Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “2023’e Doğru Şehir Buluşmaları” programı kapsamında Muğla’da ziyaretlerde bulundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “2023’e Doğru Şehir Buluşmaları” programı kapsamında Muğla’ya geldi. Çavuşoğlu, Muğla’da gerçekleştirdiği bir dizi ziyaretin yanı sıra uluslararası gelişmeler hakkında açıklamalarda da bulundu.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğrenci Sarayı VIP Salonu’nda basın toplantısı düzenleyen Çavuşoğlu, “Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yönelik ambargoyu kaldırması ile ilgili konuşarak, “ABD’nin bu kararına somut adımla cevap vereceğiz. Madem tırmanma istiyorsunuz adada, biz de gereğini yapacağız” dedi.
“HER ZAMAN KKTC’NİN HAKLARINI KORUDUK, KORUYACAĞIZ”
Rum yönetimine yönelik silah yardımını gündeme taşıyan Çavuşoğlu, “Bu konu Milli Güvenlik Kurulunda değerlendirildi. Bu noktaya nasıl geldik. Biz garantör ülkeyiz. Garantör ülke olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) de haklarını savunmak zorundayız. Oradaki Türk kardeşlerimizi korumak, kollamak bizim hakkımız. 1960’lar, 1974’ler konuşuluyor ama o günler geçti artık. O günlere dönülmesine müsaade etmeyiz. Her zaman KKTC’nin haklarını koruduk, koruyacağız” ifadelerini kullandı.
“ABD’NİN BU KARARINA SOMUT ADIMLA CEVAP VERECEĞİZ”
Rum kesiminin silah alması durumunda KKTC’ye silah takviyesi yapılacağını ifade eden Çavuşoğlu, “Güney Kıbrıs Rum kesimine yönelik silah ambargoları var. Bunun da sebeplerinden bir tanesi, Rum tarafının kara para aklamada en önde gelen yerlerden birisi olması. Neymiş efendim, son zamanlarda Rum kesimi ABD ile kara para aklama konusunda iş birliği yapmış. Kara para aklama konusunda da iş birliği yapmış olabilir. Benim elimde veriler olmadığı için net bir şey söyleyemeyeceğim. Ama bunun karşılığı Rum tarafının ABD’den silah almasına izin vermek mi olması lazım. Başka destekler verebilir, maddi destek verebilir. Ama adada Türk tarafı-Rum tarafı dengesi var. ABD, Türkiye ve Yunanistan arasında da bir denge politikası izliyordu. Bu politikadan 2 yıldır uzaklaşmaya başladı. Bu konuda biz uyardık. Bu son kararıyla da aslında denge politikasını tamamıyla bozduğunu, tamamen Rum yanlısı olduğunu gösteriyor ABD.
ABD bir karar aldı. Rum tarafı silah alır, almaz. Bugüne kadar KKTC’de biz gerekli tedbirleri aldık. Bu karardan sonra biz de ilaveten buraya ne gerekiyorsa takviye yapacağız. Silah anlamında ne gerekiyorsa bunu yapacağız. ABD’nin bu kararına biz somut adımla cevap vereceğiz. Madem tırmanma istiyorsunuz adada, biz de gereğini yapacağız. KKTC ve Kıbrıs Türkünü korumak için her türlü adımı atacağız” diye konuştu.
“BOYUN EĞMEYEN BİR TÜRKİYE’NİN OLDUĞUNU HERKESE GÖSTERMEMİZ GEREKİYOR”
“Artık başkalarının aldığı kararlara boyun eğmeyen bir Türkiye’nin olduğunu da dosta düşmana herkese göstermemiz gerekiyor” diyen Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanlığı’nın bu konuda değerlendirmelerini yaptığını söyledi.
“Yunanistan, ‘Arkamda o var, yanımda bu var.’ gibi söylemlerin arkasına sığınırsa kendini aldatmış olur. Yarın herhangi bir durumda geçmişte olduğu gibi bugün kendisine gaz verenlerin hiçbirisini Yunanistan yanında göremez. Biz komşuyuz, biz yan yana olan iki ülkeyiz. Sorunlarımız var ve bunları çözmek için diplomasiyi ön plana çıkardık” dedi.
