Bodrum Kadın Platformu, “Medeni Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz” Kampanyası ile eş zamanlı olarak dün (26 Ekim) Bodrum Belediye Meydanı’nda, 11. Yargı Paketi’ne karşı bir araya geldi. Açıklamada, “Bu nefret yasasını, Meclis’e getirtmiyoruz” denildi.
Bodrum Kadın Platformu, “Medeni Haklarımızdan Vazgeçmiyoruz” Kampanyası ile eş zamanlı olarak kamuoyunda 11. Yargı Paketi olarak bilinen “Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklif Taslağı”na karşı Bodrum Belediye Meydanı’nda dün (26 Ekim 2025) saat 14.00’te toplandı.
Basın açıklamasını, Bodrum Kadın Platformu adına Ada Köse okudu. Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Toplumsal yaşamı, cezalar ve yasaklarla denetim altına alan bu yasayı, Meclis’e getirmeyi bile aklınızdan geçirmeyin. Bu paket; bedenimizi, kimliğimizi ve varoluşumuzu denetim altına almak için düzenlenmiş.”
Söz konusu yargı paketini, Meclis’e getirmeyeceklerinin belirtildiği açıklamada, şunlar aktarıldı:
“İktidarın uzun süredir bedenlerimizi, cinselliğimizi denetlemek için uyguladığı kadın ve LGBTİ+ karşıtı politikaların yasayla mühürlenmesini hedefliyor bu paket. Sadece bir kesimi değil, özgürce nefes almak isteyen herkesi hedef alıyor. 11. Yargı Paketi’ne karşı haklarımızı, hayatlarımızı savunuyoruz.”
“GENEL AHLAK, KİMİN AHLAKI?”
Açıklamada, “genel ahlak” ve “hayasızca hareketler” gibi ucu açık, tehlikeli ifadelerin; paketin temelinde yer aldığının vurgulandığı açıklamada, “Bu paket, kimin neyi suç sayacağına siyasi iktidarın karar vereceği, keyfi baskının ve müdahalenin kapısını aralıyor. Genel ahlak, kimin ahlakı?” denildi.
Düzenlemelerin; kadınların, LGBTİ+’ların, muhalif seslerin ve özgür düşüncenin önünü kesmeyi hedeflediğinin altının çizildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Herkesin kimliği, bedeni ve yaşamı üzerinde artan bir devlet denetimi anlamına geliyor. Bu yolla aşkımız, kimliğimiz ve yaşam tercihlerimiz suç sayılmaya, bedenimiz ve sağlığımız üzerindeki söz hakkımız kısıtlanmaya çalışılmaktadır.”


“PAKET, TRANSLARIN KENDİ BEDENİNE DAİR KARAR VERME HAKKINI ELLERİNDEN ALIYOR”
Açıklamanın devamında, “Paket, transların kendi bedenine dair karar verme hakkını ellerinden alıyor” denildi.
Cinsiyet uyum sürecinin halihazırda zor olduğuna ve söz konusu yargı paketiyle cinsiyet uyum sürecinin, mahkeme iznine bağlanacağına dikkat çekilen açıklamada, şunlar aktarıldı:
“Hormon kullanımını suç sayıyor; hekimleri ve transları cezalandırıyor; interseks çocuklara yapılan zorunlu müdahaleleri ise meşrulaştırıyor. Devlet, kendi bedenine karar veren yetişkinleri suçlu ilan ederken rızası olmayan çocuklara yapılan müdahaleleri ‘normal’ görüyor.”
“AİLEYİ, VAROLUŞUMUZ TEHDİT EDİYORMUŞ”
Düzenlemeler için “aile kurumunun ve toplum yapısının korunması” gibi ifadelerin gerekçe gösterildiğinin belirtildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Aileyi, varoluşumuz tehdit ediyormuş. Sanki öldürülen kadınların yüzde 70’i ev içinde, yakını bir erkek tarafından öldürülmüyormuş gibi ki sadece basına yansıyan bildiğimiz ölümler bunlar. Sanki o ailelerde doğan çocuklar yenidoğan çetelerinin elinde, MESEM’lerde ya da bir çetenin hesaplaşmasında öldürülmüyor; yaşıyorsa da suça sürüklenmiyormuş gibi.
Aile yılı gibi bir adlandırmanın ardından, 11. Yargı Paketi ile içinde bulunduğumuz şiddeti yasayla sabitlemeye çalışmanıza izin vermeyeceğiz. Yasanın şiddetine karşı, biz mücadelemizin direnciyle birlikteyiz.”
“SAKLI DEĞİL, ÖRGÜTLÜYÜZ”
Açıklamanın devamında, şunlara dikkat çekildi:
“Bu yasanın karşısında mücadele etmek; şiddeti, toplumu yönetmek için adeta bir gösteri haline getirmiş tek adam rejimine geçit vermemektir. Suskun değil, sokaktayız. Saklı değil, örgütlüyüz.
Şiddete ve nefrete karşı ses çıkarıyoruz, tüm siyaset yasaklarınıza rağmen sokakları terk etmiyoruz. Şimdi her zamankinden daha çok bir arada olma arzumuz var; bu nefret yasasını, Meclis’e getirtmiyoruz. Yaşasın kadın ve lubunya dayanışmamız.”












