Yazar: Hülya Çetinkaya
Herkese, ÇED Raporu Bülteni’nin birinci sayısından merhaba,
Öncelikler, hala bültenimize abone olmadıysanız buradan abone olabilirsiniz:

Bu bülteni ve Muğla’daki ÇED Raporu Raporu’nu kafamızda tasarlarken ayda bir kere ve ayın ilk birkaç gününde yayınlanmasını öngörmüştük fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Planlanan rapora bir mail bülteni eşlik edecekse ÇED takvimi en az iki haftada bir yayınlanmayı mecbur kılıyordu çünkü ayın başında duyurulan bir Halkın Katılımı Toplantısı ayın son haftasına denk geldiğinde geçip bitmiş bir toplantının duyurusunu bülten olarak göndermiş olacaktık. Bu da bültenin önden haber verme işlevini etkisiz hale getirecekti. Hem teknik zorluklar (İlk defa böyle bir işe kalkışıyoruz) hem de planlama aşaması ayın 1’i ve 15’inde yayınlanmasını istediğimiz bültenin ilkini üç gün geciktirmiş oldu. Bunu alışkanlık haline getirmemeye çalışacağız.
Neden böyle bir işe kalkıştığımızı şurada anlatmaya çalışmıştım.
Kaldığımız yerden devam edecek olursak, bu hafta Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Milas Meclisi Gönüllüsü Neşe Tuncer, 26 Eylül’de Milas’ta katıldığı Shelton Turizm Konaklama Tesisi projesinin Halkın Katılımı Toplantısı’ndan izlenimlerini aktaracak.
Bu haftanın odağında ise Menteşe ve Köyceğiz’de yapılmak istenen Krom Ocağı Yeraltı İşletmeciliği projesi olacak.
İki hafta sonra görüşmek üzere…

Nerede ne oldu?
2024 yılının Eylül ayında Muğla’da toplamda 19 farklı proje için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin farklı aşamalarına dair 22 duyuru yapıldı.
Özetle;
Bu duyuruların 9’u ÇED Süreci başlaması duyurusuydu. ÇED süreci başlatılan iki projeye yine bu ay içinde HKT tarihi verildi.
- 4 Projeye ÇED Gerekli Değildir kararı, 1 projeye de ÇED olumlu kararı verildi.
- 1 proje için Halkın Katılımı toplantısı düzenlendi.
- İki ÇED süreci durduruldu fakat biri yeniden ÇED Süreci başvurusunda bulundu ve aynı ay içinde HKT aşamasına kadar ilerleyebildi.
- Eylül ayında en çok, 5 duyuru ile enerji sektöründeki projelerle ilgili duyurular yapıldı. Enerji sektörünü 4 duyuru ile I., II. ve V. Grup Madenler, 4 duyuru ile turizm, 2 duyuru ile Petrol-Doğalgaz-III. ve IV. Grup Madenler ve birer duyuru ile atık, gıda, kıyı ve ulaşım sektörlerindeki duyurular izledi.
Eylül ayında en çok ÇED süreci duyurusu yapılan ilçeler, 7 duyuru ile Milas ve Bodrum oldu. Onları 2 duyuru ile Seydikemer ve birer duyuru ile Dalaman, Fethiye, Köyceğiz, Menteşe ve Ula izledi. Yani Muğla’nın 13 İlçesinden 8’inde bu ay bir ÇED süreci duyurusu vardı.
Duyuruların içeriği ise ilçe bazında şöyle gerçekleşti:
7 duyuru / Milas:
- 2 Aylül’de Shelton Turizm Konaklama Tesisi projesi için 26 Eylül’de gerçekleşen HKT’nin duyurusu yapıldı.
- 4 Eylül’de Güneş Enerji Santrali projesi için ÇED süreci başlatıldı.
- 4 Eylül’de Endüstriyel Hammaddeler Kırma Eleme Öğütme ve Zenginleştirme Tesisi projesi ÇED Gerekli Değildir kararı verildi.
- 4 Eylül’de Zeytinyağı Üretim Tesisi projesi için ÇED Gerekli Değildir kararı verildi.
- 6 Eylül’de Turizm Konaklama Tesisi projesi için ÇED süreci başlatıldı.
- 9 Eylül’de Turguttepe Rüzgar Enerji Santrali (Res) Kapasite Artışı projesi için İDK toplantısı tarihi duyurusu 30 Eylül olarak duyuruldu.