“SORUNLARIMIZ VAR VE BUNLARI ÇÖZMEK İÇİN DİPLOMASİYİ ÖN PLANA ÇIKARDIK”
“Biz de NATO üyesiyiz, biz olur vermeseydik Yunanistan NATO’ya üye olamazdı” diyen Çavuşoğlu, “Biliyorsunuz Yunanistan ayrıldı ve tekrar geldi. Yunanistan ‘Arkamda o var, yanımda bu var’ gibi söylemlerin arkasına sığınırsa kendini aldatmış olur. Yarın herhangi bir durumda geçmişte olduğu gibi bugün kendisine gaz verenlerin hiçbirisini Yunanistan yanında göremez. Biz komşuyuz, biz yan yana olan iki ülkeyiz. Sorunlarımız var ve bunları çözmek için diplomasiyi ön plana çıkardık” dedi.
“YUNANİSTAN ‘AB TAM ARKAMIZDA OLUR’ ANLAYIŞINA SIĞINIRSA YANILIR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Mart’ta Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’i İstanbul’da misafir ettiğini ve burada gayet güzel bir mutabakata varıldığını söyleyen Çavuşoğlu, “Diplomasi yoluyla sorunlarımızı çözelim, birbirimizin aleyhinde olmayalım, üçüncü ülkeleri devreye sokmayalım. Mutabakat buydu ama Yunanistan 15 gün geçmedi tam tersine davranmaya başladı. Miçotakis’in New York’a gitmesiyle birlikte. Böyle uluslararası hukuktan yana olması lazım. Anlaşmalar varsa bu anlaşmalara uymak gerekiyor. Sonuçta Yunanistan’ın AB’nin arkasına sığınmasının da Yunanistan’a bir faydası olmaz. Siyasi cevaplar, demagoji, zayıf, cılız, hukuki argümanları ortaya koyamıyor. Tüm bu tezlerini ve yalanlarını çürüten mektuplarımızı görünce zaten zıvanadan çıktılar.
Yunanistan ‘AB tam arkamızda olur’ anlayışına sığınırsa yanılır. AB maalesef yüzde 100 haksız olduğu halde Yunanistan’ın yanında olmaya çalışıyor. O da uluslararası hukukun, hukukun üstünlüğünün, hakkın, hukukun eviyiz diye caka satan bir örgütten bahsediyoruz. Onlar da sorunun çözümüne katkı sağlamıyor. Oysa biz sorunlar için çözüm önerileri sunuyoruz. Hem Kıbrıs’ta hakça paylaşım, hem Ege’de sorunların çözümüyle ilgili biz her zaman öneriler ortaya koyuyoruz ama bizim üyemiz her şartta haklıdır yaklaşımının da bir faydası olmaz” ifadelerine yer verdi.
Basın toplantısında, “12 adaların silahlandırılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu yanıtlayan Çavuşoğlu, “Silahsızlandırılmış adalardan bahsediyorum. Yunanistan’ın ihlal ettiği adalar. 1923 Lozan Antlaşması ile Yunanistan’a verildi bunların bir kısmı. Biz bu anlaşmanın tarafıyız. Bir kısım da 1947 Paris Barış Antlaşması ile verildi. Biz o anlaşmanın tarafı değiliz ama Türkiye’nin taraf olup olmaması da önemli değil. Bu anlaşmalar niçin imzalanmış? Barışı tesis etmek için imzalandı. Barışın şartları olarak Yunanistan’a ‘Bu adaları tamam sana verdik, senin ama bunları silahlandıramazsın.’ Yunanistan bu adaları 1960’larda silahlandırmaya başladı.
