Muğla’nın Bodrum ilçesindeki bir restoranda işletme sorumlusu olan 60 yaşındaki M.D, komi olarak çalışan kız çocuğuna yönelik “Sarkıntılık Yapmak Suretiyle Çocuğun Cinsel İstismarı” suçundan tutuklandı. Olay sonrası çocuğun avukatı Esra Soylu Gümrah, “Bir genç kızın cesaretle sesini çıkarması, hepimize sorumluluk yükler” dedi.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde Severcan Caddesi üzerinde faaliyet gösteren restoranın 60 yaşındaki işletme sorumlusu M.D, “Sarkıntılık Yapmak Suretiyle Çocuğun Cinsel İstismarı” suçundan tutuklandı.
M.D. taciz suçlamasından ise yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olay, 16 yaşında komi olarak çalışan kız çocuğunun 18 Eylül’deki şikayetiyle ortaya çıkıyor.
Ardından M.D’nin Aydın’a kaçtığı ve uzun süre kendisine ulaşılamadığı belirtildi. Sonrasında Bodrum’a geri dönen M.D, 4 Ekim’de yakalanarak gözaltına alındı.
Şikayet sonrası yapılan araştırmada M.D’nin çalışan başka kız çocuklarını da cinsel istismara maruz bıraktığı öğrenildi.
Ayrıca güvenlik kamera görüntüleri alınmak istendiğinde kayıtların sadece iki, üç gün boyunca tutulduğu iddia edilerek kayıtların silindiği ifade edildi.
“SESSİZ KALMA KÜLTÜRÜNÜN TRAJİK BİR SONUCU”
İstismara maruz bırakılan çocuğun avukatı Esra Soylu Gümrah, söz konusu olaya dair şunları söyledi:
“Bu olay, yalnızca bir çocuğa yönelik cinsel taciz suçu değil; aynı zamanda çalışma yaşamında süregelen erk egemen tahakkümün ve sessiz kalma kültürünün trajik bir sonucudur. Ne yazık ki bu tür olaylar; yalnızca bireysel sapkınlıkların değil, aynı zamanda toplumsal sessizliğin de sonucudur.
Bir genç kızın cesaretle sesini çıkarması, hepimize sorumluluk yükler. Kadınlar ve çocuklar, geçim kaygısıyla çalıştıkları ortamlarda dahi güvende olamıyorlarsa burada yalnızca bir suç değil, toplumsal bir yara da vardır.”
“Çalışma yaşamında kadınların ve çocukların güvenliği; yalnızca kanunlarla değil, toplumun ortak vicdanıyla da korunmalıdır” ifadesinde bulunan Soylu Gümrah, şunları aktardı:
“Biz, mağdur çocukların sesi olmak ve ‘iş yerinde olur böyle şeyler’ anlayışını tarihe gömmek için bu davayı sonuna kadar titizlikle takip edeceğiz. Derdimiz bu tür eylemlerin ‘alışılmış’ veya ‘örtülmüş’ hale gelmesine izin vermemektir.”