin üzeri de dahil olmak üzere devasa bir alanda maden işletme izni verilmiş” dedi.
“ORTAYA ÇIKAN TAHRİBAT REHABİLİTASYONLA YA DA TAŞIMA GİBİ YÖNTEMLERLE GİDERİLEBİLECEK TÜRDEN DEĞİL”
Projeye karşı 2022’den beri hukuki yollarla mücadele ettiklerini söyleyen Aksoy, şunları söyledi:
“Davamız ilk etapta Danıştay’a gitti ve davayı kazandık. Şu anda dosya yeniden, temizlenmiş haliyle görülüyor. Ancak bu yasa Meclis Genel Kurulu’ndan geçerse, tüm bu çabalarımız boşa çıkacak. Çünkü şu an karşı tarafta, orman tarafından yer teslimi yapılmadığı için firmanın işe başlayamadığı alan, bir anda devredilip hemen kullanıma açılabilecek. Biz, sadece karşı çıkmak için karşı çıkmıyoruz; işlerin doğru ve adil şekilde yürütülmesini istiyoruz. Kaldı ki, dördüncü grup maden sahalarında ortaya çıkan tahribat rehabilitasyonla ya da taşıma gibi yöntemlerle giderilebilecek türden değil.”
Bölgenin suyunun azaldığını hatırlatan Aksoy, “Havası, suları kirlenecek; Fethiye Körfezi’ne inen tüm su kaynakları zarar görecek. Herkes zeytincilikten bahsediyor ama burada en az onun kadar önemli olan bir diğer üretim de arıcılık. Muğla Arısı, dünyadaki en kaliteli çam balını üretiyor. Üstelik bu arı türü için Bakanlık tarafından gen koruma çalışmaları yürütülüyor. Peki o zaman neden bir yandan Muğla Arısı’nı korumaya çalışırken, diğer yandan onu ve yaşam alanlarını yok edecek projelere izin veriyoruz? Biz bunu gerçekten anlayamıyoruz” ifadelerini kullandı.
“DAYANIŞMAYI VE YAN YANA DURUŞUMUZU DAHA DA GÜÇLENDİRMEMİZ GEREKİYOR”
Tek taraflı projelerin yapılmaması gerektiğini söyleyen Aksoy, “Nif’in üst tarafında Nif Çeşmesi’nin bulunduğu, harika bir yayla yer alıyor. Bu bölgede doğal olarak gezen yerli cins inekler yaşıyor. Yayla Koru Köyü bir yandan bu yayladan su alırken, diğer yandan Söğütlü’den gelen sular Eşen Çayı’na bağlanıyor. Bu alanla ilgili daha önce açtığımız ayrı bir dava vardı ve Danıştay’da bu davayı kazandık. Ancak karar kesinleştikten sadece iki ay sonra aynı kişi yeniden başvuruda bulundu ve Bakanlık bu kez tekrar ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verdi. Biz de bu karara karşı bir kez daha dava açtık” sözlerini kullandı.
CHP Fethiye İlçe Örgütü’ne teşekkür eden Aksoy, “Artık bu mesele partiler üstü bir konudur. Tüm siyasi partileri burada görmek istiyoruz. Dayanışmayı ve yan yana duruşumuzu daha da güçlendirmemiz gerekiyor” diyerek sözlerini noktaladı.