Bu siteye girerek Gizlilik İlkeleri ve Kullanım Şartlarını kabul etmiş sayılıyorsunuz.
Onayla
Gündem FethiyeGündem FethiyeGündem Fethiye
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Okunuyor Bilim insanlarından yeni araştırma: “İklim krizi, Türkiye’nin Batı kıyılarında yaz turizmini tehdit ediyor”
Paylaş
Font ResizerAa
Gündem FethiyeGündem Fethiye
Font ResizerAa
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Arama
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Takip edin
© 2022 Foxiz News Network. Ruby Design Company. All Rights Reserved.
EkolojiGündem

Bilim insanlarından yeni araştırma: “İklim krizi, Türkiye’nin Batı kıyılarında yaz turizmini tehdit ediyor”

Son Güncelleme: 11 Ağustos 2025 16:19
Editör: Hülya ÇetinkayaKaynak: İklim Masası
11 Ağustos 2025 14:25
Paylaş
Fotoğraf: Gündem Fethiye
Paylaş

Boğaziçi Üniversitesi’nden bilim insanlarının yürüttüğü yeni bir araştırma, iklim krizinin Türkiye’nin Batı kıyılarındaki yaz turizmi üzerinde olumsuz etkilerini ortaya koydu. Muğla’nın da ele alındığı çalışmada, artan sıcaklıklar ve yüksek nem oranlarının yaz aylarında tatilcilerin konforunu azalttığı, bu durumun ise turistlerin bölgeyi daha kısa süreli ve daha az sıklıkla ziyaret etmesine yol açabileceği söylendi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayınlanan “2025 Yılı Haziran Ayı Bakanlık Belgeli Konaklama İstatistikleri”ne göre, Muğla’ya gelen turistlerin geceleme sayılarında, 2025 Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,17 düşüş ölçüldü. Verile, turist sayısının artarken geceleme süresinin azaldığına işaret etti.

Ayrıca, Muğla’daki konaklama tesislerinin doluluk oranlarına bakıldığında 2024 yılının Haziran ayına göre bir düşüş yaşandı.

Muğla’da turizm sezonu: Geçen seneye göre otellerin durumu ne?

Bilim insanları ise Türkiye’nin Batı kıyılarında yaz turizminin yavaşlamasının nedenlerinden birinin iklim krizinin olumsuz etkileri olduğunu ortaya koyan bir çalışma yayımladı.

Çalışmaya ulaşmak için buraya tıklayın.

Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan ve Başak Bilgin, Prof. Dr. Sevil Acar, Zekican Demiralay, Dr. Nazan An, Dr. Tufan Turp Tufan Turp ve Prof. Dr. Levent Kurnaz Levent Kurnaz’ın imzalarını taşıyan çalışma, 2026-2050 dönemini inceledi ve iklim konforunun, turist sayısı ve konaklama süresi üzerinde net bir etkisi olduğunu ortaya koydu.

“AŞIRI SICAKLIKLAR VE ARTAN NEM ORANI, TURİSTLERİN FİZİKSEL KONFORUNU OLUMSUZ ETKİLEYEREK TATİL DENEYİMİNİ ZORLAŞTIRABİLİR”

Bu bölgelerde hem turist sayısında hem de konaklama sürelerinde önemli bir azalma yaşanabileceği uyarısında bulunan bilim insanları, turizm sektörünün geleceğine dair çözüm önerini ve bazı tartışmaları da ortaya koydu.

Çalışma, Türkiye’nin Akdeniz, Ege ve Marmara kıyılarındaki iklim konforunun 2026-2050 döneminde belirgin biçimde bozulacağını ortaya koyuyor.

Araştırmaya göre, yaz aylarında yaşanan aşırı sıcaklıklar ve artan nem oranı, turistlerin fiziksel konforunu olumsuz etkileyerek tatil deneyimini zorlaştırabilir. Bu durum, ziyaretçi sayısında ve konaklama sürelerinde azalmaya neden olabilir.

“TURİZM POLİTİKALARI MEVSİMSEL ÇEŞİTLİLİK TEMELİNDE YENİDEN DÜŞÜNÜLMELİ”

Yapılan çalışmayı İklim Masası için kaleme alan Başak Bilgin; Adana, Antalya, Aydın, Balıkesir, Çanakkale, Edirne, Hatay, İzmir, Mersin ve Muğla gibi Türkiye turizminin lokomotifi olan şehirlerde, yaz turizminin cazibesinin azalmasıyla turizm politikalarının mevsimsel çeşitlilik temelinde yeniden düşünülmesinin gerekliliğine dikkat çekti.

