Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, boşandığı erkek R.E. dahil üç kişi tarafından İstanbul’un Şişli ilçesinde sokak ortasında öldürülen Bahar Aksu için açıklama yayımladı. Açıklamada; “Bahar Aksu için, öldürülen tüm kadınlar için direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz” denildi.
İstanbul’un Şişli ilçesine bağlı Cumhuriyet Mahallesi Kazım Orbay Caddesi’nde dün (5 Mayıs) boşandığı R.E. ve beraberindeki iki kişi, 34 yaşındaki Bahar Aksu’yu kaçırmaya çalıştı. Arabaya binmemek için direnen Bahar Aksu, tabancayla vurularak hayatını kaybetti.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (BKD), Bahar Aksu’nun öldürülmesine ilişkin “Yaşam hakkı ve kutsal aile politikası arasında kadınlar” başlıklı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bahar Aksu, üç yıl önce boşandığı eski eşi R.E. tarafından sokak ortasında infaz edilircesine öldürüldü. Çanakkale’den organize olarak, arkadaşlarıyla birlikte gelen fail Rüstem Elibol, İstanbul’da yaşamını sürdüren Bahar’ı zorla araca bindirmeye çalışmış, arabaya binmemek için direnen Bahar’a defalarca ateş ederek öldürmüştür.”
Bazı basın kuruluşlarında Bahar Aksu’nun “direndiği için öldürüldüğü” şeklinde haberlerin yer aldığına dikkat çekilen açıklamada, “Pervasız ve bir o kadar da ölümü normalleştiren bir haber yazdı. Basın olaya ‘direnmek ölüm getirdi’ diyebildi” denildi.
Yapılan haberin yanlış değerlendirme olarak görülmemesi gerektiği ifade edilen açıklamada, “Kaderine razı olup arabaya binmeyi kabul etseydi bir ihtimal hayatta olabilirdi demek istiyor. Direnmek, itiraz etmek ölüm getirir. Kadınlara bu mesaj veriliyor. Öldürülmüş olmamız bile biz kadınların suçu gibi bir yol izleniyor. Bu haber formatı kaza ya da münferit değil, kadın olmak itaat etmek üzerine inşa edilmek isteniyor” ifadeleri kullanıldı.
Devletin “kutsal aile” politikasının, kadınların yaşam hakkını korumak yerine, şiddet uygulayan erkeklere gerekçe sunar hale geldiği vurgulanan açıklamada,
“Boşanmış olmak dahi, kadınların eski eş şiddetinden uzaklaşmasını veya öldürülmesini engelleyemiyor. Bireysel silahlanmanın önüne geçmeyen devlet kadınları ‘aile’ kurumuna hapsetmenin tüm teşvik ve yöntemlerini çalıştırıyor, ancak cinayetleri önlemeyi dert etmiyor. R.E. gibi katillerin silaha kolayca erişebiliyor olması devletin sorumluluğunda olan bir politikadır.”
“AİLEYİ KORUMAK KADINLARIN YAŞAM HAKKINI KORUMAKTAN ÇOK DAHA ÖNCELİKLİ OLABİLİYOR”
Devletin 6284 Sayılı Kanun’a uygulamadığı belirtilen açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi meşrulaştırmaya çalışarak, nafaka hakkını kısıtlayarak kadınları erkek şiddeti karşısında savunmasız bırakıyor. ‘Aileyi korumak’ kadınların yaşam hakkını korumaktan çok daha öncelikli olabiliyor” sözleri kullanıldı.
Bireysel silahlanmanın kontrol altına alınması gerektiği ifade edilen açıklamada, “Erkek şiddeti örgütlenmesi cezasız kalmamalı, 6284 Sayılı Kanun’a koşulsuz şartsız derhal uygulanmalı ve kadınların bağımsız yaşam hakkı güvence altına alınmalıdır. Bahar Aksu için, öldürülen tüm kadınlar için direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Yasta değil, feminist isyandayız” denildi.