Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 19 gündür kayıp olan Narin Güran’ın cansız bedeni köyün yakınlarındaki Eğertutmaz Deresi’nde bulunmuştu. Konuya ilişkin Bodrum Kadın Dayanışma Derneği yarın (10 Eylül) Bodrum Belediye Meydanı karşısındaki Kadın Ağacı önünde eylem çağrısında bulundu.
Narin Güran, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta 15:00 sıralarında kaybolmuş, kızlarından haber alamayan aile, durumu yetkililere bildirmişti.
19 gündür kayıp olan Narin Güran’ın cansız bedeni köyün yakınlarındaki Eğertutmaz Deresi’nde bulunduğunu İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından duyurdu.
Soruşturma kapsamında elde edilen yeni deliller ve iddialar nedeniyle Tavşantepe Mahallesi muhtarı ve Narin Güran’ın amcası S.G. ‘kasten öldürme’ şüphesiyle tutuklanmıştı.
Konuya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, soruşturmanın çok yönlü devam ettiğini ayrıca soruşturma için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında bir Cumhuriyet başsavcıvekili ile üç Cumhuriyet savcısı daha görevlendirildiğini duyurmuştu.
Konuya ilişkin Bodrum Kadın Dayanışma Derneği yarın 19:00’da Bodrum Belediye Meydanı karşısındaki Kadın Ağacının önüne eylem çağrısında bulundu.
Eylem çağrısının metninde şu ifadelere yer verildi:
“20 gündür kayıp olan 8 yaşındaki Narin bugün Diyarbakır’da daha önce arama çalışmaları yapılan konumda bulundu! Aynı yerde birden fazla arama yapılmış ve bugüne kadar Narin’ e ulaşılamamış olması, bu suçun örgütlü işlendiğinin göstergesidir… Ve yine aile içi ‘gizem’, yine akraba topluluğunun dahli olduğu ve örtbas edilmeye çalışılan bir cinayet!”
Kadınlar ve çocuklar aile/akraba topluluklarının içine hapsedilerek ölüme terk ediliyor olduğu ifade edilen açıklamada “Bir cins kırım yaşanıyor, giderek artan bunca cinayet karşısında, son zamanlarda parlatılan ve şiddetin görünür yüzünü güzellemeler yağdırılarak sunulan ‘aile’ kavramını buradan sorgulamalıyız” denildi.
Açıklamada, 8 yaşındaki Narin’ i yaşatma görevinin öncelikle devlette olduğu ifade edildi.
“ÇOCUĞUN YAŞAM, HAYATTA KALMA VE GELİŞME HAKKINI DEVLETLER GÜVENCE ALTINA ALMAKLA YÜKÜMLÜDÜR”
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne atıf yapılan açıklamada, “Sözleşmeye imza koyan devlet, uluslararası hukuk çerçevesinde bu hakları en etkin şekilde uygulamak yükümlülüğündedir. Bu uluslararası sözleşmeye göre çocuğun yaşam, hayatta kalma ve gelişme hakkını devletler mümkün olan en ileri derecede güvence altına almakla yükümlüdür” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, ayrıca şu ifadelere yer verildi:
“Küçük yaştaki çocukların esenliğinin sağlanabilmesi için devletler mümkün olan bütün önlemleri alarak uygun koşullar oluşturmak zorundadır. Küçük Narin’in yaşama ve gelişme hakkını bütüncül politikalarıyla hayata geçir(e)meyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, onun yaşam hakkını ihlal etmiştir”
Narin’in ablasının da iki yıl önce şaibeli bir şekilde öldüğü ifade edilen açıklamada, “Narin’in ölümüne ilişkin isyanımız ve öfkemiz katbekat artıyor. Devlet, neden Narin’ in ailesi hakkında Çocuk Koruma Kanunu kapsamında bir inceleme yapmamış, neden koruma önlemleri almayı hiç düşünmemiştir” sözleri kullanıldı.
“TOPLUMU GÖSTERMELİK BİR YARGILAMA İLE İKNA EDEMEYECEKSİNİZ!”
Cinayete ilişkin getirilen yayın yasağının eleştirildiği açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Köyün giriş ve çıkışları kapatılmıştır. Narin’in yaşamı, hayatta kalması ve esenlik içinde yaşayabilmesi için koruyucu hiçbir somut ve etkin politikayı hayata geçirmeyen devlet, şimdi örgütlü olarak işlendiği açıkça belli olan bu cinayet karşısında ne yapacak? Toplumu göstermelik bir yargılama ile ikna edemeyeceksiniz! Devlet bu topluma Narin borçlu ve yüzbinlerce kayıp ve erkek şiddeti nedeniyle hayatta olmayan, örselenen çocuk borçlu!”
Açıklamada, Narin cinayetinin faili meçhul dosyalar gibi cezasızlık ile örtbas edilmesine asla izin vermeyeceklerini ifade edildi. Yargılanma sürecinin takipçisi olacaklarını belirttiler.
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:
Zaman, yas tutmak zamanı değil mücadele zamanıdır. Takipçisi olacağız, hesabını soracağız! İsyanımızı meydanlara taşıyoruz; tüm kadınları salı akşam, 10 Eylül tarihinde, saat 19:00’da Bodrum Belediye Meydanı karşısındaki Kadın Ağacının önünde buluşmaya çağırıyoruz!”