Bilgin, mevsimsel çeşitlilik konusunda şunları aktardı:

“Yaz mevsiminde yaşanacak konfor kaybı, iklimin daha ılıman ve dengeli hale geleceği ilkbahar ve sonbahar aylarını öne çıkarabilir. Bu geçiş mevsimleri, kültür, doğa ve gastronomi gibi alternatif turizm türleri için daha uygun koşullar sunabilir.

Turizm, Türkiye ekonomisi ve toplumu için stratejik öneme sahip bir sektör. İklim değişikliğine uyum sağlayacak politikalar geliştirmek, mevsimsel çeşitliliği destekleyen yatırımları teşvik etmek ve yaz sezonuna bağımlılığı azaltmak, sektörün gelecekteki rekabet gücünü koruyabilmesi için kritik önemde. Aksi takdirde, mevcut yaz turizmi modeli ciddi zorluklarla karşı karşıya kalabilir.”

“NEM, BULUTLULUK, YAĞIŞ VE RÜZGÂR GİBİ BİLEŞENLERLE DEĞERLENDİRİLEN İKLİMSEL KONFORSUZLUK, TURİSTLERİN BU BÖLGELERDE DAHA AZ ZAMAN GEÇİRMESİNE YOL AÇABİLİR”

Çalışmada bilim insanları; Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerindeki 10 kıyı ilinde iklim değişikliğinin turist konforu üzerindeki etkilerini ele aldı.

Bu kapsamda, 1976-2000 yılları arasındaki verileriler ile 2026-2050 dönemine yönelik yüksek ısınma öngörülerine dayanan iklim senaryoları karşılaştırıldı. Bilim insanları, yakın gelecekte tatil koşullarında nasıl değişiklikler yaşanabileceği analiz ettiler.

Ayrıca, iklim kaynaklı konfor düzeyinin turist sayısı ve konaklama süresi üzerindeki etkisini incelediler.

Başak Bilgin, bulgulara dair ise şunları aktardı:

“Bulgular, konfor seviyesi yükseldikçe hem turist sayısının hem de ziyaret süresinin arttığını gösterdi. Buna göre, 2026-2050 döneminde öngörülen konfor kaybı, hem turist sayısında hem de konaklama sürelerinde azalmaya yol açabilir.

Araştırmanın bulguları, küresel ısınmaya bağlı olarak değişen iklim koşullarının turist davranışlarını doğrudan ve dolaylı olarak etkileyebileceğini gösteriyor. Özellikle yaz mevsiminde yaşanan aşırı sıcaklık artışları ve nem oranındaki yükselme, turistlerin fiziksel konforunu önemli ölçüde azaltıyor ve tatil deneyimini olumsuz etkiliyor.

Bu durum, yalnızca destinasyon seçimlerini etkilemekle kalmıyor, tatilin süresi, zamanlaması ve tekrar ziyaret etme olasılığı gibi unsurlarda da değişimlere yol açabiliyor.

Yürütülen ekonometrik analizler, bu durumu somut verilerle de destekliyor. Tatil İklim İndisi değerlerinde gözlemlenen düşüşleri değerlendirdiğimizde, yaz aylarında sıcaklıkların halihazırda oldukça yüksek seyrettiği ve nem oranının fazla olduğu destinasyonlarda hem toplam turist sayısında azalma hem de ziyaretçilerin ortalama konaklama süresinde kısalma oluşacağı öngörülüyor.

Başka bir deyişle; nem, bulutluluk, yağış ve rüzgâr gibi bileşenlerle değerlendirilen iklimsel konforsuzluk, turistlerin bu bölgelerde daha az zaman geçirmesine yol açabilir. Turistlerin geleneksel yaz tatillerini başka mevsimlerde yapması, daha serin dönemleri veya daha ılıman iklime sahip bölgeleri tercih etmesi söz konusu olabilir.”

“OLUMSUZ ETKİ YALNIZCA UZUN VADELİ SENARYOLARLA SINIRLI DEĞİL, ŞİMDİDEN BELİRGİN”

Bu etkinin halihazırda yaz mevsiminde yüksek sıcaklık değerlerine sahip olan bölgeler üzerinde belirgin olduğunu dile getiren Bilgin, yaz aylarında sıcaklıkların bugün de oldukça yüksek seyrettiği Adana ve Hatay gibi illerin konfor seviyesi daha hızlı azaldığını söyledi.