Önce inkar etti, sonra Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra ‘Bize tehdit var o yüzden silahlandırıyoruz’ dedi. Tabii bu statü ihlali o günlerde başladı. Biz bu silahsızlandırılmış adaların statüsünü ihlal eden Yunanistan’ı bu adımlarına karşı BM’ye bir mektup yazdık. Dedik ki: ‘Bu alınan adalar bu şartlarda verildi, anlaşmalar da ortada. Dolayısı ile Yunanistan bu ihlalden vazgeçmezse bu adaların egemenliği tartışılır.’ Yunanistan hukuki bir cevap vermek yerine ‘Türkiye bizim egemenliğimizi ihlal ediyor, tehdit ediyor’ demeye başladı. Oysa anlaşmalar var. Anlaşmayı ihlal eden Yunanistan. 8 ay sonra bir cevap yazdı. Biz tabii bir cevap daha yazdık. Yunanistan’ın iki cevabı oldu. İkisi de zayıf, cılız siyasi demogojiden ibaret. Hukuki yönü çok zayıf. Biz en son geçtiğimiz günlerde üçüncü bir mektubumuzu hukukçular ile oturduk. Yunanistan’ın içine düştüğü komik durumu anlatırken yine hukuki argümanlarımızı bir kere daha güçlü bir şekilde ortaya koyduk. Yunanistan’ı da esasen zıvanadan çıkaran bu, delirten bu. Türkiye soğukkanlı hukuki argümanları, bu anlaşmalara ne kadar bağlı olduğunu ortaya koyuyor.
Yunanistan diyor ki 1947 Paris Barış Antlaşması’na Türkiye taraf değil. Türkiye’nin taraf olup olmaması değil, o zaman sana verilmiş, İtalyanlar vermiş ama şart koşmuş. İmza atmışsın. Kime karşı silahlandırıyorsun bunu. Türkiye’ye karşı silahlanıyorsun. Silahlandırmayacaksın. Barışın korunması için bu şart. Bu şartı bozuyorsan Türkiye’nin de eli kolu bağlı olarak beklemesi mümkün değil. Dedeağaç ve diğer bölgelerde ABD’nin sığınak yapması değişik bahaneler, efendim Rusya imiş, oraymış, buraymış, vesaire ama görüntüler öyle değil. En son Yunanistan’a verilen zırhlı araçları da bizim uçaklarımız tespit etti. Bundan da çok rahatsız oldular. Attıkları her adımın farkında olduğumuzdan da rahatsız oldular. Bu silahsızlandırılmış adaların statüsünü ihlal ettikleri bu adaları da bazılarını getirdiler bunu de tespit ettik. Bunun peşini tabii bırakmayacağız. Yunanistan ve Ankara büyükelçilerini bakanlığımıza çağırdık. Gerekli protestoları yaptık. Bundan sonra da adımlarımızı buna göre atacağız” dedi.
“AK PARTİ’Yİ TEMİZE ÇIKARMAK İÇİN ÜLKEMİZİN MENFAATLERİNE ZARARLI İSE ADIM ATMAKTAN BİZ İMTİNA EDERİZ”
AK Parti’yi temize çıkarmak için Türkiye’ye zarar getirecek açıklamalardan imtina ettiklerini söyleyen Çavuşoğlu, “Dış politika milli bir politikadır. Dış politikayı içerideki kısır çekişmelere kurban etmemek lazım. Türkiye’nin milli menfaatlerini bir siyasete ya da çekişmeye kurban etmemek lazım. Adalarla ilgili önceden muhalefet milletvekilleri de gündeme getiriyordu, şimdi getirmiyorlar. Neden getirmiyorlar? Çünkü biz onlara gerçekleri belgelerle arşivlerle gösterdik. Ne yapıyorlardı? ‘AK Parti hükümetleri döneminde şu oldu bu oldu’ Bizim cevabımız gayet net. Biz AK Parti iktidarları ya da Cumhur İttifakı temize çıksın diye ülkemize zarar verecek açıklamalardan da imtina ediyoruz. Yani muhalefeti kötülemek için AK Parti’yi temize çıkarmak için ülkemizin menfaatlerine zararlı ise adım atmaktan biz imtina ederiz. Cumhurbaşkanı’mız da biz de öyle ama bizim cevabımız net. 1996 Kardak krizinden sonra hukuki ve fiziki statüsünde herhangi bir değişiklik olmamıştır. En son zırhlı araç. Zaten adaların statüsü zaten 60’lı yıllardan itibaren ihlal edilmiş. Bu bir mazeret değil ama yani ilaveten bu zırhlı araçları gönderdiler. Onu saymazsak, 1996 Kardak krizinden sonra böyle bir statünün ihlali olmamıştır. Dolayısıyla AK Parti’yi kötülemek için kara propaganda yapmaya gerek yok” ifadelerini kullandı.
