Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (BKD); “İsmailağa Cemaati Davası” olarak bilinen altı yaşındaki çocuğun sistematik cinsel istismarı davası için, “Bir daha asla örtbas edilmesine müsaade etmediğimiz için buradayız ve davaya müdahil oluyoruz” açıklaması yaptı.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (BKD), İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını altı yaşındayken evlendirmesi ve çocuğun sistematik cinsel istismara maruz bırakması ile ilgili başlayan dava hakkında, “Bir daha asla örtbas edilmesine müsaade etmediğimiz için buradayız ve davaya müdahil oluyoruz” açıklaması yaptı.
BKD ve Bodrum Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları’nın ortak çağrısı ile İstanbul Anadolu Adliyesi’nde Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli’nin yargılandığı davaya geldikleri ifade edilen açıklamada, “Bu olay bize gösterdi ki, genellikle kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen çocuğun istismarı, yani tecavüz, aleni ve herkesin gözü önünde gerçekleşiyor” denildi.
BKD, altı yaşında çocuğun babası tarafından, tarikat üyelerinin bilgisiyle ile allanıp pullanarak 29 yaşındaki bir adama ‘evlilik kılıfı’ kullanılarak verildiği belirtilen açıklamada, “Herkes, altı yaşındaki bir çocuğun yetişkin erkekler arasında alıp verilebilir olduğuna tanık oldu. Kimse ama hiç kimse ‘o daha altı yaşında’ demedi” ifadelerine yer verdi.
“DEVLETİN DE NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMARA DAHİL OLDUĞU AÇIKÇA ORTAYA ÇIKMAKTA”
2004 yılından 2020 yılına kadar tam 16 yıl süren cinsel istismarın, 2012 yılında resmi kurumlar vasıtasıyla örtbas edilmekle kalmadığı, tarikata bağlı olan herkesin altı yaşındaki çocuğa istismarı normal karşıladığı belirtilen açıklamada, “Dolayısıyla tarikat içerisinde gizli bir onay verme süreci başlatılmıştır ve 2012 yılında ihbar sonrası bu suçun örgütlü bir şekilde resmi kuruluşlara mensup yetişkinlerin işbirliği ile örtbas edilmiştir. Burada sadece 3 sanığın eylemleri değil, çocuk yaşta okula gönderilmemiş olması nedeniyle aileye karşı işlem başlatmayan Milli Eğitim Bakanlığı, çocuğun istismarı ilk kez resmi bir şekilde bildirildiğinde 2012 yılından bu yana Aile Bakanlığı’nın çocuğu etkin bir şekilde korumaması nedeniyle, devletin yani kurumların bizzat müdahil olduğu zincirleme şeklinde nitelikli cinsel istismara dahil olduğu açıkça ortaya çıkmakta” denildi.
“BU DAVA BİR ÇOCUĞUN 16 YILLIK ESARETİNİN DAVASIDIR”
“Bir kereden bir şey olmaz”, “Tecavüze uğrayanın çocuğuna devlet bakar”, “Bunlar tecavüz değil, ailelerin rızasıyla yapılan evliliklerdir” diye beyanda bulunanların, 2012 yılında kemik yaşını büyük göstererek soruşturmayı kapatanların ve bu davanın soruşturma savcısının görev yerinin değiştirilmesinin aynı elden çıktığı açıklamasını yapan Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, “Bu dava münferit bir suç eylemini değil, bu dava yetkililerin gözü önünde ve toplumun da gözü önünde bir çocuğun 16 yıllık esaretinin davasıdır” ifadelerini kullandı.
Davanın örtbas edilmesine müsaade etmeyecekleri belirtilen açıklamada, “Çocukların üstün yararını gözetmeyen bir aile bakanlığının suistimalini, çocuğun resmi okul kaydının olmamasını sorgulamayan Milli Eğitim Bakanlığı’nın suistimali ve çocuğu tanıyıp, bilip, görüp susan veya suçu meşru gören herkesin işbirliği ile işlenen bir insanlık suçunun davasıdır. Bir daha asla örtbas edilmesine müsaade etmediğimiz için buradayız ve davaya müdahil oluyoruz! Yaşasın feminist mücadelemiz!” denildi.