İklim krizinin turizm üzerindeki etkilerinin uzun vadeli senaryolarla sınırlı olmadığına vurgu yapan Bilgin, “Özellikle sıcaklık artışlarının yoğunlaştığı yaz sezonlarında, destinasyonların cazibesi ve rekabet gücü, iklimsel konfor düzeyine bağlı olarak bugünden değişiyor. Bu nedenle turizm planlamasına ve destinasyon yönetiminde, iklim uyumu ve sürdürülebilirlik politikalarının daha fazla önceliklendirilmesi, artık kaçınılmaz” ifadelerini kullandı.

“YAZ SEZONU, GELENEKSEL ANLAMDA EN YOĞUN TURİZM DÖNEMİ OLMA ÖZELLİĞİNİ KAYBEDEBİLİR”

Bilgin il bazında ise şu değerlendirmeleri aktardı:

“İklim değişikliği senaryolarına dayanan projeksiyonlarımız, önümüzdeki yıllarda özellikle Adana, Edirne ve Hatay gibi bazı illerde yaz aylarının giderek daha sıcak, nemli ve fiziksel olarak zorlayıcı hale geleceğini ortaya koyuyor. Aydın, Balıkesir, Çanakkale ve İzmir gibi bazı illerde ise bu etkilerin nispeten daha az hissedileceği görülüyor.”

“Artan sıcaklık değerleri, özellikle dış mekânda zaman geçirmeyi gerektiren tatil türleri için ciddi bir konfor kaybına neden olabilir” diyen Bilgin, yaz sezonunun geleneksel anlamda en yoğun turizm dönemi olma özelliğini kaybedebileceğini dile getirdi.

İlkbahar ve sonbahar aylarında, özellikle nisan, mayıs, eylül ve ekim aylarının, iklim koşullarının daha ılıman ve dengeli hale gelmesi ile bu dönemlerin turistler için daha cazip hale gelebileceğine dikkat çekti.

Bilgin, çalışmadaki göstergelerin Muğla, Antalya, Mersin gibi illerde mayıs ve ekim ayları için konfor düzeyinin artacağına işaret ettiği aktardı ve bu duruma dair şu değerlendirmeleri yaptı:

“Sıcaklıkların aşırı yükselmediği, nem oranlarının daha toleranslı seviyelerde seyrettiği bu geçiş mevsimleri hem kültürel hem de doğa temelli turizm türleri için daha ideal koşullar sunabilir. İlkbahar ve sonbahar gibi daha ılıman dönemlerin değerlendirilmesi, sıcak dönemlerin üzerindeki baskıyı azaltırken aynı zamanda turizm sektörünün ekonomik sürdürülebilirliğini ve yerel topluluklara katkısını güçlendirebilir. Bu dönüşüm hem iklim krizine uyum sağlamak hem de rekabetçi ve dayanıklı destinasyonlar oluşturmak açısından yeni bir dönemin habercisi olabilir.”

“KONAKLAMA TESİSLERİNDEN ULAŞIMA, TANITIM FAALİYETLERİNDEN ALTYAPI YATIRIMLARINA KADAR PEK ÇOK ALANIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI GEREKEBİLİR”

Bilgin, bu tür bir olası sezon kayması durumunda hem turizm işletmeleri hem de yerel yönetimlerin yeni bir planlama yapması gerektiğine işaret etti ve “Konaklama tesislerinden ulaşıma, tanıtım faaliyetlerinden altyapı yatırımlarına kadar pek çok alanın, bu yeni dönemsel düzene göre yeniden yapılandırılması gerekebilir. Ayrıca, çalışan istihdamı, sezonluk hizmet alımları ve bölgesel pazarlama stratejilerinin de bu doğrultuda revize edilmesi gerekebilir” ifadelerini kullandı.

Bilgin risklere ve çözümlere dair ise şunları aktardı:

“Turizm destinasyonlarının iklim değişikliğine uyum sağlamaya yönelik stratejik adımlar atmaması halinde, klasik yaz sezonuna bağımlı olma durumu, sürdürülebilirlik açısından ciddi riskler yaratabilir. Bu nedenle, destinasyon yöneticilerinin ve politika yapıcıların, sezonun uzatılmasını destekleyecek şekilde ilkbahar ve sonbahar dönemlerine de yatırım yapmaları, destinasyonların gelecekteki rekabet gücünü korumaları açısından önemli hale gelecek.