- 10 Eylül’de Pirina Yağı Üretimi Ve Pirina Kurutma Tesisi (Tehlikesiz Atık Geri Kazanım) projesi için ÇED süreci başlatıldı.
7 duyuru / Bodrum: (Bu duyurulardan üç tanesi tek bir proje içindi)
- 13 Eylül’de Sarpege Rüzgar Enerji Santrali projesinin ÇED sürecinin durdurulduğu duyuruldu. Aynı proje için aynı şirket 25 Eylül’de yeniden ÇED süreci başlattı ve iki gün içinde, projenin HKT tarihi 5 Kasım olarak duyuruldu.
- 6 Eylül’de Bodrum-1 Güneş Enerji Santrali (10 Mwe/10 Mwm) Ve Elektrik Depolama Tesisi projesi için ÇED olumlu kararı verildi.
- 18 Eylül’de Alapınar Rüzgar Enerji Santrali (Res) Kapasite Artışı projesinin İDK tarihi 9 Ekim olarak açıklandı.
- 23 Eylül’de Turizm Konaklama/Otel Tesisi Kapasite Artırımı projesi için ÇED süreci başlatıldı.
- 27 Eylül’de Çekek Yeri Kapasite Artırım ve Travel Lift İskelesi projesi için ÇED süreci başlatıldı.
2 duyuru / Köyceğiz
- 6 Eylül’de RN. 200807209 Numaralı Krom Ocağı Yeraltı İşletmeciliği ve Cevher Hazırlama projesi için ÇED süreci başlatıldı. Anı proje için 20 Eylül’e HKT tarihi belirlendi. Bu tarih 17 Ekim olarak belirlendi.
2 duyuru / Seydikemer
- 11 Eylül’de S. 20050192 Ruhsat Numaralı Kalker Kırma Eleme Tesisi projesi için ÇED süreci başlatıldı.
- 20 Eylül’de I(A) Grubu Maden (Kum-Çakıl) Yıkama Eleme Tesisi projesi iptal edildi.
1 duyuru / Dalaman
- 19 Eylül’de 3378045 Erişim Numaralı Sahada Jeotermal Kaynak Kullanımı ve İşletme Tesisi projesi için ÇED süreci başlatıldı.
1 duyuru / Fethiye
- 14 Eylül’de ER: 3385406, HÜİB No: 48/2019-03 Nolu Kaya (Kaya-1 Malzeme) Ocağı ile Kırma-Eleme Tesisi projesi için ÇED gerekli değildir kararı verildi.
1 duyuru / Menteşe
- 5 Eylül’de yapılan duyuruda S.200810161 Numaralı Krom Ocağı Yeraltı İşletmeciliği projesi için İDK tarihinin 4 Ekim olduğu duyuruldu.
1 duyuru / Ula
- 4 Eylül’de yapılan duyuruda (Muğla-Kale) Ayrımı (Muğla-13. Bölge Hudut) Ayrımı İl Yolu Proje Revizyonu projesi için ÇED gerekli değildir kararı verildi.
Yaklaşan HKT ve İDK tarihleri
Eylül ayında toplamda, Çevre, Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı ve Muğla Valiliği’ne başvuru yapan 9 proje kabul edildi ve ÇED Süreci başlatıldı. ÇED süreci başlatılan iki projeye yine bu ay içinde HKT tarihi verildi. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek bu toplantıların tarihleri şu şekilde:
- Köyceğiz’de Eti Krom A.Ş. tarafından yapılmak istenen, IV. Grup Madenler türündeki, Krom Ocağı Yeraltı İşletmeciliği ve Cevher Hazırlama projesi için, 6 Eylül 2024’te ÇED süreci başlatıldı. Çevre, Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, şirketin sunduğu ÇED raporu kabul edilerek HKT için 17 Ekim 2024 tarihi belirlendi.
- Bodrum’da G Enerji Yatırımları İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılmak istenen Rüzgar Enerji Santralleri türündeki, Sarpege Rüzgar Enerji Santrali (RES) (10 MWm/10 MWe) projesinin 13 Eylül 2024 tarihinde İptal/İade edildiği duyurulmuştu. Şirket ÇED sürecinin başlatılması için yeniden başvuru yapıldı ve Bakanlık 25 Eylül 2024’te yeniden ÇED sürecinin başlatıldığını duyurdu. İki gün sonra, 27 Eylül’de ise projenin HKT tarihi 5 Kasım 2024 olarak belirlendi.
