Bodrum Kadın Dayanışma Derneği (BKD), 5 Aralık 1934’te kadınlara tanınan Seçme ve Seçilme Hakkı’nın 91. yılına dair açıklama yayımladı. Açıklamada, “Nezihe Muhiddin ve yol arkadaşlarının oy hakkı mücadelesi, yalnızca bir siyasal talep değil, kadınların politik özne olarak var olmasının önünü açan tarihsel bir dönüm noktasıdır” denildi.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, 5 Aralık 1934’te Türkiye Cumhuriyeti tarafından kadınlara tanınan Seçme ve Seçilme Hakkı’nın 91. yılına dair sosyal medya hesabından açıklama yayımladı.
BKD tarafından yapılan açıklamada, “5 Aralık 1934, Osmanlı’da kadınların başlattığı oy hakkı mücadelesinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından TBMM’de kabul edilmesiyle sonuçlandığı gün” sözlerine yer verildi.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
“Kadınların tarihsel bir kazanımı elde ettiği gün” olduğunun vurgulandığı açıklama, şöyle devam etti:
“5 Aralık, kadınların tarihsel mücadelesinin tüm bedelleri göze alarak başlattığı direnişin yasal olarak kabul edildiği gün. Ülkemizin kadın tarihi tıpkı dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreç, kadınların kendileri için savundukları politikaları, örgütlülüğü ve direnişiyle örülmüş bir mücadele tarihidir.
Nezihe Muhiddin ve yol arkadaşlarının oy hakkı mücadelesi, yalnızca bir siyasal talep değil, kadınların politik özne olarak var olmasının önünü açan tarihsel bir dönüm noktasıdır.”
‘GİYOTİNDE ÖLÜYORSAK KÜRSÜDE DE OLMALIYIZ’ SÖZÜ HATIRLATILDI
Hak mücadelesinin sadece Türkiye’yle sınırlı olmadığı, dünyanın farklı coğrafyalarında da benzer mücadelelerin yaşandığına değinilerek şunlar kaydedildi:
“1789 Devrimi’nin ‘insan’ tanımına kadınları yurttaş bile görmeyen, bu nedenle insan kavramına dahil etmeyen dönemin burjuva ve aydınlarına karşı Olympe de Gouges, ‘Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ ile tarihe kazınan ‘giyotinde ölüyorsak kürsüde de olmalıyız’ sözünü söyledi.
Onun kadınların cins olarak insan olma hakkını savunma mücadelesi giyotinle idam edilmesiyle sonuçlandı. Kadınların hak mücadelesinin hiçbir dönemde ‘erkeklerin savunduğu politikalarla’ kazanılmış olmadığını gösteren en güçlü kadın tarihi bilgisidir.”
2025 yılında dahi kadınların siyasal temsilinin hâlâ eşit olmadığının altı çizilirken “Dünya genelinde yükselen kadın düşmanlığı, tarih boyunca kadınların bedeni, emeği ve iradesi üzerinde kurulmak istenen tahakküm günümüzde mücadele tarihimizden de bildiğimiz argümanlarla yeniden üretiliyor” denildi.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
“HİÇBİR HAK KADINLARIN MÜCADELESİ OLMADAN KAZANILMADI”
Ayrıca “Kadınların mücadele tarihinden gelen kazanılmış haklara yönelik sistematik saldırılar ve erkek egemen düzenin organize bir şekilde hazırda bekleyen politikaları, kadınlar açısından eşitlik mücadelesini yalnızca siyasal bir talep olmaktan çıkarıp yaşamsal ve varoluşsal bir hak savunusu hâline getiriyor” sözlerine yer verilerek şunlar aktarıldı:
“Tarih bize defalarca gösterdi: 19. yüzyılın kadın işçilerinden 20. yüzyılın oy hakkı hareketlerine, Olympe de Gouges’tan Nezihe Muhiddin’e uzanan çizgide hiçbir hak kadınların mücadelesi olmadan kazanılmadı; her biri bedeller ödenerek, direnerek ve kadınların yan yana durma iradesiyle elde edildi.
Bu nedenle haklarımızı yok sayan, geri almaya çalışan politikalara karşı mücadele etmek yalnızca gerekli değil, hayatlarımızın bütünlüğü için kaçınılmazdır.”
Açıklamada, “Bu tarihsel miras, ‘eşitlik zaten sağlandı’ söylemleriyle oluşturulmak istenen rehaveti üstlenmeden, kadınların birlikte kurduğu sözle, dayanışmayla ve eşitlik iradesiyle geleceğe taşınabilir” ifadesinde bulunuldu.
Son olarak, “5 Aralık Kadın Hakları Günü, yalnızca tarihsel bir kazanımı yeniden hatırladığımız değil; bugünün eşitlik mücadelesini büyütme kararlılığımızı ilan ettiğimiz gündür” denildi.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!