Bu çalışmanın çıktılarından da anlaşılacağı üzere iklim değişikliği, ekosistemlerin yanı sıra ekonomik faaliyetleri ve insan yaşamını da doğrudan etkileyen sonuçlar doğuruyor. Dolayısıyla yalnızca akademik çevrelerde değil, ekonomik ve toplumsal düzeyde de tartışılması gerekiyor.

Türkiye’de turizm sektörü, doğrudan ve dolaylı olarak milyonlarca kişiye istihdam sağlıyor. Aynı zamanda dış ticaret açığının kapatılmasına yardımcı olan, stratejik bir sektör. Özellikle kıyı bölgelerinde, yerel kalkınma açısından belirleyici bir rol üstleniyor. Dolayısıyla turizm sektörünün iklim değişikliğine uyumlu hale getirilmesi, yalnızca çevresel duyarlılıkla sınırlı bir konu değil. Ekonomik dirençlilik ve sosyal istikrar açısından da büyük önem taşıyor.”

NELER ÖNERİLİYOR?

Bilgin, iklim krizinin olumsuz etkilerine dair ise şu önerileri aktardı:

Özellikle açık hava etkinlikleri, yürüyüş rotaları, gastronomi turları ve kültürel geziler gibi faaliyetler için ilkbahar ve sonbahar, daha rahat ve keyifli deneyimler vadeden bir alternatif sezon haline gelebilir. Güneş-kum-deniz odaklı tatil planları da bu daha serin ve konforlu mevsimlere kayarak, sahil destinasyonlarının yaz mevsimi dışında da cazibesini korumasını sağlayabilir. 

İklim değişikliğinin etkileriyle başa çıkmak isteyen turizm destinasyonlarının yalnızca tanıtım stratejilerini değil, aynı zamanda altyapılarını ve hizmet sunum biçimlerini de gözden geçirmesi gerekiyor.

Gölgelendirme alanlarının artırılması, serinleme olanaklarının geliştirilmesi, iç mekânda vakit geçirmeye uygun kültürel ve eğlence olanaklarının sunulması, çevreci ve erişilebilir ulaşım çözümlerinin hayata geçirilmesi gibi uygulamalar, tatil deneyimlerinin iyileştirilmesini sağlayabilir.

YAZAR HAKKINDA

Başak Bilgin, Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Turizm Yönetimi yüksek lisans programından mezun olmuştur. Akademik çalışmalarında, özellikle iklim değişikliğinin turizm sektörü üzerindeki etkilerine odaklanan Başak Bilgin, yüksek lisans tezinde Türkiye’nin yaz turizminde popüler kıyı destinasyonlarında değişen iklim koşullarının turist konfor seviyeleri üzerindeki etkilerini analiz etmiştir.

Başak Bilgin, Sürdürülebilir Turizm ve İklim Politikası Uzmanı

Bu çalışma kapsamında, tatil iklim indisleri, konfor göstergeleri ve iklim projeksiyonları üzerinden bölgesel düzeyde değerlendirmeler yapmış; turizmde iklim uyumu ve risk yönetimi konularında yeni yaklaşımlar geliştirmeyi amaçlamıştır.

Şu anda Global Sustainable Tourism Council’da (GSTC) koordinatör olarak görev yapan Başak Bilgin, GSTC bünyesindeki görevinde, uluslararası sürdürülebilir turizm standartlarının güvence süreçlerini yönetmekte, Türkiye’nin Sürdürülebilir Turizm Programı’nın uygulanmasını desteklemekte ve GSTC kriterlerinin geliştirilmesi ile revizyon süreçlerinde aktif rol üstlenmektedir.

Turizm sektöründe hayvan refahı konusunda yürütülen özel bir inisiyatifi koordine etmektedir. Ayrıca, mikro ve küçük ölçekli işletmelerin sürdürülebilirlik çerçevesinde belgelendirilmesini kolaylaştırmaya yönelik olarak yürütülen başka bir inisiyatifin uygulama sürecinde de aktif rol almaktadır.

Altı yılı aşkın süredir sürdürülebilirlik, çevre yönetimi ve turizm politikaları alanlarında çalışan Başak Bilgin, iklim değişikliği karşısında turizm sektörünün uyum ve sera gazı azaltım kapasitesini güçlendirmeye yönelik çalışmalarda aktif olarak yer almaktadır.