- Menteşe’de Eti Krom A.Ş. tarafından yapılmak istenen S.200810161 Numaralı Krom Ocağı Yeraltı İşletmeciliği projesi için 5 Eylül’de yapılan duyuruda İnceleme Değerlendirme Kurulu Toplantısı’nın 04 Ekim 2024 tarihinde yapılacağı duyuruldu.
- Milas’ta Sabaş Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılmak istenen Turguttepe Rüzgar Enerji Santrali (Res) Kapasite Artışı projesi için 9 Eylül’de yapılan duyuruda, duyuruda İnceleme Değerlendirme Kurulu Toplantısı’nın 30 Eylül 2024 tarihinde yapılacağı duyuruldu.
- Bodrum’da Gökova Elektrik Üretim ve Tic. A.Ş. tarafından yapılmak istenen Alapınar Rüzgar Enerji Santrali (Res) Kapasite Artışı projesi için 18 Eylül 2024’te yapılan duyuruda İnceleme Değerlendirme Kurulu Toplantısı’nın (İDK) 09 Ekim 2024 tarihinde yapılacağı duyuruldu.
İzlenim

Bargilya Tuzlası Tampon Bölgesinde yapılmak istenen 1220 otel projesinin Halkın Katılımı Toplantısında halk sorularına yanıt bulamadı
Yazı: Neşe Tuncer
Muğla’nın Milas ilçesi Boğaziçi Mahallesinde Shelton İnşaat Pazarlama A.Ş. tarafından yapılmak istenen 1220 yataklı apart otel projesinin Halkın Katılımı Toplantısı bugün (26 Eylül) Boğaziçi köyünde Anatolia Cafe’de yapıldı. Masalar ve yeterince oturma yeri hazırlanmış ve masalara proje broşürleri bırakılmıştı.
Toplantı ÇED başvuru dosyasını hazırlayan ENVA Çevre Danışmanlığı LTD ŞTİ’nin sunumuyla başladı. Öncelikle ÇED sürecini anlatan şirket yetkilisi daha sonra planlanan otel projesine ilişkin çizimler ve detayları aktardı. Anlattığı kadarıyla 10 blok ve bir otel binasından oluşan projede havuzlar, köy kahvesi, dükkanlar, bir çarşı (AVM olsa gerek), meydan ve sosyal tesisler olacakmış. Bu sosyal tesisler de bölgede yaşayanların kullanımına açık olacakmış.
Bölgenin “hassasiyetlerinin farkında” olduklarını birkaç kere üstüne basarak tekrarlayan ENVA yetkilisi ÇED tanıtım dosyalarında standart olarak yer alan su kullanımı, atık su deşarjı, katı atıkların bertaraf edilmesi, toz emisyonu ve oluşacak gürültü konusunda var olan kanun ve yönetmeliklere uyulacağını belirterek sunumunu sona erdirdi.
Proje tanıtım dosyası özensiz ve yetersiz hazırlanmıştı, sunum da bir halkın bilgilendirme toplantısından ziyade bir gayrimenkul satış/pazarlama sunumu tadındaydı. Proje tanıtım dosyasını hazırlayanların ne Bargilya antik kentinden, ne Metruk Tuzlası’nın adının Bargilya Tuzlası olarak değiştiğinden ne bölgenin 26 Haziran 2021 tarihli 4167 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile kesin korunacak alan ilan edildiğinden ne de Tuzla Yönetim Planı’ndan haberleri vardı.
Toplantıya katılan vatandaşların öncelikle merak ettikleri proje dosyasını hazırlayanların bölgenin hangi hassasiyetleri olduğunu düşündüklerinin açıklanmasıydı. Çünkü sunumda projenin Metruk Tuzla tampon bölgesi içinde kaldığından ve proje alanının üst ölçekli planlarda orman arazisi olduğunu söylemesi dışında bir bilgi verilmemişti. Proje tanıtım dosyasında da flora ve fauna konusunda genel geçer cümleler dışında bir bilgi yoktu. Sunumu yapan şirket yetkilisi bölgede kuşların olduğunu, zaten bilim insanlarının bu kuşların latince isimlerini de zikrederek ÇED raporuna yazacaklarını söyleyerek içimizi rahatlattı(!)