“EGE’DEKİ HAKLARIMIZIN KORUNMASINDA MUĞLA BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR”
Basın toplantısında Muğla’yla ilgili açıklamalarda da bulunan Çavuşoğlu, Muğla’nın turizm ve tarımın göz bebeği olduğunu, Muğla ve 13 ilçesinde çeşitli programlarla hemşehrileriyle bir araya geleceklerini ifade etti.
Toplam uzunluğu 1400 kilometreyi bulan sahiliyle Muğla’nın ülkenin en uzun kıyı şeridine sahip olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Ege’deki haklarımızın korunmasında Muğla bizim için çok önemlidir. Yörük Türkmen diyarı Muğla’mız Antalya gibi ülkemizin turizm lokomotifidir. Turizm diplomasisine çok büyük önem veriyoruz. Bakanlık olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın bu konudaki çalışmalarına da büyük önem veriyoruz. Turizm diplomasisinin bize de çok katkısı var” diye konuştu.
“HER COĞRAFYADA ETKİN VE GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE VAR”
Çavuşoğlu, daha fazla ve nitelikli turist çekmek için Kültür ve Turizm Bakanlığı ve sektör temsilcileriyle iş birliğinde çalıştıklarını söyleyerek, “Kafkaslar, Balkanlar, Afrika, Karayipler, Avrupa ve Asya… Her coğrafyada etkin ve güçlü bir Türkiye var. Geniş ufuklu, gerçekçi ve ilkeli bir politika yürütüyoruz. Her coğrafyada insanımızın girişimci yanı ve medeniyetimizin insani değerleriyle boy gösteriyoruz. Hem doğuyla hem batıyla konuşabilmemiz dış politikamıza güç katıyor. Türkiye kritik süreçlerin, diyalogları kolaylaştırıcı ve çözüm üreten ana aktörleri arasındadır. Avrupa’nın ortasındaki savaş 7 aydır devam ediyor. Salgın iklim değişikliği göç, enerji ve gıda krizleri gibi küresel sınamalar var. Bunlarla karşı karşıyayız. Küresel sistemin bu sınamalara çözüm üretemediğini bugün herkes kabul ediyor. Sistemin içinde olanlar da kabul ediyor” dedi.
“MUĞLA’DA SON 20 YILDA 40 MİLYAR LİRAYI AŞAN ÖNEMLİ KAMU YATIRIMLARI GERÇEKLEŞTİRDİK”
Ülkede büyük hizmetler yapma gayretinde olduklarının altını çizen Çavuşoğlu, “Hükümetimiz son 20 yılda ortaya koyduğu eserlerle mihenk taşı haline gelmiştir. Türkiye’nin her bir köşesine yayılmış hizmetlerimiz var. Medeniyet bize bırakılan en büyük emanet. Muğla’da son 20 yılda 40 milyar lirayı aşan önemli kamu yatırımları gerçekleştirdik. Sağlık alanında yaptığımız bu devrim Muğla’nın sağlık turizmine canlılık getirecek hem şehir hem ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacak” dedi.
“MUĞLA’DA TÜM ÖĞRENCİLER YURTLARA YERLEŞTİRİLDİ”
Muğla’da tek bir öğrencinin eğitim yılında açıkta kalmadığını söyleyen Çavuşoğlu, tüm öğrencilerin yurtlara yerleştiğini ifade etti.
