8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında bir araya gelen Bodrumlu kadınlar, patriyarkal sisteme, erkek şiddetine ve hak gasplarına karşı mücadele çağrısı yaptı. Kadın örgütleri tarafından yapılan ortak açıklamada, kadın haklarının direnişle kazanıldığı vurgulanarak, “Kadın dayanışması ve feminist mücadeleyle özgürlüğü kazanacağız” denildi.
Haber: Songül Karadeniz
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Muğla’nın Bodrum ilçesinde kadınlar, patriyarkal sisteme, erkek şiddetine ve hak gasplarına karşı mücadelelerini yükseltmek için 16:00’da Bodrum Belediye Meydanı’nda toplandı.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği, Bodrum CHP Kadın Kolları, Bodrum Kadın Kolektifi Derneği ve Muğla Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitlik Komisyonu 8 Mart için tek çatı altında birleşti. Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi öncülüğünde bir araya gelen kadın örgütleri, yaptıkları basın açıklamasında kadın dayanışmasının ve feminist mücadelenin önemine vurgu yaptı.


“HİÇBİR HAK, HİÇBİR KAZANIM, BİZE ARMAĞAN EDİLMEDİ”
Suffragette mücadelesinin önemine değinen Evrim İnan, yüzyıllardır süregelen kadın mücadelesinin mirasını omuzlarında taşıyarak toplandıklarını vurguladı. İnan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biliyoruz ki hiçbir hak, hiçbir kazanım, bize armağan edilmedi! Her birini, meydanlarda, hapishanelerde, sürgün yollarında dişimizle tırnağımızla kazandık. Ve işte tam da bu yüzden, bugün, tarihin bizim için nasıl yazıldığını hatırlamak ve nasıl yazılacağını belirlemek için buradayız. Bundan 100 yıl önce, kadınlar en temel hakkı için -oy hakkı- canlarını ortaya koyuyordu. İngiltere’de Emmeline Pankhurst ve kızları Christabel ile Sylvia, ‘Eylem olmadan ilerleme olmaz’ diyerek Suffragette hareketini örgütledi. Bu kadınlar yalnızca yürüyüşler düzenlemedi, yalnızca dilekçeler yazmadı; açlık grevine yattılar, taş attılar, barikatlar kurdular, polis copuna ve devletin en ağır baskısına göğüs gerdiler! Emily Davison, bu mücadelenin bedelini hayatıyla ödedi; 1913’te at yarışlarında Kral’ın atının önüne atılarak kadınların özgürlüğü için kendini feda etti.”