Ciddi kuraklık tehlikesi altında bulunan Bodrum Yarımadası’nda yaşanan susuzluk bu yaza damgasını vurmuşken, projenin planlandığı Boğaziçi mahallesindeki pek çok site tankerle kullanma suyu alırken, sorulan bir soru üzerine projede günlük kişi başı 376lt su kullanımı öngörüldüğünü, bu su ihtiyacının belediyeden (MUSKİ’den), yağmur suyu hasadı ile, atık suyun arıtılmasıyla, bunlar da yetmezse ters ozmos yöntemiyle denizden temin edileceğine dair bir açıklama yapıldı.
Projeye itirazlar genel olarak su kullanımı, katı/sıvı atık yönetiminin nasıl yapılacağı konusunda tatminkar cevaplar verilmemesi ve sulak alana ve sulak alanda yaşayan veya göçleri sırasında konaklayan kuş türlerinin Türkiye’nin taraf olduğu Bern Sözleşmesi doğrultusunda nasıl korunacağından bahsedilmemiş olması üzerineydi.
Öte yandan, projeyi köye turizm geliri getirme ve altyapı yatırımlarının hızlanması açısından olumlu gören katılımcılar da vardı. Boğaziçi Köyü’ndeki aşırı yapılaşmanın önü alınamamışken ve bu sitelere itiraz edilmemişken, şimdi yönetmeliklere uyma taahhüdü veren bir turizm yatırımına neden karşı çıkıldığını anlamadığını dile getiren bir katılımcı vardı mesela. Bu katılımcı “dışarıdan gelip köye yerleşenlerin kimseyi istemedikleri” olarak yorumluyordu karşı çıkışları.
Bargilya Tuzlası tampon bölgesi içinde arazisi olan ancak gerek alanın kesin korunacak alan statüsü gerekse Tuzla Yönetim Planı nedeniyle mülkü üzerinde dilediğince tasarrufu olmayan bir başka katılımcı da bu sorununu dile getirdi.
Sonuç olarak yine özensizce hazırlanmış içi boş bir proje tanıtım dosyasının, katılan halkın sorularına ve endişelerine cevap vermekten çok uzak sunumunu dinledik. Tüm sorular belirsiz bir gelecekte ele alınacak/değerlendirilecek/çözülecek konular olarak geçiştirildi. Bargilya antik kenti ve Uluslararası Öneme Haiz Kuş Alanı ve kesin korunması gereken bir sulak alan olan Bargilya Tuzlası bir yine rant projesine dekor yapılmak isteniyor ve maalesef halkın katılımı kandırmacası ile bu tiyatro bir kez daha ve bu sefer Boğaziçi köyünde oynandı. Şimdi biz süreci yakından takip edeceğiz ve İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısına hazırlanacağız.
Odak
Bu ayın “Odak”ında Eti Krom’un Köyceğiz’e bağlı Yayla Mahallesi mevkisinde yapmak istediği Krom Ocağı Yeraltı İşletmeciliği ve Cevher Hazırlama projesi var.

Bu proje yeni bir proje değil. Eti Krom, ruhsat numarası 200807209 olan alanda 2022 yılında krom ocağı yeraltı işletmeciliği için, EK-2 projesi olarak 3 Ocak’ta ÇED sürecini başlatmış fakat projenin EK-2 değil EK-1’e, yani proje tanıtım dosyası değil ÇED raporu hazırlaması gereken projeler arasında yer aldığı için “ÇED gereklidir” kararı verilmişti. Ardından da Nazka Çevre Mühendisliği şirketine ÇED raporu hazırlatmıştı ve 31 Ağustos’ta ÇED süreci başlamıştı.
Eti Krom aynı proje için Menteşe’nin Karacaören Köyü’nde de benzer tarihlerde ÇED sürecini başlatmıştı. Bu noktada küçük bir parantez açmakta yarar var. Muğla-Denizli arasındaki ofiyolit birimleri içerisinde bulunan krom yataklarının Türkiye’deki krom potansiyelinin yaklaşık yüzde 6’sını oluşturduğunu hatırlatmakta fayda var. Fakat yine de bir yerde rezerv olması illa çıkarılması gerektiği anlamına da gelmiyor. ÇED süreçleri de aslında bu tür durumları değerlendirmek için var.
Menteşe ve Köyceğiz’deki projeler için 29 Eylül 2022 tarihinde Halkın Katılımı Toplantısı düzenlenmişti. Hatta benim de içinde olduğum Gündem Fethiye ekibiyle, HKT’yi izleme ve itirazlarını dile getirmek isteyen yurttaşlar Köyceğiz’de saat 11:00’de planlanan bir HKT’den çıkıp, saat 15:30’da Denizli sınırına yakın Karacaören Köyü’ndeki bir diğer toplantıya yetişmek zorunda kalmıştı.