Muğla’nın turizmin yanında aynı zamanda tarım şehri olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, 2 milyar lira destekle çiftçileri de yalnız bırakmadıklarını sözlerine ekledi.
Çavuşoğlu, Muğla’nın tarımdan turizme Türkiye ekonomisine ciddi katkı sağladığını, devletin de Muğla ekonomisini daha yukarıya taşımak için çalışacağını ifade ederek, “Bambaşka bir Türkiye’yi hep birlikte inşa ettik. Ülkemizi daha ileriye hep birlikte ileriye taşıyacağız” dedi.
ÇAVUŞOĞLU, MUĞLA VALİ YARDIMCISI YILDIZ’IN CENAZESİNE KATILDI
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu basın açıklaması sonrasında, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Muğla Vali Yardımcısı Caner Yıldız’ın Kurşunlu Cami’sindeki cenaze törenine katıldı.
Çavuşoğlu, Yıldız’ın ailesine ve yakınlarına taziyelerini iletti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu daha sonra Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğrenci Sarayı VIP Salonu’nda STK temsilcileri ile buluştu.
Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, iklim değişikliğinin etkilerini hep birlikte yaşadıklarına dikkati çekerek, Muğla’da ve memleketi Antalya’da tarihin en kötü yangınlarını yaşadıklarını söyledi.
“SADECE İKLİM KRİZİ DEĞİL, GÖÇ KRİZİ DE BUGÜN DÜNYANIN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİR TANESİ”
Geçen ay Gürcistan’da çok ciddi yangınların çıktığını, üç uçağı bu ülkeye yardım için gönderdiklerini vurgulayan Çavuşoğlu, “Sadece iklim krizi değil, göç krizi de bugün dünyanın en önemli sorunlarından bir tanesi. Latin Amerika’dan Avrupa’ya herkesin sorunu. Geçen hafta New York’ta Şili Dışişleri Bakanı bile bu konuda bizden destek ve tecrübe paylaşımı istedi. Yine bugün enerji krizi herkesin ortak sorunu. Avrupa bu kışı nasıl geçireceğini düşünüyor. Bina aydınlatmaları kapatılıyor, halka evlerinde sıcaklığı azaltmaları, klimaları kapatmaları çağrısında bulunuluyor, hatta sınırlamalar getiriliyor. Birçok Avrupa ülkesinde maalesef bu kış en maksimum ısı derecesi 19 veya 20 olacak. Bu gerçekten endişe verici bir şey” dedi.
“ZENGİNİ, FAKİRİ HERKES TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR EDİYOR”
Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi, olumsuz etkilerinin azaltılması için Türkiye kadar faal çalışan bir başka ülkenin olmadığını belirten Çavuşoğlu, hafta iki ülke arasındaki esir değişiminin gerçekleşmesini sağladıklarını ifade ederek, “Onun için kapalı kapılar arkasında aylarca süren müzakerelerde görüştük, hassas müzakereler yürüttük gizli müzakereler yürüttük. Girişimlerimiz sonucunda varılan İstanbul tahıl anlaşmasıyla küresel gıda krizinin önüne geçtik. Zengini, fakiri herkes Türkiye’ye teşekkür ediyor ve Türkiye’den başka bir ülke de Birleşmiş Milletler (BM) de bu sorunu tek başına çözemezdi. Ama biz de BM’siz olmaz dedik ve mutlaka BM’nin çatısı altında gerçekleştirmemiz gerekiyor. Çünkü varılan anlaşmanın meşruiyeti de çok önemliydi” diye konuştu.
