Bodrum Belediyesi, Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için kesilmesi durumunda Bodrum’un susuz kalacağı gerekçesiyle, Akbelen Ormanı’nı YK Enerji’ye tahsis eden Orman Genel Müdürlüğü’ne dava açtı.
Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’nin (YK Enerji), Milas’a bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nı maden sahasını genişletmek amacıyla kesmek istemesine karşı Bodrum Belediyesi dava açtı.
Açılmak istenen kömür madeninin önemli bir turizm kenti olan Bodrum’un susuz kalmasına neden olabileceği ve ciddi bir kamusal zarar yaratabileceği gerekçesiyle Bodrum Belediyesi, Akbelen Ormanı’nı YK Enerji’ye tahsis eden Orman Genel Müdürlüğü’ne dava açtı.
Yapılan açıklamada, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından hazırlanan rapora dikkat çekilerek, Akbelen Ormanı’nında yapılacak maden faaliyetlerinin Bodrum ilçesinin içme suyu kaynağı su kuyularını olumsuz etkileyeceği açıkça ortaya konduğu ifade edildi.
2013 yılında Hacettepe Üniversitesi’ne hazırlatılan raporda, Akbelen ormanında maden açık işletme izni uygulanması durumunda Bodrum’un içme suyu kuyularını besleyen Karacahisar -Çamköy -Aslanyaka alt su havzalarının su akış yönünün değişerek maden ocağı tarafına akacağı belirtilmişti. Diğer yandan raporda “Akbelen Ormanı’nın altındaki kömür yatakları yeraltında suyun yatak değiştirmesini engelleyen bir set olarak durmaktadır” değerlendirmesine yer verilmişti.
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Akbelen Ormanı mücadelesinin yalnızca su mücadelesi olmadığı aynı zamanda bir yaşam mücadelesi olduğuna dikkat çekti.
Aras, bölgedeki termik santral ve kömür madenlerinin sadece su kuyularını değil; bütün ekosistemi, biyolojik çeşitliliği, yaban hayatını, köylülerin yaşam ve kültürünü, tarihini de tehdit ettiğini belirterek şunları söyledi:
“Köyler yerinden taşınıyor, asırlık çam ağaçlarımız yok ediliyor, zeytincilik ve arıcılık gibi önemli geçim kaynakları insanların ellerinden alınıyor. Bunlar arasında en önemli konulardan biri de su kaynakları. Akbelen Ormanı’nda açılması planlanan kömür madeni sebebiyle yalnızca Bodrum’un değil, o bölgedeki büyük bir kesimin içme suyu kaynakları yok olma tehlikesi altında. Bodrum çok önemli bir turizm merkezi ve yarımadamız su fakiri bir yarımada. Bu nedenle suyumuzu daha çok Milas ilçesinden alıyoruz. Barajlardan gelen sert sular Karacahisar-Çamköy havzasından gelen yer altı sularıyla paçallanarak Bodrum halkının su ihtiyacı karşılanıyor. Son zamanlarda zaten Bodrum olarak büyük bir göç alıyoruz ve bu gidişle su arzında bir sıkıntı yaşayacağımızı planlıyoruz. Aynı zamanda iklim krizi etkilerini hep beraber yaşamaya başladık, orman yangınları ve kuraklık gibi ciddi sonuçlarla. O yüzden fosil kaynaklardan kurtulma ve suyumuza sahip çıkma konusunda çok önemli bir noktadayız. Bununla ilgili hukuki mücadelemizi de başlattık. Bu mücadele yalnızca Akbelen’de yaşayanların mücadelesi değil, topyekûn bir mücadele. Yerel yönetimlerin bu konuda büyük bir önemi olduğunu düşünüyorum. Bilimsel verilere dayanarak yerel yönetimler tarafından başlatılan hukuki mücadelelerle birlikte bu tür yaşam mücadeleleri daha çok dikkate alınıyor. Biz de bu konuda arkadaşlarımızın, vatandaşlarımızın yanına omuz omuza yaşam mücadelemizi sürdüreceğiz.”
İkizköylülerin gönüllü avukatlarından İsmail Hakkı Atal ise konuya ilişkin şunları söyledi: “2013 yılında TKİ’nin Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümüne hazırlattığı raporda Akbelen ormanı altındaki kömür yataklarının bir set olarak durduğu ve bu sayede Çamköy ve Karacahisar alt su havzalarının suyunun Bodrum su kuyularına aktığı belirlendi. Yani Akbelen giderse Bodrum susuz kalacak. YK Enerji’nin ortaklarından biri olan beşli çeteden LİMAK’ın yıllık 200 milyon TL kazancı için Bodrum’un yıllık 5 milyar dolarlık turizm geliri yok olabilir.”
500 gündür Akbelen Ormanı için nöbet tutan İkizköylüler ise Bodrum Belediyesi’nin açtığı davaya ilişkin “Mücadelemizin başından beri Bodrum Belediyesi’nin her türlü desteğini yanımızda hissettik. Haklılığımızdan aldığımız güçle başlattığımız ve sürdürdüğümüz direnişte çok kritik bir noktadayız. Bu noktada Bodrum Belediyesi’nın attığı bu adım, mücadelemize can suyu oldu. Biliyoruz ki bu çabalar bir gün karşılığını bulacak, yaşam kazanacak.” dedi.