Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nin (BKD), 1 Kasım’dan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne kadar “25 Gün – 25 Gerçek” başlığıyla her gün bir bilgi yayımlayacağını duyurmuştu. Bu kapsamda, bugün (2 Kasım) ekonomik şiddete dikkat çekildi.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (BKD), 1 Kasım’dan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne kadar sosyal medyadan “25 Gün – 25 Gerçek” başlığıyla her gün bir bilgi ve bir “ifşa” yayımlayacağını açıklamıştı.
Bu kapsamda, bugün (2 Kasım) ekonomik şiddete dikkat çekilen bir açıklama yayımladı. Açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi:
“Ekonomik şiddet de şiddettir, görünmez ama yıkıcı. Ekonomik şiddet, kadınların mali kaynaklara erişimini engelleyerek özgürlüğünü kısıtlayan şiddet türüdür.”
Açıklamada, ekonomik şiddetin türleri hakkında şunlar aktarıldı:
“Çalışmanı engellemesi, maaşına el koyması, her harcamayı sorgulaması, seni sürekli maddi olarak bağımlı tutması, ortak malları sadece kendi adına yapması, kredi kartlarını kontrol etmesi, ‘Seni ben besliyorum’ demesi.”
“EKONOMİK BAĞIMLILIK, KADINLARI ŞİDDET KARŞISINDA SAVUNMASIZ BIRAKIYOR“
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 verilerine göre; kadınların yüzde 18,3’ü yaşamlarında ekonomik şiddete maruz bırakıldığının vurgulandığı açıklamada, ayrıca verilere göre; Türkiye’de kadınların yüzde 34,3’ü işgücüne katıldığı belirtildi.
TÜİK’in verilerinin önemine dikkat çekilen açıklamada, “Ekonomik bağımlılık, kadınları şiddet karşısında savunmasız bırakıyor. Ekonomik bağımsızlık ise şiddetten kaçış ve direniş gücü veriyor” denildi.
Türkiye’nin 1985’ten beri taraf olduğu ve kadınlara ekonomik haklar, eşit istihdam, eşit ücret garantisi veren CEDAW Sözleşmesi’ni unuttuğunun vurgulandığı açıklamada, Türkiye’nin 2021’de kadına şiddetle mücadele için ilk imzacılarından olduğu ve gece yarısı kararıyla geri çekildiği İstanbul Sözleşmesi hatırlatıldı.
Açıklamada, devlet ve yerel yönetimlerin neler yapması gerektiği şu şekilde ifade edildi:
Ücretsiz kreş ve bakım hizmetleri – ev içi emek görünür olmalı.
Kadın kooperatiflerine kaynak ve destek.
Eşit ücret denetimi – aynı işe aynı para.
Nafaka sistemini güçlendirmeli ve hızlandırmalı.
İş garantili mesleki eğitim programları.
Kadın sığınma evlerinde ekonomik rehabilitasyon.
“ÇALIŞMAK SENİN HAKKINDIR, MALİ KARARLARDA SÖZ HAKKIN VARDIR”
“Aile Yılı”na dikkat çekilen açıklamada, “’Aile Yılı’, nüfusu artırmaya odaklı. Kadının ekonomik bağımsızlığı, işgücüne katılımı değil; ev içi rolleri ön planda. Bu politika ekonomik şiddeti körükler” denildi.
Açıklamada, ekonomik şiddete maruz bırakılan kadınların, yapabilecekleri hakkında şunlar aktarıldı:
Dayanışma ağları kur – yalnız değilsin.
Kadın kooperatiflerine katıl.
Mali okuryazarlık atölyeleri.
Sendikalaş, örgütlen.
Kendi adına birikim yap.
Ortak hesap değil, kendi hesabın olsun.
Açıklamada, son olarak; “Kendi paran senin özgürlüğündür, çalışmak senin hakkındır, mali kararlarda söz hakkın vardır, ekonomik bağımsızlık güçtür” ifadeleri kullanıldı.











