Ankara’da cemevlerine karşı düzenlenen saldırılara karşı, Muğla’nın Datça, Milas ve Menteşe ilçelerinde basın açıklaması düzenlendi ve saldırılar kınandı. Açıklamada, “Bu saldırının tüm yönleriyle açığa çıkarılması için kararlılıkla mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyoruz” dendi.
Hicri takvime göre Muharrem ayının birinci günü ve Aleviler için 12 günlük matem orucunun başlangıç günü olan 30 Temmuz 2022 tarihinde, Ankara’da cemevlerine saldırılar düzenlenmişti.
Saldırıların ardından Türkiye’nin farklı yelerlerinde saldırıları kınayan ortak basın açıklamaları düzenlendi. Muğla’nın Datça ve Milas ilçesinde 31 Temmuz 2022 tarihinde, Menteşe ilçesinde ise dün (1 Ağustos 2022) basın açıklaması yapıldı.
Datça’da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Datça Şubesi ile Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Datça Cemevi Şubesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Datça Şube Başkanı Bilge Altun okudu.
Milas’ta Atapark’ya yapılan basın açıklamasını Milas Pirsultan Abdal Kültür Derneği Şube Başkanı Seyfettin Metin okudu.
Menteşe Sınırsızlık Meydanı’nda yapılan basın açıklamasını ise Muğla Pirsultan Abdal Kültür Derneği Başkanı İyas Durna okudu.
“BİZ HER TÜRLÜ ÇATIŞMA DİLİNE KARŞI BARIŞIN VE KARDEŞLİĞİN SAFLARINDA YER ALIRIZ”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Canlarımıza, Cemevlerimize ve kurumlarımıza saldıranlar; bu saldırıları planlayıp yönetenler bilsinler ki bizi demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesinden koparamayacaksınız. Çünkü biz, baskıya zorbalığa ve her türlü şiddet politikalarına boğun eğmeyiz.
Savaş çığırtkanlığına ve her türlü çatışma diline karşı barışın ve kardeşliğin saflarında yer alırız.
Biz Aleviler, tarih boyunca her türlü provokatör tertibinin karşısında ve bize yönelik her saldırıya rağmen 72 millete bir nazarla bakmaya devam ettik.”
“ÜLKEMİZİ KANA BULAMAK İÇİN TETİKÇİLERİ VE GÜDÜMLÜ KATİLLERİ KULLANAN DERİN DEVLET GÜÇLERİNİ ONLARCA BENZER KATLİAMDAN BİLİYORUZ”
Açıklamada Alevilerin gerilimden ve şiddetten beslenen politikaların karşısında durduğu ve durmaya devam edeceğinin altı çizilerek, “Ülkemizi kana bulamak için, tetikçileri ve güdümlü katilleri kullanan derin devlet güçlerini Koçgiri, Dersim, Maraş, Çorum, Gazi, 10 Ekim’den ve Suruç’tan ve onlarca benzer katliamdan biliyoruz.
Aleviler olarak eşit yurttaşlık mücadelesi verirken çok iyi biliyoruz ki, bu ülkede yaşayan halklar inançlar ve kimlikler özgür olmadan biz de asla özgür olamayacağız. Bu nedenle dost ve musahip kurumlarla, ilerici aydın, demokrat ve devrimci güçlerle birlikte omuz omuza bir mücadeleye inanıyoruz” ifadeleri kullandı.
“HALKIMIZI KURUMLARINA VE CEMEVLERİNE SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ”
Saldırıların asıl amacının ülkede kaos ve çatışma ortamı yaratmak olduğunun bilincinde olunduğu dile getirilerek, şu ifadelere yer verildi: “2023 genel seçimleri öncesi kaostan ve çatışmadan beslenmek isteyen karanlık güçlerin harekete geçmesine zemin hazırlayan devletin ve AKP hükümetinin şiddet dilinin de farkındayız. Bu saldırıların daha büyük ve acı bir sonuca varmaması için başta demokrasi güçleri olmak üzere herkese görev düşmektedir.
Halkımızı kurumlarına ve cemevlerine sahip çıkmaya ve provokasyona karşı uyanık olmaya çağırıyoruz!”
“KINAMA VE GEÇMİŞ OLSUN İLE GEÇİŞTİRİLECEK BİR DURUM DEĞİLDİR”
Hükümetin bu vesile ile göreve çağırıldığı ve uyarıldığı açıklamada, “Bu saldırıların arka planını örgütleyicisini ve azmettiricisini derhal açığa çıkarın! Aksi taktirde zan altında kalmaktan kurtulamazsınız. Kınama ve geçmiş olsun ile geçiştirilecek bir durum değildir.
İçişleri Bakanlığı daha birkaç gün önce yayınladığı genelgede Cemevlerine yakın olacaklarını boş bırakmayacaklarını ilan etmişken daha Muharrem’in birinci gününden bu olayların olması bizim açımızdan düşündürücüdür” dendi.
“CEMEVLERİNE SALDIRMAK ANADOLU HALKLARININ HOŞGÖRÜSÜNE VE BİN YILLIK KOMŞULUĞA SALDIRMAKTIR”
Alevilerin dili, dini, inancı, ırkı, mezhebi ve cinsiyeti ne olursa olsun herkesin eşit ve özgür bireyler olarak yaşayabildiği; kimsenin kimliğinden dolayı ötekileştirilmediği, katledilmediği demokratik bir cumhuriyette bir arada kardeşçe yaşamı savunduklarının ifade edildiği açıklama şöyle devam etti:
“Biz Aleviler olarak diyoruz ki, bozuk düzende sağlam çark olmaz! Bu adaletsiz düzeni hep birlikte değiştireceğiz. Halklar inançlar ve kimlikler olarak omuz omuza vererek demokrasi ve eşit yurttaşlık haklarımızı birlikte kazanacağız.
Sevgili canlar, cemevleri milyonlarca Alevinin ibadethanesidir. Orada hiç kimseye makamı, dili, dini, rengi sorulmaz. Cemevlerine saldırmak aslında Anadolu halklarının hoşgörüsüne ve bin yıllık komşuluğa saldırmaktır.
Biz zalimlerin, zorbaların, ırkçıların dışında kimsenin karşısında olmadık. Aleviler tarihi boyunca hiçbir halkın onurunu incitecek kalkışmada bulunmadı. Bundan sonra da böyle olacaktır.”
“HÜKÜMETİN, CEMEVLERİNİ TANIMAYAN VE ANAYASAL STATÜYE KAVUŞTURMAYAN YAKLAŞIMLARI BU SALDIRILARA ZEMİN HAZIRLAMAKTADIR”
Açıklamada son olarak, Türkiye’nin başkentinde Alevilerin ibadethanelerine ve mekanlarına yapılan saldırının şiddetle kınandığı belirtilerek, “Bu saldırının tüm yönleriyle açığa çıkarılması için kararlılıkla mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyoruz. Hükümeti bir kez daha uyarıyoruz, cemevlerini tanımayan ve Anayasal statüye kavuşturmayan, Alevileri her türlü insanlık dışı asimilasyon politikasına tabi tutan hakir gören aşağılayan yaklaşımlarınız bu saldırılara zemin hazırlamaktadır.
Taleplerimizi kabul edin ve ibadethanelerimizi yasal statüye kavuşturun. Elinizi diliniz inancımızdan ve inanç merkezlerimizden çekin. Bizi tarif etmeyin, tanıyın!” dendi.