Çağdaş Avukatlar Grubu Muğla tarafından TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınmasıyla ilgili yapılan açıklamada, “Asıl hedef, meslek odalarını tahakküm altına almaktır ve kabul edilemez” denildi.
Çağdaş Avukatlar Grubu (ÇAG) Muğla, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla gözaltına alınmasına ilişkin bir açıklama yayınladı.
“DEĞERLİ HEKİM PROF. DR. ŞEBNEM KORUR FİNCANCI KABUL EDİLEMEZ BİR ŞEKİLDE GÖZALTINA ALINMIŞTIR”
ÇAG Muğla’nın sosyal medya hesabından yayınlanan açıklamada, “İktidarın muhalefeti ve demokratik kamuoyunu susturma çabaları hukuka aykırı olarak hız kesmeden sürüyor.
Sansür yasası, televizyon karartmaları, 11 gazetecinin gerekçesiz gözaltına alınmaları derken, Türk Tabipleri Birliği Başkanı, insan hakları savunucusu, değerli hekim Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da bir süredir yürütülen linç kampanyası sonunda kabul edilemez bir şekilde gözaltına alınmıştır.
Asıl hedef, meslek odalarını tahakküm altına almaktır ve kabul edilemez.
Herkes için adalet, kamuoyunun hukuka ve demokrasiye sahip çıkması ile mümkün olacaktır” ifadeleri kullanıldı.
“HOCAMIZA VE ÖRGÜTÜMÜZE SAHİP ÇIKARAK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Gözaltı sonrası TTB’den yapılan açıklamada ise, “Bir süredir yürütülen linç kampanyasının ardından bugün gözaltına alınan hocamız Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya yapılanları asla kabul etmiyoruz. Hocamıza ve örgütümüze sahip çıkarak mücadelemizi sürdüreceğiz” denildi.
TTB’den gözaltına ilşkin yapılan bir diğer açıklamada ise, Prof. Dr. Fincancı’nın talep halinde ifadeye gelebileceğinin bildirildiği aktarılarak, “TTB Hukuk Bürosu tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüşme yapılmış, savcılığa medyadan soruşturma başlatıldığının öğrenildiği belirtilerek, talep halinde Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın uygun bir zamanda ifade için gelebileceği bildirilmiştir. Bu bilgilendirmeye rağmen başsavcılık, Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınması sürecini başlatmıştır ve dahası bu süreci bir gösteriye dönüştürmüştür” ifadelerine yer verildi.
NE OLMUŞTU?
Bir televizyon kanalında 17 PKK’lının kimyasal silah kullanılarak öldürüldüğü iddiasına yer verilirken; adli tıp uzmanı Dr. Fincancı, kanalın yayınına katılarak kimyasal silahlarla ilgili tıbbi değerlendirmelerde bulunmuştu.
Fincancı, ilgili görüntüler ile ilgili yaptığı değerlendirmede, “Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Tabii çok çeşitli kimyasal silahlar var. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da ne yazık ki bu yasaklanmış silahların çatışmalarda kullanıldığını da görüyoruz. Böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl araştırma yapılacağının da Minnesota Protokolü’yle ele alınması gerekiyor. Bağımsız heyetlerce bu bölgelerde inceleme yapılması bir zorunluluk” ifadelerini kullanmıştı.
Prof. Dr. Fincancı’nın bu değerlendirmesi sosyal medyada hızla yayılırken, konuya ilşkin bianet’ten Ruken Tuncel’e konuşan Prof. Dr. Fincancı, “Haberin veriliş biçimine eleştirim var; sorumsuz bir habercilik yapıldı. Yayınlanan görüntülerde, kasılmaları ve istemsiz hareketleri olan insanlar görülüyor ve kimyasal silah kullanıldığı iddia ediliyor. Ben, katıldığım yayında bu istemsiz hareketlerin sinir sistemini tutan bir kimyasalın etkisiyle olabileceğini belirttim ve bir kimyasal kullanıldığı iddiası varsa da bununla ilgili etkili bir soruşturma yapılması gerektiğini ifade ettim.
Ölüm meydana gelmişse; Minnesota Protokolü’ne göre tıbbi bir araştırma yapılması gerektiğini, bağımsız kurumlar tarafından da bir soruşturma yapılmasının zorunluluk olduğunu çünkü bunun Cenevre Sözleşmesi kapsamında savaş suçu olarak değerlendirildiğini söyledim. Ancak haber, benim bu olayı kanıtladığım şeklinde yansıtılmış, yani pek doğru yansıtılmadı” demişti.
Prof Dr. Fincancı’nın açıklaması siyasilerin gündeminde de yer aldı. Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TTB’nin kapatılmasını ve Prof. Dr. Fincancı’nın vatandaşlıktan çıkarılmasını talep ederek, “Terör örgütünün diliyle konuşarak ülkesine ve ordusuna alçakça bühtan eden böyle bir şahsın, adı Türk ile başlayan bir kurumun başında olmasının milletimizin her bir ferdini rahatsız ettiğine inanıyorum” şeklinde konuşmuştu.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada konuyu gündemine alan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, “Bu ismin üzerinde çalışmalarımızı yürütecek, gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin de değiştirilmesini sağlayacağız. Terör örgütünün diliyle konuşarak ülkesine ve ordusuna alçakça bühtan eden böyle bir şahsın, adı Türk ile başlayan bir kurumun başında olmasının milletimizin her bir ferdini rahatsız ettiğine inanıyorum.
Kabine toplantımızda ilgili bakanlarımıza Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni bir yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatını verdik. Meslek örgütlerini ideolojik saplantılarının borazanı haline getiren terör örgütü destekçilerini, buralardan temizleyerek bu yapıları kuruluş amaçlarına uygun faaliyetlere yoğunlaştırmakta kararlıyız” demişti.
Prof. Dr. Fincancı, bu sabah (26 Ekim 2022) “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan İstanbul Kadıköy’deki evinde gözaltına alınarak, sorgulanmak üzere Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan konuyla ilgili yapılan açıklamada ise; Prof. Dr. Fincancı’nın, 20 Ekim’de “PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nca başlatılan soruşturma kapsamında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesi gereğince ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan gözaltına alındığı” belirtildi.