Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Yargıtay’ın Pınar Gültekin’i öldüren Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını bozmasına ve “canavarca hisle öldürme” suçunun oluşmadığını belirtmesine ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Her kadın cinayeti, erkek egemen sistemin bir sonucudur ve bu sistem değişmedikçe kadınlar şiddet tehdidi altında yaşamaya devam edecektir” denildi.
Muğla‘da, 16 Temmuz 2020’de kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan 27 yaşındaki üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in katili Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozuldu.
Pınar Gültekin’i öldüren Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, avukatlarının itirazı üzerine Yargıtay tarafından bozuldu. Yargıtay, sanığın “tasarlayarak ve canavarca hisle öldürme” suçundan değil, “nitelikli kasten öldürme” suçundan yargılanmasını ve bu suç kapsamında haksız tahrik indirimi uygulanmasını talep etti.
Yargıtay’ın söz konusu kararına ilişkin Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (BKD) açıklama yayımladı.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Metin Cemal Avcı ve Mertcan Avcı’nın yargılandığı Pınar Gültekin davasında İzmir Bölge Adliye Mahkemesi tarafından sanıklardan Metin Cemal Avcı’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti. Yargıtay hakimleri oy çokluğu ile bu kararın bozulmasına ve suç işleme kararının ne zaman alındığının belirlenememesi nedeniyle tasarlama unsuru oluşmadığına dair karar verdi.”
Yargıtay’ın, Pınar Gültekin’in hayattayken yakıldığını tespit ettiği ve eylemin “eziyet çektirerek öldürme” suçunu oluşturduğunu kabul ettiği belirtilen açıklamada, “Metin Cemal Avcı’ya haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği şekilde oy çokluğu ile karar verilmiştir. Karara, beş kişilik heyetten iki üye karşı oy kullanmıştır. Hakimlerin görüşlerine katılmayan karşı oy yazısında ise cinayetin hem tasarlanarak hem de canavarca hisle işlendiği, ayrıca bu tür suçlarda haksız tahrik indiriminin uygulanamayacağı açıklanmıştır.” denildi.
Yargı sisteminin yıllardır “haksız tahrik” ve “iyi hal” gibi indirimleri uygulayarak, sanıkların cezasızlık ile ödüllendirildiği ifade edilen açıklamada, “Pınar Gültekin davası özelinde de yargının kadınların vahşice öldürülmesi halinde dahi sanıkların suç eylemini normalleştirerek, failler lehine karar verme çabasına girdiği görülüyor” sözleri kullanıldı.
“ADALETE GÜVENEBİLECEĞİMİZ BİR YÖNETİŞİM İÇİNDE YAŞAMAK İSTİYORUZ”
Pınar Gültekin’in yaşam hakkını elinden alan failin planlı ve sistematik bir yol izlediği ifade edilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Failin Pınar’ı katletme yöntemi ise kadın bedenine yönelik erkek şiddetinin ne kadar pervasızlaşabildiğini ve yargının da bu vahşete ilişkin cinsiyetçi bir bakış açısı ve bu anlayışla karar vermekte olduğunu göstermektedir. Bu cinsiyetçilikten güç alan fail kendi menfaatlerini savunurken, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının kendi lehine bir karara yol açacağını ifade etmekten kaçınmamış, yargının tarafını kendi lehine seçmesine yönelik mesaj vermiştir.”
Kadın cinayetlerinde haksız tahrik indiriminin, kadınları öldüren erkeklere “mazeret hakkı” tanıdığı vurgulanan açıklamada, “Tahrik indiriminin kadına yönelik şiddet eylemlerinde uygulanması failleri sadece cesaretlendirmiyor aksine alacakları hüküm ve cezaevinde kalacakları süreyi, ardından topluma ne kadar erken dahil olacaklarını da tayin ediyor. Biz kadınlar, hatalı ve cinsiyetçi yargılama sonucu toplumun içine ‘salınan’ faillerin aramızda yaşamasını istemiyoruz” denildi.
Kadınların yaşam hakkımızın korunmasını, yaşam haklarına kastedenlerin de etkin bir şekilde cezalandırılmalarını istediklerini belirtilen açıklamada, “Adalete güvenebileceğimiz bir yönetişim içinde yaşamak istiyoruz! Yargının ‘tarafsızlığı’ suçu ve suçluyu cezalandırmamak üzerinden tanımlanamaz. Aksine, somut delillere dayanan bu davada olduğu gibi, kadın cinayeti faillerine haksız tahrik indiriminin uygulanmamasını esas almalıdır” ifadeleri vurgulandı.
