Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi, Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi kararına karşı yaptığı basın açıklamasında, kararın yaşam hakkının korunmasına yönelik bir hakkın temelden yok sayılması olduğunu ifade ederek, İstanbul Sözleşmesi’ni için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı açılan davaları gören Danıştay 10. Dairesi’nin, sözleşmenin feshine ilişkin 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptali istemini reddetmesi üzerine Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi basın açıklaması yaptı.
“DANIŞTAY KARARI SALT HUKUKA AYKIRILIK MESELESİ DEĞİL, YAŞAM HAKKININ KORUNMASINA YÖNELİK BİR HAKKIN TEMELDEN YOK SAYILABİLMESİDİR”
Bodrum Kent Konseyi ofisi önünde dün (26 Temmuz 2022) saat 16:00’da bir araya gelen kadınlar günde en az beş kadının erkekler tarafından öldürüldüğü bir ülkede Danıştay kararının yalnızca hukuka aykırılık meselesi olmadığı ifade edildi ve şunlar söylendi:
“Danıştay’ın oy çokluğu ile verdiği bu karar aynı zamanda temel hak olan yaşam hakkının korunmasına yönelik bir hakkın temelden yok sayılabilmesidir. Devlet her bir yurttaşın yaşam hakkını savunmak ve yaşama hakkının zarar görmemesi için gerekli politikaları oluşturmakla yükümlüyken ve bu olmazsa olmaz bir insan hakkı olarak tüm dünyada kabul edilmiş tartışmasız bir olgu iken, Danıştay bu kararıyla, bu hakkın iktidardaki kişilerin kendi savunuları üzerinden vazgeçebilir diyebildi.”
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ SAVUNAN KADINLAR OLARAK MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Kadınlara ve kadın cinsine yönelik erkek şiddetinin tek bir kişinin kararıyla yok sayılamayacağı ifade edilerek, “Bunu kabul eden Danıştay’ın da kadınların yaşam hakkını hukuken savunmak yerine, bu sorumluluğunu üstlenmemesi bir yanıyla kadınların kaderleri evdeki erkeğin keyfiyetine bırakmakla eş anlamlıdır. Bunu asla kabul etmeyeceğiz.
İstanbul Sözleşmesi devletin şiddet karşısında yapmakla yükümlü olduğu uygulamaları ve süreçlerini tanımlıyor ve kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya ve Danıştay’a rağmen bu sözleşmeden vazgeçmemeye kararlıyız. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınlar olarak mücadele etmeye devam edeceğiz.”