Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, miras paylaşımına ilişkin uygulama değişikliklerine yönelik açıklama yayımladı. Açıklamada, “Bunu ‘anlaşma’ olarak sunmak, aslında kadınları susturmak ve mülksüzleştirme politikalarının uygulanmasıdır” denildi.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, sosyal medya hesabı üzerinden; 2024 Kasım ayında Tapu Sicilinde Arabuluculuk Uygulamaları Genelgesi ile ortaklığın giderilmesi davalarında arabuluculuk anlaşmalarının resmî senet olmadan tapuda tesciline izin veren düzenlemeye yönelik açıklama yayımladı.
“Kadınların miras hakkı pazarlık konusu değildir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Miras paylaşımına ilişkin uygulama değişiklikleri, kadınların ekonomik haklarını hedef alan sistematik saldırıların yenisidir. Bu uygulama değişiklikleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini pekiştirmekte ve kadınların halihazırda kırılgan olan ekonomik durumlarını olduğundan daha da savunmasız hâle getirmektedir.”
Tapu işlemlerinde, mirastan kalan malvarlığının eşit paylaşımdan vazgeçilerek anlaşmalı paylaşıma geçilmesiyle ilgili “Kadınların temel haklarını aile içi güç dengelerine, yani erkeklerin ailede kurdukları güç ilişkileri üzerinden kadınları mülksüzleştirme politikalarıdır” denildi.
Açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:
“Toplumda ekonomik ve sosyal olarak eşitsiz konumda bulunan kadınlar, artık miras haklarını da pazarlık masasında üstelik eşit şartlar yaratılamadan savunmak zorunda kalacak. Bu, adaletin erkeklerin inisiyatifine bırakılması anlamındadır. Kadınların miras haklarının çok açık bir şekilde ortadan kaldırılmasıdır.”
“BU DURUM ANLAŞMA DEĞİL, DAYATMADIR”
Miras sonucu ortaklaşa sahip olunan ev, arsa gibi taşınmazların paylaşımında, noter onayı gerektirmeyen arabuluculuk anlaşmalarının doğrudan tapuya işlenmesine izin verilmesinin, durumu daha da vahim hâle getirdiğinin vurgulandığı açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“Mirastan kalan ev veya arsanın nasıl paylaşılacağına dair anlaşmalar artık resmî denetime gerek duyulmadan geçerli sayılacak. Resmî kurumların miras paylaşımının adil olup olmadığını kontrol etmeyeceği bu sistemde, güçlü olan zayıfı susturacak, kadınlar ve çocuklar ekonomik zorbalığın ve şiddetin hedefi olacaktır.”
Açıklamada; uygulama değişikliğinin, ekonomik eşitsizliği ve şiddeti kurumsallaştırdığı belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
“Bu durum anlaşma değil, dayatmadır çünkü kadınların bu süreçte eşit müzakere şansı ve koşulu bulunmamaktadır. Toplumsal baskı ve eşitsiz koşullar, ekonomik bağımlılık ve aile içi baskılar nedeniyle kadınlar, haklarını kullanabilme süreçlerinde yalnızlaştırılmış bir taraf olarak yer alacaktır.
“BU UYGULAMALARIN DERHAL DURDURULMASINI VE YASA TEKLİFİNİN İPTAL EDİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ”
Bu uygulamaların, Türk Medeni Kanunu’ndaki eşit miras ilkesini fiilen yok edilmesinin önünü açtığına dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bir genelge ile Türk Medeni Kanunu’nun miras paylarına ilişkin açık hükümlerinin yok edilmesi çalışması, devletin kadınları eşit yaşam koşullarını oluşturma temel görevini terk etmesi anlamına gelmektedir.”
Türk Medeni Kanunu’ndaki eşit miras ilkesinin yürürlükte olduğunun ve alt düzenlemelerle yok edilmesinin hukuken mümkün olmadığının belirtildiği açıklamada, şunların altı çizildi:
“Arabuluculuk süreçleri, kadınların toplumsal eşitsizliğini pekiştirmekte ve aile içi güç ilişkilerini kadınların aleyhine kullanmaktadır. Basitçe söylemek gerekirse bir ailede mirastan kalan ev için toplanan kadın, erkek kardeşler arasındaki ‘anlaşma’ gerçekte eşit şartlarda olmayacak.”
Ekonomik bağımlılık, toplumsal baskı ve aile içi güç dengesi nedeniyle kadınların, haklarından vazgeçmeye zorlanacağının vurgulandığı açıklamada, şunlara dikkat çekildi:
“Bunu ‘anlaşma’ olarak sunmak, aslında kadınları susturmak ve mülksüzleştirme politikalarının uygulanmasıdır. Bu uygulamaların derhal durdurulmasını ve yasa teklifinin iptal edilmesini talep ediyoruz.”
“HAKLARIMIZDAN VE KAZANIMLARIMIZDAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Kadınların yasal haklarının korunmasının, devletin görevi olduğunun belirtildiği açıklamada, “Eşitlik ilkesi, sözde müzakere olanakları adı altında ihlal edilemez” denildi.
Açıklamanın sonunda ise şu ifadelere yer verildi:
“Kadınların miras hakkı, pazarlık konusu yapılamayacak, müzakere edilemeyecek temel bir eşitlik ve adalet meselesidir. Kazanımlarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Yaşasın Feminist mücadelemiz.”