Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, zincir market çalışanı bir erkeğin, çalışma arkadaşı olan kadını şiddete maruz bırakmasının ardından erkek hakkında önce önleyici tedbir kararı uygulanması ve sonrasında tutuklanmasıyla ilgili açıklama yayımladı. Açıklamada, “Erkek şiddetinin önlenmesi için bütüncül politikalar geliştirilmeli, caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır” denildi.
Muğla’nın Bodrum ilçesinde Turgutreis Bahçelievler Mahallesi’nde 1 Mayıs’ta zincir markette çalışan 22 yaşındaki kadın B.D, markette çalışan 25 yaşındaki erkek A.K. tarafından fiziksel şiddete maruz bırakıldı.
B.D.’nin şikâyeti üzerine A.K. hakkında işlem başlatıldı; hakkında önleyici tedbir kararı verilen A.K., ardından tutuklandı.
Olaya ilişkin Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (BKD) sosyal medya hesabı üzerinden, “Şiddet pazarlık kabul etmez” başlığıyla açıklama yayımladı.
Açıklamada, zincir markette yaşanan erkek şiddetinin geldiği boyutu gösterdiği söylenerek şu ifadeler kullanıldı:
“Bu olay; yalnızca ‘aile içi’ ya da yakın ilişkilerde değil, kamusal alanda ve işyerlerinde de erkek şiddetinin sistematik ve her kadın için şiddet yöntemi kullanılır bilgisinin ne kadar normalleştiğinin de bir işareti. İşyeri güvenlik kameraları sayesinde bu kez şiddet eylemi kayıt altına alınabilmiş oldu.”
Görüntülerin fail erkeğin pervasızlığını gösterdiği belirtilen açıklamada, “Olayın Bodrum’da olmuş olmasından duyulan rahatsızlık da ortaya çıktı. Bodrum genelinde yapılan şiddet karşıtı açıklama ve olaya yönelik kınama mesajları, aslında ‘ne oluyor?’ sorusunu da beraberinde getiriyor” denildi.
Açıklamada, kadınların erkek şiddetine karşı mücadele ederken “iftira atıyor”, “abartıyor” ya da “buna nedeni senin orda bulunman zaten” gibi söylemlerle suçlandığı ve kadın örgütleri dışında çoğunlukla yalnız bırakıldıkları ifade edildi. Yaşanan bu olayda bu yolun izlenmemesinin nedeninin görüntülerin olması olduğu belirtildi.
“HER KADIN, MARUZ BIRAKILDIĞI ŞİDDETİ BELGELEYEBİLECEK KONUMDA DEĞİLDİR”
Erkek şiddetine maruz bırakılan kadın personele olan destek, her kadın için de gösterilmesi gerektiği vurgulanan açıklamada, “Erkek şiddeti karşısında nerede durduğumuz, faillere olan uzaklık ya da yakınlık kriterine ya da kadınların güvenilir cins olup olmadığına göre değişmemeli. Her kadın, maruz bırakıldığı şiddeti belgeleyebilecek konumda değildir! Bu nedenle ‘kadınların beyanı esastır’ ilkesinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Kadınların beyanını kabul etmeme yöntemi, ataerkil düzenin devamını sağlayan bir mekanizmadır” ifadeleri kullanıldı.
“Kadının beyanı esastır” ilkesi, şiddet karşısında kadınların mücadelesini güçlendiren bir kazanım olduğu vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“İşyerlerinde mobbing ve kadına yönelik şiddet eylemlerinin görmezden gelindiği, üstelik şiddet faillerinin terfi ettirildiğine dair haberler artık sıradanlaştı. Bu olay da, şiddetin yok sayıldığı ve faillerin ödüllendirildiği anlayışın açık bir yansımasıdır. Evde koca-baba, iş yerinde ise tüm erkekler kadınlara nasıl yaşayacaklarını öğretmeye kalkar. Bu düzende dayak da ‘ehlileştirme’ yöntemi olarak kullanılır.”
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, açıklamada taleplerini şu şekilde sıraladı:
1– A101 şubesi ve şirket merkezi, erkek şiddetine karşı iş akdinin feshi yapılabilir; caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır!
2- Tüm işyerlerinde ILO 190 sözleşmesi şartları derhal hayata geçirilmeli, şiddete karşı etkin denetim mekanizmaları kurulmalı.
ILO 190’ın uygulanması, işyerlerinde taciz ve şiddetin önlenmesi için somut politikalar, şikâyet mekanizmaları, gizlilik garantisi ve failin hesap verebilirliğini sağlayacak; kadınlara zarar görmeden çalışma ortamlarının oluşturulmasını sağlamalıdır.
3- İşyerlerinde şiddet uygulayan erkeklerin korunmasına ve terfi ettirilmesine son verilmelidir.
4- Erkek şiddetinin önlenmesi için bütüncül politikalar geliştirilmeli, caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır.
Erkek şiddetine maruz bırakılan kadınların verdikleri mücadelelerinin tarafı olmaya devam edecekleri belirtilen açıklamada, “Erkek şiddetine karşı mücadelemiz, şiddet tamamen ortadan kalkana kadar sürecektir. Kadınları değil, şiddeti durdurun! Yaşasın feminist dayanışmamız! Yaşasın kadın mücadelesi” sözleri kullanıldı.