Köyceğiz’deki toplantı ise toplantıyı organize etmesi gereken Nazka Çevre Mühendisliği’nin gerekli ortamı oluşturmaması üzerine, yurttaşların itirazı sonucunda iptal edilmişti.
Menteşe Karacaören’deki toplantı ise yapılmış ve yurttaşlar itirazlarını dile getirmişlerdi. Bu toplantıdan aklımda kalan önemsediğim bir an var. Yurttaşlar tarafından kalkın katılımının Çevre Kanunu’nda önemli bir ilke olarak yer almasının ifade edilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konu hakkındaki kararının hatırlatılması üzerine, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü görevlilerinden biri “Burası Avrupa mı Allah aşkına” diye bir yanıt vermişti. ÇED süreçlerinde yurttaşlar her zaman HKT’nin formalite olarak yapılmasını eleştiriyor fakat, bu yanıt bu durumun ete kemiğe bürünmüş haliydi.
Menteşe’de başlatılan ÇED süreci henüz tamamlanmış değil. Hatta bugün (4 Ekim) İnceleme Değerlendirme Kurulu (İDK) toplantısının gerçekleştirilmiş olması gerekiyor.
Köyceğiz’deki proje ise 14 Haziran 2024 tarihinde iptal edildi. İptal edilmesi gerekçesi ise Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün proje ile ilgili verdiği görüşe dayandırılıyordu.
Milli Parklar Genel Müdürlüğü özetle proje ruhsat alanı içinde Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı’nın olduğunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na göre de bu alanlar içinde ekolojik denge ile ekosistemin bozulamayacağını, yaban hayatın tahrip edilemeyeceğini, söylüyordu. Kanunun “Bu sahaların özelliklerinin kaybolmasına veya değiştirilmesine sebep olan veya olabilecek her türlü müdahaleler ile toprak, su ve hava kirlenmesi ve benzeri çevre sorunları yaratacak iş ve işlemler yapılamaz” maddesi hatırlatılıyordu.
Kaş yaparken göz çıkarmak
Buradaki anahtar kelimelerimiz iptal metninde de yer alan “Proje alanının Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı sınırları içerisinde kaldığı görülmüştür.” Oysa proje için hazırlanan ilk ÇED raporunda aynen şu ifadeler yer alıyordu:
“Proje alanının tamamı 1/100.000 ölçekli Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planına göre proje alanının doğusunda Kartal Gölü Doğal Sit Alanı bulunmaktadır. Aşağıdaki şekilde çevre düzeni planına göre doğal sit alanının sınırları görülmektedir. ÇED proje alanı Kartal Gölü Doğal Sit Alanı sınırları dışında kalmaktadır.”
İkinci defa hazırlanan ÇED raporunda da bu ifadeler birebir tekrar ediliyor.


Gerçekten de yukarıda birinci ve ikinci ÇED raporundaki ruhsat ve ÇED alanlarına baktığımızda birbirinden farklı olduğu görülüyor. Fakat dikkatli gözler yeni ruhsat ve ÇED alnının Kartal Gölü Tabiatı Koruma Alanı’ndan çok da uzaklaşmaması bir yanan yeni yerin tam da Namnam Çayı’nın üzerinde yer aldığını fark edecekler.
Daha da enteresan olan ben raporda projenin Namnam Çayı’na etkisine dair herhangi bir bölüm göremedim.
Dosyayı incelemeye devam ettiğimde, ikinci ÇED raporunda ilk projeye göre ruhsat alanı ve ÇED alanın küçültüldüğünün belirtildiğini fark ettim. Nisan 2022’de ilk projeye ÇED gereklidir kararı verilen alandan uzakta yeni bir ÇED alanı belirlendiği belirlendiği söyleniyor.
Gerçekten de ruhsat ve ÇED alanlarına bakıldığında farklılık görülüyor. Buna göre, Ekonorm Çevre İş Sağlığı Ve Güvenliği Ölçüm Hiz. Müh. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından hazırlanan ikinci ÇED raporunda alanların büyüklüğü şöyle belirtilmiş:
“RN: 200807209 ve ER. 3160232 numaralı IV(c). Grup 217,33 hektar ruhsat alanında yeraltı üretim yöntemi ile 23,95 hektarlık ÇED alanında krom ocağı işletilmesi planlanmaktadır.”