Kadın mücadelesini sürdürmek ve büyütmek için bir araya geldiklerini ifade eden İnan, şunları söyledi:
“Bugün burada bu sözleri haykırabiliyorsak, bu, Suffragette kadınların direnişi sayesinde mümkün! O gün onlar ‘Kadınlar oy hakkı istiyor’ diye bağırırken, bugünün kadınları, ‘Kadınlar özgürlük istiyor’ diye haykırıyor! Mücadele değişmedi! Çünkü erkek egemen sistem değişmedi! Bizlere, ‘Bakın, oy hakkını aldınız, artık eşitsizlik yok’ dediler. Ama kadınlar hâlâ sermayenin ucuz iş gücü, erkek devletin itaat etmesi beklenen yurttaşları, savaşların ganimeti, şiddetin hedefi olmaya devam ediyor. Suffragette kadınlar bize bir şeyi öğretti: Hak verilmez, mücadeleyle alınır! Ve bugün burada, onların mirasına sahip çıkmak, kadın mücadelesini büyütmek ve erkek egemen sistemi tarihin çöplüğüne göndermek için toplandık.”
8 Mart’ın sadece bir anma günü değil, aynı zamanda hesap sorma günü olduğunu vurgulayan Evrim İnan, baskılara karşı meydanları terk etmeyeceklerini ve Emmeline Pankhurst’ün sözlerine atıfta bulunarak haklarını mücadeleyle geri alacaklarını ifade etti.
“8 MART’IN O SONSUZ DAYANIŞMA VE MÜCADELE COŞKUSUYLA YAN YANAYIZ”
Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi adına basın açıklaması yapan Akyarlar Kadın Mahalle Meclisi Sözcüsü Arzu Görgülü, bu 8 Mart’ta bir ilki hayata geçirdiklerini belirterek şunları kaydetti:
“Farklı kesimlerden ve gruplardan kadınlar ortak eylem yapma kararıyla 8 Mart’ta alanlardalar. Türkiye’de ve dünyada gelinen politik nokta, kadınlar için yaşamsal bir mücadele sürecini beraberinde getiriyor. Eğitim hakkımızdan, çalışma hayatından, sokaklardan kısacası yaşamaktan vazgeçmemiz isteniyor. Bu dönemleri ve dayatmaları kadınlar tarih boyunca yaşadılar ve o tarihten mücadele etmeyi ve direnmeyi öğrendik. Bugün tüm farklı aidiyetlerimizle, farklı kadınlık hallerimizle bir arada ve birlikte 8 Mart’ın o sonsuz dayanışma ve mücadele coşkusuyla yan yanayız. 8 Mart kadınların yüzyıllara dayanan var olma mücadelesinin tarihi anlarından biri. 1857 yılında fabrikada direnen kadınların asla unutulmadığının ve unutturulmasına izin vermediğimiz tarihi bir an. Dünya kadınlar günü bir yanıyla kadın mücadelesinin, kadın direnişinin, asla itaat etmemenin de tarihi aynı zamanda.”


8 Mart 1857’de başlatılan direnişin tüm dünyada olduğu gibi Bodrum’da da devam ettiğini belirten İnan, şu ifadelere yer verdi: “Tarih kitapları biz kadınlardan bahsetmez. Kadınlar verdikleri mücadelelerin tarihini kendileri ortaya çıkarırlar. 8 Mart o muhteşem direnişin tüm dünyada kabul edilmesine yol açtı. Çünkü kadınlar her 8 Mart’ta 1857’de direnen kadınlar için sokaklarda ve alanlarda olmaktan vazgeçmediler. Bugün yine alanlardayız ve 1857’de fabrikada direnen kadınlarla birlikte direnmenin, kadın olarak var olmanın mücadelesi ile yeniden ve yeniden güçleniyoruz. Bugün sokaklarda 8 Mart 1857’de başlatılan direniş tüm dünyada olduğu gibi Bodrum sokaklarında da ilk günkü gibi devam ediyor. Tarihimizi unutmadık ve unutturmamak için meydanlarda, kürsülerde, fabrikalarda, gecelerde, sokaklarda olmaya devam edeceğiz.”


“TARİH BOYUNCA SAYISIZ KADIN, ÖZGÜRLÜK İÇİN EN AĞIR BEDELLERİ ÖDEDİ”
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nin basın açıklamasında ise 8 Mart’ın, kadınların mücadeleyle kazandığı haklarını ve direniş geleneğini simgelediği vurgulanarak, geçmişten bugüne oy hakkından çalışma yaşamına kadar birçok kazanımın bedel ödenerek elde edildiği hatırlatıldı. Basın açıklamasının devamında şunlar söylendi:
“Türkiye’de Nezihe Muhiddin ve onun öncülüğünü yaptığı kadınlar, henüz Cumhuriyet ilan edilmeden kadınların seçme ve seçilme hakkı için mücadele ediyordu. Fransa’da Olympe de Gouges, kadın haklarını savunduğu için giyotine gönderildi. Rosa Luxemburg, devrimci mücadelede kadınların kurtuluşu için savaştı. Tarih boyunca sayısız kadın, özgürlük için en ağır bedelleri ödedi. Kadınların özgürleşmesi, yalnızca bireysel haklarla değil, erkek egemen sistemin tüm yöntemlerini ve politikalarını yerle bir eden köklü bir dönüşümle mümkündür. Bugün, dünyanın dört bir yanında otoriter rejimler, muhafazakâr politikalar ve kazanımlarımıza yönelik saldırılar, kadınların yalnızca bugününü ve yarınını değil, tarihini de yok etmeye çalışıyor.”


