Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, İsrail ordusunun Madleen gemisindeki gönüllüleri alıkoymasına ilişkin açıklama yayımladı. Açıklamada, “Cesur kadın balıkçı Madleen Kullab’ın hikâyesi, bugün küresel dayanışmanın sembolü haline geldi” denildi.
İsrail’in Filistin’e ablukası nedeniyle içlerinde iklim aktivisti Greta Thunberg’in de bulunduğu, Özgürlük Filosu Koalisyonu’na (Freedom Flotilla Coalition-FFF) ait Madleen gemisi 1 Haziran’da Gazze’ye doğru yola çıktı. 9 Haziran’da 12 gönüllü İsrail ordusu tarafından kaçırıldı.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, sosyal medya hesabından konuya ilişkin “Filistinli kadınlar yalnız değil” başlığıyla dün (10 Haziran) açıklama yayımladı.
Açıklamada, “Gazze’nin abluka altındaki kıyılarında ailesinin geçimini sağlamak için tek başına denize açılan cesur kadın balıkçı Madleen Kullab’ın hikâyesi, bugün küresel dayanışmanın sembolü haline geldi” denildi.
Aktivistlerin, Sicilya’nın Katanya kentinden gemiyle Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkarak yerel direnişi, uluslararası dayanışmayla buluşturduklarının belirtildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Gazze’ye yardım götürmeye çalışan Madleen gemisindeki kadın aktivistler, feminizmin daraltılmış bir kadın haklarıyla sınırlı bir politika üretmediğini tüm dünyaya göstermişlerdir.”
Açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:
“Greta Thunberg’den Rima Hassan’a, çevre aktivizminden Filistin dayanışmasına, kadın mücadelesi patriyarkal sömürge ve işgal politikalarına karşı direniştir.”
“SAVAŞ POLİTİKALARINI, TÜM VAHŞETİYLE YAŞAMAK ZORUNDA KALAN KADINLAR VE ÇOCUKLAR OLUYOR”
Geminin; bebek maması, kadın hijyen ürünleri, çocuk bezleri, tıbbi malzemeler ve su arıtma kitleri taşıdığının vurgulandığı açıklamada, şunların altı çizildi:
“İşgal politikalarının ilk hedefleri ve tabii ki savaş politikalarını, tüm vahşetiyle yaşamak zorunda kalan kadınlar ve çocuklar oluyor, öldürülüyor, ganimet görülen bedenlerimiz köleleştiriliyor.”
Bunun yanı sıra, açıklamanın devamında şunlara dikkat çekildi:
“Patriyarkal sömürgeleştirme savaş beraberinde Ezidi kadınların pazarlarda cariye olarak satılması, bugün Suriye’de kaçırılan ve köleleştirilen Alevi kadın ve çocukların gerçeğini tüm dünya izledi ve izlemeye devam ediyor. Sadece feministler ve savaşa direnen kadınlar, erkeklerin kadınları köleleştirme politikalarına karşı mücadele ettiler.”
Savaş politikalarını tanıdıkları ve bildiklerinin belirtildiği açıklamada, “Her zaman barışın tarafı olmaya ve savaş altında yaşamak zorunda kalan kadınların yanında olacağız” denildi.
Açıklamanın sonunda ise şu ifadeler kullanıldı:
“12 aktivistin gözaltında olduğu gerçeği bize; kadın dayanışması ve mücadelesinin sınır tanımaz olduğunu, denizleri aştığını, duvarları yıktığını ve ablukaları kırdığını yine gösteriyor.”












