Muğla’nın Bodrum ilçesindeki Bodrum Anadolu Lisesi önünde proje okullarında yapılan atamalar protesto edildi. Eğitim-Sen tarafından yapılan açıklamada, atamaların siyasi ve sendikal yakınlıklar gözetilerek liyakatsiz bir şekilde yapıldığı vurgulandı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) “2025 Yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme” sonuçlarını 8 Nisan’da açıkladı.
MEB tarafından proje okullarında yapılan atamalar ülke genelinde hem öğretmenler hem öğrenciler hem de mezunlar tarafından protesto ediliyor.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde de bugün (14 Nisan) saat 12.00’de Bodrum Anadolu Lisesi önünde Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) ve Bodrum Veli Platformu tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi.
Basın açıklamasına CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici’nin yanı sıra sivil toplum örgütler ve siyasi partiler katıldı.
Bununla birlikte öğrenciler de okul bahçesinden eyleme destek verdi.
Eğitim-Sen adına basın açıklamasını Bodrum Temsilcisi Şükriye Akengin okudu.
Akengin, proe okullarındaki atamalarda liyakatin esas alınması gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi:
“2025 yılı atamaları tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi yine şeffaflıktan uzak ve liyakat ilkesini hiçe sayan bir anlayışla gerçekleştirilmiştir. Proje okullarına yapılan atamalarda süreç; somut, ölçülebilir ve nesnel hiçbir kritere dayanmamakta; tamamen siyasi ve idari takdirle şekillenmektedir.”
“EMEK, BİRİKİM VE MESLEKİ YETKİNLİK YOK SAYILMAKTADIR”
Atama uygulamasının adalet ve hakkaniyet duygusunu zedelediğine dikkat çeken Akengin, şöyle devam etti: “Bakanlık; herhangi bir kriter ilamı yapmadan, kıdem, hizmet puanı ya da mesleki yeterlilik gibi objektif göstergelere bakmadan, istediği öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabilmektedir. Bu uygulama, yıllardır eğitimde adalet ve hakkaniyet duygusunu ciddi anlamda zedelemekte; emek, birikim ve mesleki yetkinlik yok sayılmaktadır.”
Atamalarda siyasi ve sendikal yakınlığın esas alındığını belirten Akengin, “Siyasi sadakat, mesleki liyakatin yerini almıştır. Proje okullarında öğretmen ve yönetici atamaları uzun süredir siyasi sadakatin belirleyici olduğu bilinmektedir. Mülakat gibi denetime kapalı uygulamalar, yandaş sendikalara mensup olanlara sağlanan ayrıcalıklar ve hakkaniyetsizlik, öğretmen atamalarını ve eğitim yöneticiliği görevlendirmelerini proje okullarına yönelik açık bir siyasi kadrolaşma aracına dönüştürmüştür” dedi.
“EĞİTİM KURUMLARINI, SİYASAL İKTİDARIN ARKA BAHÇESİNE DÖNÜŞTÜRMEYİ HEDEFLEYEN ATAMA POLİTİKALARINDAN VAZGEÇİLMELİDİR”
2025 yılında yapılan atamaların da öncekilerden farksız olduğunu söyleyen Akengin, şu ifadelere yer verdi:
“Yüzlerce nitelikli ve deneyimli öğretmen ve eğitim yöneticisi hak ettikleri halde ‘Bakanlık takdiri’ sonucunda proje okullarına atanmamıştır. Bu durum, sadece kişisel mağduriyetler yaratmakla kalmamakta; aynı zamanda eğitimin niteliğini doğrudan etkilemektedir. Öğretmen atamalarının ve yönetici görevlendirme süreçlerinin şeffaf, denetlenebilir ve liyakat esaslı hale getirilmesi, kamusal eğitimin geleceği açısından hayati önemdedir. Eğitim kurumlarını, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama politikalarından derhal vazgeçilmelidir.”

“ÖĞRETMEN ATAMALARI, YÖNETİCİ ATAMA VE GÖREV UZATMA KRİTERLERİ LİYAKATA DAYALI OLMALIDIR”
Eğitimde eşitlik, adalet ve bilimselliğin esas alınması gerektiğine vurgu yapan Akengin, şöyle devam etti:
“Bunun için atılması gereken adımlar bellidir. Öncelikli olarak proje okullarının statüsü keyfiyetten kurtarılmalıdır. Hangi okulların proje okulu olacağı, illerde kurulacak bağımsız ve liyakat temelli komisyonlarca belirlenmelidir. Öğretmen atamaları, yönetici atama ve görev uzatma kriterleri liyakata dayalı olmalıdır. Görevlendirmeler, somut ölçütlere bağlanmalı; mesleki deneyim, hizmet puanı gibi kriterler esas alınmalıdır.”
“MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NA TANINAN VE KEYFİYETE NEDEN OLAN BU YETKİLER SINIRLANDIRILMALIDIR”
Proje okullarına yapılacak atamalarda tüm yetkinin Bakan’a bırakılmasının, eğitim sisteminde eşitsizliği ve adaletsizliği derinleştirdiğini söyleyen Akengin, son olarak şu ifadeleri kullandı:
“Milli Eğitim Bakanı’na tanınan ve keyfiyete neden olan bu yetkiler sınırlandırılmalıdır. Proje okullarına atanan öğretmenlerin yer değiştirme hakları sadece proje okulları ile sınırlandırılmamalı, genel tayin sistemi içinde değerlendirilmelidir. Eğitim kurumlarının, iktidarın siyaseten müdahale ettiği birer arka bahçe haline getirilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir. Eğitim Sen olarak bu adaletsizliğe karşı hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğimiz bilinmelidir. Tüm eğitim emekçilerini bu haksız ve hukuksuz uygulamaya karşı birlikte mücadeleye davet ediyoruz.”

“BU SES, TÜM ÜLKEMİZDEKİ GENÇLERE GÜÇ VE CESARET VERSİN”
Öte yandan eyleme katılan CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, protestoya destek veren öğrencilere seslenerek “Sizlerle gurur duyuyoruz, bizim geleceğimiz sizlersiniz. Bodrum Anadolu Lisesi’nden yükselttiğiniz bu ses, tüm ülkemizdeki gençlere güç ve cesaret versin. Hukuka ve Anayasa’ya uygun bu protestonuz için sizlere binlerce kez teşekkür ediyorum. Yanınızdayız” dedi.
“BU İKTİDAR, BU MİLLİ EĞİTİM ANLAYIŞI VE BU BAKAN GİDECEK”
Atamaların siyasi ve likayatsizce yapıldığına dikkat çeken Derici, “Ülkemizin en kıymetli öğretim kurumlarında görev yapan, en yüksek sınav puanlarıyla atanan öğretmenlerimiz bugün keyfi biçimde yerlerinden ediliyor” ifadelerine yer verdi.
Derici konuşmasının devamında şunları söyledi: “Cumhuriyetin köklü eğitim kurumlarını yok etmek isteyen, sadece kendine sadık ve kendi ideolojisine uygun bir sistem yaratmaya çalışan, tarikatları sivil toplum örgütü olarak gören bu iktidar, bu milli eğitim anlayışı ve bu bakan gidecek.”