Bodrum, tarihinde ilk kez 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’na ev sahipliği yaptı. Siyasi partilerden sendikalara, kadın platformlarından emekli derneklerine kadar birçok örgüt Marina’dan İskele Meydanı’na yürüyerek emek, eşitlik ve adalet çağrısı yaptı. “Grev haktır, örgütlenmek yaşam hakkıdır” sloganları Bodrum sokaklarında yankılandı.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde ilk kez etkinliklerle kutlandı. Birçok sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti temsilcilerinin bir araya geldiği etkinliklerde, katılımcılar sloganlar eşliğinde Marina’dan İskele Meydanı’na yürüdü.


Yürüyüşe Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bodrum İlçe Başkanı Tuna Işın da katıldı.


DİSK, Belediye-İş Sendikası, KESK, Muğla Barosu, TMMOB, Birleşik Emekliler Sendikası, Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Bodrum Kadın Platformu, Güneşin Sofrası Platformu, CHP, TİP, DEM Parti, SOL Parti, Yeşil Sol Parti ilçe temsilcilerinin ortaklaşa gerçekleştirdiği yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasını Nurgül Metin Duğan ve İbrahim Uzun okudu.
“GREV HAKTIR, SENDİKA HAKTIR, ÖRGÜTLENMEK YAŞAM HAKKIDIR!”
Taşeronluk, KHK ve hukuksuz işten çıkarma gibi sorunlara ve sendikal hakların önemine değinen basın açıklamasında şunlar kaydedildi:
“Bugün bütün dünya işçi sınıfı meydanları dolduruyor! Ülkemizin dört bir yanında milyonlarca emekçi yoksulluğa, güvencesizliğe, işsizliğe karşı meydanlarda!
Bugün, işçiler, kamu emekçileri, sağlık çalışanları, öğretmenler, turizm çalışanları burada. Çiftçiler burada. Kadınlar, gençler, öğrenciler ve emekliler burada. Hep birlikte, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle sesimizi yükseltiyoruz: Bu düzen değişmeli!
Yoldaşlar, bugün 1 Mayıs.
Bu meydan yalnızca bir takvim değil, alın terinin, direncin, yoksulluğa ve baskıya karşı isyanın günüdür. Ve biz bu günü, yalnızca bir bayram gibi değil, bir mücadele çağrısı olarak omuzluyoruz! Bu düzenin çarkları, işçiyi eze eze döner.
Taşeron cehenneminde, aynı işi yapıp farklı ücret alan, her gün işsizlik tehdidiyle yaşayan bizleriz. Sendikalı olmak suç sayılıyor, örgütlenmek yasaklanıyor.
İtiraz edenler KHK’larla hukuksuzca ihraç ediliyor. Grev, anayasal hakkımız ama greve çıktığımızda ya işten çıkarılıyor ya da tehdit ediliyoruz. Buradan haykırıyoruz: Güvenceli iş, yasaksız grev, barajsız sendika! Grev haktır, sendika haktır, örgütlenmek yaşam hakkıdır!”


“BU ÜLKEDE İŞ KAZASI DEĞİL, İŞ CİNAYETİ VARDIR!”
1 Mayıs Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nın tarihini hatırlatan basın açıklamasında güvencesiz ve denetimsiz şekilde çalıştırılan işçilerin mağduru oldukları iş cinayetlerine de değinildi:
“Her gün, denetimsiz, güvencesiz, kuralsız çalıştırılan işçiler, iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Bu ülkede iş kazası değil, iş cinayeti vardır! Ve biz o cinayetlere sessiz kalmayacağız, hiçbirini unutmadan, unutturmadan mücadele edeceğiz!
Buradan haykırıyoruz; işçi sınıfının şanlı mirası bize güç veriyor! 15-16 Haziran 1970’te işçi sınıfı, sermaye düzeninin sendikal örgütlenmeye darbe girişimine karşı ayağa kalktı. Tanklara, coplara, sıkıyönetime rağmen yüz binlerce işçi sokakları zapt etti. O gün yükselen sınıf bilinci ve direniş ruhu, yolumuzu aydınlatıyor!
Fabrikalardan, tarlalardan, ofislerden, depolardan, mutfaklardan, otellerden, işyerlerinden mahallelere ve kampüslere uzanan yığınların öfkesi, burjuva saray düzenine karşı ortak mücadele ile ileriye taşınacak. Bu oyun bozulacaktır!”


“BUGÜN ALANLARDA OLMAMIN SEBEBİ HER ÇOCUĞUN MUTLU YAŞAYABİLECEĞİ BİR DÜNYA”
Gündem Fethiye’ye konuşan Eğitim-Sen’li Öğretmen Ruken Kaya Alp, 1 Mayıs’ı Bodrum’da kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek şunları söyledi:
“Bütün dünyada büyük bir coşkuyla kutlanan 1 Mayıs’ı bu yıl Bodrum’da kutlamanın mutluluğunu paylaşıyorum. Ben Eğitim-Sen’li bir öğretmenim, aynı zamanda bir anneyim. Bugün alanlarda olmamın sebebi herkesin, özellikle her çocuğun mutlu yaşayabileceği bir dünya. İnsan haklarına saygılı, laikliğin olduğu, ana dilde eğitimin olduğu, her çocuğun özgürce yaşadığı, öldürülmediği, açlığın pençesine bırakılmadığı bir dünya için buradayım. Herkesi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
Etkinlik Can Durmaz, Sedat Nacar, Bülent Çatalkaya ve Günce Koral’ın müzik dinletilerinin ardından sona erdi.



