Bu alanların büyüklüğü, birinci ÇED raporunda şu şekilde:
- Ruhsat alanı: 491,23 hektar
- ÇED alanı: 61,56 hektar
İlk raporda belirtilenin yarısından fazla bir küçülmeye gidildiği görülüyor. Fakat birinci ve ikinci raporda da üretim miktarları birebir aynı olarak belirtilmiş. Bu miktarlar da şu ifadelerle belirtilmiş:
Birinci ÇED raporu: “Proje kapsamında 350 m3 /yıl (1400ton/yıl) tüvenan cevher üretilmesi planlanmakta olup bu miktar krom cevherinin çıkarılabilmesi için yaklaşık 160 m3 /yıl (448 ton/yıl) ekonomik olmayan kayaç(EOK) çıkarılması gerekmektedir. Proje kapsamında tüvenan cevher ve ekonomik olmayan kayaç ile birlikte toplam 510 m3 /yıl (1848 ton/yıl) malzeme(cevher+EOK) çıkarılacaktır.”
İkinci ÇED raporu: “Proje kapsamında ortalama % 38-40Cr2O3 tenörlü 350 m3 /yıl (1400 ton/yıl) tüvenan cevher üretilmesi planlanmakta olup bu miktar krom cevherinin çıkarılabilmesi için yaklaşık 160 m3 /yıl (448ton/yıl) ekonomik olmayan kayaç (pasa) çıkarılması gerekmektedir. Proje kapsamında tüvenan cevher ve ekonomik olmayan kayaç ile birlikte toplam 510 m3/yıl (1848 ton/yıl) malzeme (cevher+pasa) çıkarılacaktır.”
Proje alanı küçülürken üretimin nasıl birebir aynı kalabildiğine dair bir uzman görüşüne ihtiyaç var tabii ki ama ilk bakışta, kopyala yapıştır yöntemiyle yeni bir rapor hazırlandığı hissini perçinliyor.
Ekonomik ömür
Yeni rapordaki bir farklılık projenin ekonomik ömrüne dair.
İlk raporda projenin ekonomik ömrünün 10 yıl olduğu belirtilmiş ve şu hesaplama yapılmış:
“Sahanın toplam görünür rezervi yukarıdaki tabloda da göründüğü gibi 14.000 ton’dur. Sahanın diğer kısımlarında da küçük çaplı krommostraları mevcuttur. Bu kısımlar muhtemel rezerv alanı olup, sahadaki muhtemel rezerv durumu da aşağıdaki gibi verilmiştir. Görünür Rezerv : 14.000 ton Muhtemel Rezerv : 14.000 ton Toplam Rezerv : 28.000 ton Proje kapsamında planlanan krom ocağının ömrü görünür rezerv göz önünde bulundurularak hesaplanmıştır. Krom ocağında yılda 1400 ton tüvenan krom cevheri üretilmesi planlanmaktadır. Bu durumda proje ömrü 14.000 ton / 1400 ton/yıl = 10 yıl olarak bulunur.”
İkinci raporda ise şu şekilde belirtilmiş:
“Projenin ekonomik ömrü, görünür rezerv miktarına bağlıdır. İşletilebilir Görünür Rezerv: 20.000 ton dur. Ortalama Yıllık Üretim Miktarı: 14000 ton
Projenin faydalı ömrü = Toplam İşletilebilir Görünür Rezerv / Yıllık Üretim Miktar = 20.000 ton / 1400 ton / yıl = 14 yıl”
Yatırım bedeli
Projenin yatırım bedeli de birinci ÇED raporunda 13 milyon 815 bin TL olarak belirtilmiş. İkinci ÇED raporunda ise projenin toplam yatırım bedeli 9 milyon 700 bin TL’ye düşmüş.
Kısaca, projenin ruhsat alanı ve ÇED alanı düşmüş, ekonomik ömrü 10 yıldan 14 yıla çıkmış ve yatırım bedeli düşmüş.
Sonuç olarak rapora dair genel gözlemim, birinci ÇED raporu ile ikinci ÇED raporunda çoğu başlıkta aynı şeyler yazılmış ve yeterli bilgi verilmemiş.
Projenin 17 Ekim’deki Halkın Katılımı Toplantısı’ndan sonra görüşmek üzere.
Son olarak bu projenin ÇED süreçlerinin geçmişi şu şekilde:
