EŞİK Platformu yarın 73 barodan kadın avukatlarla birlikte İstanbul Sözleşmesi’nin savunulacağını açıklayarak tüm kadınları, kadın ve LGBTİ+ örgütlerini, baroları, emek ve meslek örgütlerini ve siyasi partileri; eşit ve şiddetsiz bir yaşam isteyen herkesi hep birlikte hukuka ve İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya çağırdı.
Türkiye, 20 Mart 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden ayrıldığını duyurmuştu. Fakat karar uluslararası sözleşmelerden çıkışın Meclis’in alacağı karar ile gerçekleşebileceğini savunan çok sayıda hukukçu, kadın örgütü, baro, çeşitli sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve siyasi partiler tarafından karara karşı hukuki süreç başlatmıştı.
Yarın (28 Nisan 2022) ise İstanbul Sözleşmesi’nin feshi işleminin iptali için davalar Danıştay 10. Daire tarafından esastan görüşülecek. Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK) bugün yaptığı basın açıklamasında Türkiye’nin her köşesindeki 73 Barodan kadın avukatların katılımı ile İstanbul Sözleşmesi’nin savunulacağını söyledi.
“KADINLARIN EŞİT VE ŞİDDETSİZ BİR HAYAT SÜRMELERİ İÇİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ELZEMDİR”
Açıklamada eril şiddetin her gün en az üç kadını yaşamdan kopardığı, her gün en az üç şüpheli kadın ölümünün üstünün örtüldüğünün vurgulanarak, fesih kararının hukuka aykırı olduğu ifade edildi. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Oysa şiddet gittikçe yükseliyor, şiddetle mücadelede İstanbul Sözleşmesi’nin önemi ve etkin uygulanması zorunluluğu her geçen gün biraz daha artıyordu. Danıştay, fesih kararının hemen ardından açılan yürütmeyi durdurma davalarını dikkate alıp bu hukuksuz kararı iptal ederek fesih kararından cesaretlenen kaç kadın katilini fiilinden caydırmış olacaktı asla bilemeyeceğiz. Ancak şunu biliyoruz; kadınların eşit ve şiddetsiz bir hayat sürmeleri için İstanbul Sözleşmesi elzemdir. Bu yüzden Sözleşme’den asla vazgeçmeyeceğiz.”
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLMEK KADINA KARŞI ŞİDDETİ ÖNLEME POLİTİKASINI TERK ETTİĞİNİN TÜM DÜNYAYA İLAN EDİLMESİDİR”
Açıklamada yarın verilecek kararın yalnızca İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının hukuksuzluğuna ve buna yönelik iptal talebi ile olmayacağı, aynı zamanda hukukun üstünlüğü adına da belirleyici olacağı söylendi. Devamında şu ifadelere yer verildi: “EŞİK Platformu’nun kuruluş tarihi olan 1 Ağustos 2020’den bu yana sürdürdüğümüz mücadelenin her aşamasında vurguladığımız üzere; İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek Anayasa’daki eşitlik ilkesinden, şiddeti önlemek ve maruz bırakılanları korumakla ilişkili diğer yasalardan vazgeçildiğinin, devletin kadın erkek eşitliği ve kadına karşı şiddeti önleme politikasını terk ettiğinin tüm dünyaya ilan edilmesidir.
“FESİH KARARI TÜM TEMEL İNSAN HAKLARI BELGELERİNDEN DE ÇEKİLEBİLECEĞİ ANLAMINA GELMEKTEDİR”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yasayla kabul edilen uluslararası bir sözleşmeden tek kişilik kararla çıkılmasının ise Sözleşme’nin kendisinin önemini de aşan bir önemi olduğunun altı çizilerek, “Bu karar Sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm temel insan hakları belgelerinden de çekilebileceği anlamına gelmektedir. Bu sebeple, İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak sadece kadınların değil, demokratik bir ülkede adaletli ve insanca yaşamdan yana olan herkesin sorumluluğudur.
Tüm kadınları, kadın ve LGBTİ+ örgütlerini, baroları, emek ve meslek örgütlerini ve siyasi partileri; eşit ve şiddetsiz bir yaşam isteyen herkesi hep birlikte hukuka ve İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya çağırıyoruz” dendi.