Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, devlet memurlarına doğum ve evlat edinmeden itibaren yarı zamanlı çalışmayı düzenleyen yönetmelik hakkında açıklama yayımladı. Açıklamada, “Erkekler için bir seçenek olan bu uygulama, kadınlar için zorunluluk” denildi.
“Devlet Memurlarının Yarım Zamanlı Çalışma Hakkının Kullanımına İlişkin Yönetmelik” 18 Temmuz 2025’te Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yeni yönetmelikle birlikte, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi kadın ve erkek devlet memurları, çocuklarının doğumundan itibaren ya da evlat edinme sürecinden itibaren ilköğretim çağına başlayana kadar yarım zamanlı çalışma hakkına sahip olacak.
Bu haktan yararlanan memurun haftalık çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresinin yarısı olarak düzenlenecek ve çalışma süreleri; üç günden fazla olmayacak, günlük üç saatten az veya sekiz saatten fazla çalışamayacaklar. Diğer yandan memurlar, bu süre içinde maaşlarının ve ödemelerinin yarısını alabilecekler.
“KADINLARIN ÇALIŞMA HAYATINDAKİ EŞİTLİK MÜCADELESİNİ YOK ETMEYE YÖNELİK BİR HAMLE”
Yönetmeliğe ilişkin Bodrum Kadın Dayanışma Derneği tarafından sosyal medyadan “Yarım günlük tuzak: Kadınlara yönelik dışlama politikasının yeni biçimi” başlığıyla yayımlanan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘müjde’ olarak sunmaya çalıştığı şey, kadınların çalışma hayatındaki eşitlik mücadelesini yok etmeye yönelik bir hamle. Seçenek değil, zorunluluk. Kâğıt üzerinde hem erkeklere hem kadınlara tanınan bu hak, toplumsal gerçeklikte yalnızca kadınlar tarafından ‘kullanılmak zorunda kalınacağı’ düşüncesiyle planlanan bir yaklaşım.
Erkekler için bir seçenek olan bu uygulama, kadınlar için zorunluluk; çünkü bakım yükü yine ve yeniden yalnızca kadınların yaşamlarına yükleniyor.”
“EŞİTLİK DEĞİL, İTAAT İSTENİYOR”
Yönetmeliğin, kadınlara “Ya çocuk yap ya da çocuk yap” dediğinin vurgulandığı açıklamada, “Maaşın ve emeklilik haklarının yarıya düşürülmesiyle kadınların sessizlik içinde ev içine çekilmesi, kamusal alandan dışlanması hedefleniyor” denildi.
Bu yönetmeliğin, devletin bakım sorumluluğunu kadınlara dayatan iş bölümü gibi gösterilen savunular olduğunun altının çizildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren ve ataerkil sistemin modernite adı altında yeniden üretilmesidir. CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) başta olmak üzere Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerine aykırı olan bu düzenleme; kadınları cezalandıran, kadın karşıtı bir politikadır.”
Açıklamanın devamında ise “Eşitlik değil, itaat isteniyor. Unutmayın beyler, en iyi bildiğimiz direniş sloganımızla son sözü söyleyelim: Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” denildi.