Kadın dayanışması ve feminist örgütlülük olmadan özgürlüğün mümkün olmayacağı vurgulanan açıklama şöyle devam etti:
“Savaş politikaları, göçmen kadınların bedenini ve emeğini sermayenin en ağır sömürüsüne açarken; kriz süreçleri ilk olarak kadınları güvencesizleştiriyor. Kadın emeği hem ev içinde hem de kamusal alanda görünmez kılınmaya devam ediyor. Kadın bedeni, erkek yargı eliyle denetim altına alınmaya çalışılıyor. Şiddetin her türü, en kurumsal düzeyde, devlet politikalarıyla yeniden üretiliyor. Bütün bu saldırılar karşısında biz kadınlar, itaat etmiyoruz! Direnişin tarihsel yükünü birlikte ve onurla taşıyoruz ve biliyoruz ki, kadınların örgütlü mücadelesinden daha güçlü bir politik özne yok! Erkek egemen sistemin ne kadar köklü, ne kadar kurumsal olduğunu biliyoruz ama feminist mücadele ile bu düzeni yerle bir edeceğimizi de biliyoruz. Çünkü biz kadınlar, yüzyıllardır susmadık, diz çökmedik, geri çekilmedik! Bugün buradan bir kez daha söylüyoruz: Kadın dayanışması ve feminist örgütlülük olmadan özgürlük mümkün değildir! Erkek egemen sistemin tüm yöntemlerini ve politikalarını dağıtana, kadınlar olarak kendi kaderimizi tayin edene kadar mücadelemiz devam edecek. Çünkü bu isyan, feminist / eşit dünya kurmadan bitmeyecek! Yaşasın kadın dayanışması! Yaşasın feminist mücadele! Patriyarka yıkılacak, kadın özgürlüğü ve mücadelesi kazanacak!”
“GİYOTİNDE ÖLDÜRÜLDÜLER, İDAM EDİLDİLER, AKIL HASTANESİNE KAPATILDILAR, SÜRÜLDÜLER”
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nden Figan Erozan, bugünün çiçek ya da yemekle değil, dayanışma ve direnişle anılması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Bu yürüyüşün en önemli şeyi, tarihteki ninelerimizden gelen o mücadeleyi hatırlamak, hatırlatmak ve o örgütlenmeyi tekrar hayata geçirmek. Farklı farklı yerlerde olabiliriz, farklı farklı kadın politikasından sözler üretebiliriz ama unutmayalım. Var olan siyasi partiler dönüştürmediler, bu kazanımları onlar üzerinden elde etmedik, bu kazanımları bugün var olduğumuz kadın olarak yaşayabilmemizi ninelerimizin verdiği mücadeleler sonucunda elde ettik. Giyotinde öldürüldüler, idam edildiler, akıl hastanesine kapatıldılar, sürüldüler, sürgün edildiler. Ama o kadınlar asla bir kadın cinsi olarak var olma mücadelesinden vazgeçmediler. Dolayısıyla bugün 8 Mart’ta, Bodrumlu kadınlar tüm dünyada olduğu gibi sokaklarda bu örgütlenmeyi hatırlamaya ve örgütlenmeye, dayanışma bizi güçlendiriyor evet, o güçleri örgütlemeye ihtiyacımız var. Şunu unutmamak lazım, her evde bir kadın var, her evdeki kadın sokağa adım attığı anda bütün dünya değişir.”


Basın açıklamalarının ardından konser gerçekleşti. Ayrıca Bodrum Kadın Platformu da Tepecik Camii Meydanı’ndan Belediye Meydanı’na ellerindeki dövizlerle yürüdü.