Uzmanlık Alanları: Aşırı İklim Olayları; Termal Konfor; Sürdürülebilir Kalkınma; Sürdürülebilir Turizm Politikaları; İklim Değişikliği ve Turizm Etkileşimi; Turizmde Uyum ve Azaltım Stratejileri; Standart Geliştirme; Hayvan Refahı ve Turizm; Çevresel Performans ve Belgelendirme; Akreditasyon ve Sertifikasyon Süreçleri; Çok Paydaşlı Süreçler ve Yönetişim Modelleri

İKLİM MASASI HAKKINDA

İklim Masası, basına bilimsel temelli iklim haberleri servis etmek amacıyla kurulmuştur. İklim değişikliğini, ekonomiden tarıma, biyoçeşitliliğe etkilerinden toplumsal sonuçlarına, tüm yönleriyle ele almayı hedefleyen bir haber servisidir.

Bilim insanları tarafından İklim Masası için kaleme alınan haber metinleri, gazetecilere ve basın kuruluşlarına ücretsiz sunulur.

Gazeteciler, haberi hazırlayan bilim insanını ve İklim Masası’nı referans göstermek kaydıyla, metinlerin tamamını veya bir kısmını kullanabilir ve metinlerden alıntı yapabilir. 

İklim Masası, iklim değişikliğiyle ilgili basında yer alan haberlerin nicelik, nitelik ve konu çeşitliliği bakımından gelişmesini hedefler. İklim değişikliği konusundaki çalışmaları daha görünür kılmayı, yeni araştırmalara ilham vermeyi ve iklim değişikliği konusunda üretilen akademik bilgiyi bir araya getirerek gazeteciler için güvenilir bir bilgi kaynağı oluşturmayı amaçlar. 

Doç. Dr. Erdönmez uyardı: “Türkiye’nin yangın önleme stratejisi yok”

Paylaş:

  • X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) X
  • Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Facebook
  • WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) WhatsApp
  • Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Telegram
Spor yaparken yaşamını yitiren gencin cenazesi toprağa verildi
MHP Muğla İl Başkanı Oğuz Akarfırat istifa etti
Göçmen kaçakçılığı yaptıkları gerekçesiyle iki kişi gözaltına alındı
Muğla’da kontrolden çıkan otomobil takla attı: İki kişi yaralandı
Kavaklıdere’de kar yağışı nedeniyle eğitime bir gün ara verildi
Paylaş
Önceki Haber sağlık bakanlığı işçi alımı, sağlık bakanlığı personel alımı, sağlık bakanlığı işçi alımı 2026, sağlık bakanlığı personel alımı işkur 2026, işkur TYP başvuru ve sonuç sorgulama 2025: İŞKUR başvuru tarihleri ve detaylar
Sonraki Haber trabzonspor kocaelispor maçı hangi kanalda, trabzonspor kocaelispor maçı ne zaman, trabzonspor kocaelispor maçı saat kaçta, trabzonspor kocaelispor maçı, trabzon kocaeli maçı Trabzonspor – Kocaelispor maçı ne zaman, saat kaçta ve hangi kanalda?

Bizi Takip Edin

FacebookBeğen
XTakip Et
InstagramTakip Et
YoutubeAbone Ol
TiktokTakip Et
TelegramTakip Et
WhatsAppTakip Et
Google NewsTakip Et
LinkedInTakip Et
BlueskyTakip Et

En Çok Okunan Haberler

Menteşe’de trafik kazası: Kamyonun freni patladı
Yaşam
isig meclisi, isig, iş cinayeti raporu, iş cinayeti, isig meclisi iş cinayeti raporu
İSİG Meclisi: Eylül ayında en az 206 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti
Gündem
CHP’li Gizem Özcan: “Muğla’nın pek çok yerinde bir mücadele veriliyor”
Ekoloji Özel Haberler
Muğla’da yaban domuzlarının katledilmesi için milyonluk ihale: “Domuz kuyruğu getirene beş kurşun”
Gündem Özel Haberler
EGEÇEP ve KARDOK’tan, ‘süper izin’ yasasına karşı AYM’ye yapılan başvuruya müdahillik talebi
Ekoloji

Hakkımızda

  • Biz Kimiz?
  • Gizlilik İlkeleri / Privacy Policy
  • Künye
  • İletişim
  • Politika Belgeleri

Kategoriler

  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan

Sosyal Medya

  • Twitter
  • Facebook
  • İnstagram
  • Youtube

İlçeler

  • Fethiye
  • Bodrum
  • Menteşe
  • Marmaris
  • Datça
  • Milas
  • Seydikemer
  • Köyceğiz
  • Ortaca
  • Dalaman
  • Ula
  • Yatağan
  • Kavaklıdere
Copyright © 2025 Gündem Fethiye. Tüm Haklı Saklıdır.
Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Şifrenizi mi Unuttunuz?