İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Marmaris’te yaptığı açıklamada; orman konusundaki cezaların arttırılması gerektiğini vurgulayarak, idam cezasını gündeme getirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Marmaris orman yangınınındaki son durumla ilgili Muğla Afet Koordinasyon Merkezi’nde açıklamalarda bulundu.
Soylu açıklamasında, orman konusundaki cezaların arttırılması gerektiğini ifade ederek, idam cezasından bahsetti. “İdamın da kendine ait bir caydırıcılık süreci söz konusu” diyen Soylu, “Evet ağza hoş gelmiyor yani çok sıcak gelmiyor. Ama bu kadar sorumsuzluğun da kendi adına yüklü bir cezası olması lazım” ifadelerini kullandı.
“ORMAN TEŞKİLATIMIZI TEKRAR TEBRİK ETMEK İSTİYORUM”
Yangının başından itibaren akredite sivil toplum kuruluşlarıyla çalıştıklarını ve ekiplerin birbirleriyle koordinasyonunun çok profesyonelce olduğunu ifade eden Soylu, “Hava ve kara koordinasyonu da burada çok iyi oldu. Dün gece itibarıyla özellikle Marmaris’e yangının atlama ihtimaline karşılık, aynı zamanda orada bir çöp toplama merkezi var, bunların hepsi bir tehlikeye işaret ediyordu. Akşam hava kararana kadar havadan, hava karardıktan sonra da sabaha kadar göz kırpmadan sektör sektör ayırıp o bölgenin tamamını söndürdüler. Burada orman teşkilatımızı tekrar tebrik etmek istiyorum, olağanüstü bir koordinasyon ortaya koydular. Şu anda Sayın Bakanımızın söylediği gibi, bir bölge var. Onunla ilgili hem havadan hem de karadan etrafı çevrildi. Dönem dönem başka yerlerde toparlanmalar var. Onları bir vesileyle söndürüyorlar. En büyük riskimiz öğlenin hemen akabinde çıkabilecek rüzgar. Rüzgarın oluşturacağı sonuçlarla ilgili tüm tedbirleri arkadaşlarımız almaya çalışıyor” dedi.
“ALLAH’TAN KORKSUN, KULDAN UTANSIN”
Muhalefetin eleştirilerini yanıtlayan Soylu, “Afetle uğraşan bir kardeşiniz, bu milletin bir evladı olarak, belki de bizim zihnimizi en çok meşgul eden budur. Yalanla uğraşmamızdır. Bir şeyi bir daha ifade etmek istiyorum. Bir yalan metre icat edilse, herhalde Türkiye’de afetle ilgili söylenen yalanlar üzerinden Türkiye’nin en büyük cirosunu yaparız. İkincisi, bir partinin genel başkan yardımcısı ki kendisi partisinin sözcüsüdür. Siyasetin kendi adına kuralları var. Marmaris’e gelip ‘Burada helikopter, uçak yok’ demek bir yalandır. Bu doğru. Ama ikinci büyük yalan, yangının riskinin nerede olduğunu bilmeden, burada yangının ‘Cumhurbaşkanlığının Okluk Koyu’ndaki yeri için bütün hava uçaklarını yapıyorlar’ demek, bir zihnimizle dalga geçmek, iki milletle dalga geçmek, üç bunca yapılan büyük bir mücadeleyi ki ortaya koyanların emeğine bir gram saygı göstermemektir. Böyle bir değerlendirme ortaya koymak, herhalde siyaset kurmaya çalışmak, TBMM çatısı altında bulunan bir milletvekiline ulu orta yalan söylemek yakışmıyor. Genel başkan yardımcılığı yapan bir kişiye hiç yakışmaz. Allah’tan korksun, kuldan utansın. Doğru bir iş değil” ifadelerini kullandı.
“ONLARI ALLAH’A HAVALE EDİYORUZ”
Muhalefet partisi mensuplarının açıklamalarının yalan olduğunu söyleyen Soylu, onları Allah’a havale ediyorum diyerek, “Biraz önce gittim, sivil toplum kuruluşlarında sabaha kadar çalışan hanımefendiler ‘Çalışıyoruz, gözümüze uyku girmedi ama bu kadar yalandan biz yoruluyoruz. Siz ne yapıyorsunuz?’ diyorlar. Hukukun yalana karşı bir yaptırımı var. Ama yalanı dinimiz İslamiyet, çerçevelendirmiş, yalan ve gıybet konusunda, insan eti yemeye kadar bir derecelendirme koymuştur. Ayıptır, günahtır, yazıktır. Bu milletin yakasından bir düşün. Bittikten sonra gördüğün eksiklikler varsa, bunu kamuoyuyla paylaşırsın. Bir program ve projen varsa bunu kamuoyuyla paylaşırsın. Yapacağın bir şey varsa paylaşırsın. Onları Allah’a havale ediyoruz. Milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Biz işimize bakıyoruz” diye konuştu.
“HELE ELİNE İÇKİSİNİ ALIP, KENDİSİNİ KAYBEDİP SONRA DA BURANIN YAKILMASINA VESİLE OLAN…”
Orman yangınlarının çıkış sebepleri konusunda görüş bildiren Soylu, sorumluluğun herkese ait olduğunu söyleyerek, “Bu ormanlar, kimse kusura bakmasın, altına arabasını alıp, ormanın içerisine girip, bu ormanın içerisinde ‘Ben de biraz piknik yapayım’ diyen kişilerin değildir. Hele eline içkisini alıp, kendisini kaybedip sonra da buranın yakılmasına vesile olan, sigarasını alıp, buranın yakılmasına vesile olan, kamp ateşi yakıp, o közle beraber buranın yakılmasına vesile olan kişilerin değildir. Sorumluluk hepimizin sorumluluğu” dedi.
“İDAMIN DA KENDİNE AİT BİR CAYDIRICILIK SÜRECİ SÖZ KONUSU”
Orman yangını şüphelisinin adliyeye sevk edildiğini anımsatan Soylu, “Mahkeme nasıl karar verir? Ama tekrar söylüyorum, bu işlerden canı yanan birisi, vatandaş olarak söylüyorum, özellikle orman konusundaki cezalar artırılmalıdır. İdam konusu Türkiye’de çok tartışılıyor. İdamın da kendine ait bir caydırıcılık süreci söz konusu. Evet ağza hoş gelmiyor yani çok sıcak gelmiyor. Ama bu kadar sorumsuzluğun da kendi adına yüklü bir cezası olması lazım” ifadelerini kullandı.