“BU KARARIN BOZULMASI, KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE GERİ ADIM ANLAMINA GELMEKTEDİR”
Adli tıp raporları, tanık ifadeleri ve diğer deliller bu cinayetin tasarlanarak, canavarca ve eziyet çektirerek işlendiğini açıkça ortaya koyduğu ifade edilen açıklamada, “Kadınları hedef alan bu sistematik şiddetin son bulması için, yargı sisteminin caydırıcı kararlar vermesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifini benimsemesi gerekmektedir. Her kadın cinayeti, erkek egemen sistemin bir sonucudur ve bu sistem değişmedikçe kadınlar şiddet tehdidi altında yaşamaya devam edecektir” ifadelerine yer verildi.
İstinaf mahkemesinin verdiği ağırlaştırılmış müebbet kararı, kadın cinayetlerine karşı caydırıcı bir tutum açısından önemli olduğu vurgulanan açıklamada, son olarak şu ifadeler kullanıldı:
“Bu kararın bozulması, kadına yönelik şiddetle mücadelede geri adım anlamına gelmektedir. Bu tür kararlar, Türkiye’de kadınların yaşam güvenliğini tehlikeye atmakta ve kadına karşı erkek şiddetini önlemeye yönelik mücadeleyi sekteye uğratmaktadır. Buna izin vermeyeceğiz!”
NE OLMUŞTU?
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi 27 yaşındaki Pınar Gültekin, 16 Temmuz’da evinden ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Şüphe üzerine gözaltına alınan Cemal Metin Avcı cinayeti itiraf etti ve çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
Soruşturma kapsamında Cemal Metin Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı, telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine gözaltına alındı. Jandarmada çelişkili ifadeler veren ve suçlamaları kabul etmeyen Avcı önce “delil karartmak” suçlamasıyla tutuklandı.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Cemal Metin Avcı hakkında “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı’nın da “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçundan beş yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Fail Cemal Metin Avcı’nın annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ile ortağı Şükrü Gökhan Orhan da cinayete yardım suçundan yargılanmaya başlandı.
Duruşmalar sürerken fail tarafının, Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin hakkında duruşmadaki öfkesi nedeniyle suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi.
Cemal Metin Avcı soruşturma sırasında Pınar Gültekin’in kendisine şantaj yaptığını iddia etti. Bunun üzerine Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) Pınar Gültekin’in cep telefonun Icloud şifresi için müzakere yazısı yazıldı. Davanın sekizinci duruşmasında ABD’den gelen dokümanda, Gültekin’in telefonunda sanık Cemal Metin Avcı ile ilgili herhangi bir verinin bulunmadığı ortaya çıktı.
Davanın 24 Ocak 2022 tarihinde görülen dokuzuncu duruşmasında, Adli Tıp Kurumu tarafından sunulan raporda belirtilen, “Pınar Gültekin’in Cemal Metin Avcı tarafından yakıldığı sırada hala hayatta olduğu”, mahkemece sabitlendi.
Davanın 14 Şubat’ta görülen onuncu duruşmasının ardından Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Mertcan Avcı’nın eyleminin yalnızca “delil karartmak değil” cinayete iştirak olduğunu söyleyerek kararın ihdas edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. 21 Şubat 2022’de Mertcan Avcı tutuklandı.
15 Mart 2022 tarihinde Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Mertcan Avcı hakkında, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “canavarca hisle, eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme suçuna iştirak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianamenin iade edilmesine yapılan itirazı kabul etti. Mahkeme, iki dosyayı birleştirerek Mertcan Avcı hakkında itiraz yolu açık olmak üzere tahliye kararı verdi. Tahliye kararına gerekçe olarak, dosyada toplanması gereken sanığın etki edebileceği delil bulunmaması, sanığın hakkında uygulanan adli kontrol tedbirlerine uymuş olması ve kaçma şüphesinin bulunmaması gösterildi.
Pınar Gültekin’in annesi Şefika Gültekin hakkında da duruşmada söylediği sözler nedeniyle tehdit ve hakaret suçlamasıyla dört yıl dört aya kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi.
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 20 Haziran 2022 tarihinde görülen 13’üncü duruşmada ise mahkeme heyeti Pınar Gültekin’i öldürdüğünü itiraf eden ve “canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması istenen sanık Cemal Metin Avcı’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermiş, haksız tahrik indirimi uygulayarak sanığın cezasını 23 yıla indirildi.
Karara itiraz için hazırlanan istinaf dilekçesi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderildi. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nde görülmeye başlanan davanın ikinci duruşması 10 Mart 2023‘te katil Cemal Metin Avcı’ya “Tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mertcan Avcı ise suç delilerini gizlemekten dolayı dört yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, her iki tarafında itirazı üzerine dosya Yargıtay’a taşındı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesini bitirerek, Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasının onanmasını talep etti.
Cinayete iştirakten ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı ise suç delilerini gizlemekten dolayı dört yıl hapis cezasına çarptırılması kararının bozulması da istendi.
Yargıtay, katil Cemal Metin Avcı’nın temyiz başvurusunu reddederken, kardeşi Mertcan Avcı’nın başvurusunu kabul etti.