“BİZİM KADAR İNCE BİR ÇİZGİDE YÜRÜMEK O KADAR KOLAY DEĞİL”
Küresel gübre arzı konusunda da yeni bir krizin önüne geçmek için BM ile birlikte Ukrayna ve Rusya gübresinin dünya pazarlarına taşınması için çalışma yürüttüklerini aktaran Çavuşoğlu, “Bu gübreye tüm dünyanın ihtiyacı var. Dünyadaki gübrenin yüzde 70’ini zaten Rusya üretiyor, Ukrayna da aynı şekilde gübre üretiyor. Dolayısıyla bu gübrenin önündeki ihracat engellerini kaldırmazsak tarım ülkeleri endişe duyuyor. Brezilya Dışişleri Bakanı da aynı şeyi söylüyor, Endonezya Dışişleri Bakanı da aynı şeyi söylüyor. New York’daki görüşmelerimizde. Dolayısıyla herkesin gözü bizde, inşallah bu sorunun çözümü konusunda da aynı yapıcı ve stratejik tutumlarımızı devam ettireceğiz. BM ile birlikte gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bunların hepsi hassas bir diplomasi gerektiriyor. Dünyanın bu kadar bölündüğü bir ortamda savaşan taraflarla konuşabilmek öyle herkesin harcı değil. Hele hele bu denge politikasını sürdürmek kolay değil. Herkesin bu dönemde ilkeli davranması da o kadar kolay değil. Çünkü başka faktörler var, başka aktörler var, olumlu, olumsuz aktörler var, baskı yapanlar var, Avrupa Birliği içinde Avrupa ülkelerine baskı yapanlar var.
Ben biliyorum bizim gibi düşünen ülkeler de var, ama değişik sebeplerden dolayı bu denge politikasını da sürdüremiyorlar. Bizim kadar ince bir çizgide yürümek o kadar kolay değil, bunu da başaran ülke yok. Bu hem güç, hem liderlik, hem adanmışlık, hem ekip ruhu hem de nitelikli kadrolar gerektiren zor bir iş. Ama hepsinden önemlisi inanç, tarihi derinlik, devlet millet birlikteliği, milli bilinç ve motivasyon gerektirir. İşte bu bizim şu anda izlediğimiz bu politikanın arkasında da milletimizin desteği var” dedi.
“TÜRKİYE’MİZ BİR İSTİKRAR ADASIDIR”
AK Parti’ye oy veren, vermeyen hemen herkesin, izledikleri politikayı takdir ettiğini öne süren Çavuşoğlu, “Bu birlikteliği inşallah diğer alanlarda da sürdüreceğiz. Az önce söylediğim niteliklerin hepsi de çok şükür bizde, Türkiye’de var. O yüzden bu zor coğrafyada Türkiye’miz bir istikrar adasıdır” açıklamasında bulundu.
TİKA, THY, Yurtdışı Türkler Başkanlığı, Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü gibi çeşitli kurum ve kuruluşların dünyanın dört bir yanında diplomasilerini destekleyen faaliyetler yürüttüğünü söyleen Çavuşoğlu; Diyanet Vakfı’nın, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasını dünyanın dört bir yanına medeniyetimizin iyiliklerini taşıdığını öne sürdü.
“İPEK YOLUNU YENİDEN CANLANDIRMAK İÇİN ADIMLAR ATIYORUZ”
Çavuşoğlu; ekonomi, turizm, enerji, sağlık diplomasisi ve savunma sanayisi alanlarında yapılan çalışmaların halkın refahının artmasına doğrudan katkı sağladığını söyleyerek şu ifadelere yer verdi:
“Pandemi ve Ukrayna Savaşı’nın yol açtığı tedarik zincirleri ve lojistik sorunlarının aşılması için de yoğun çaba sarf eden bir Türkiye var. Ülkemizi dünya ticareti ve enerji arzında stratejik bir merkez yapmak için çalışıyoruz. Rusya savaşından sonra kuzey koridor artık bir alternatif olmaktan çıktı. Dolayısıyla doğu batı orta koridor çok önem kazandı. Biz de Azerbaycan, Gürcistan ve Orta Asya Türk devletleriyle tarihi ipek yolunu yeniden canlandırmak için adımlar atıyoruz. Bu sadece demir yollarının, kara yollarının geliştirilmesi, limanların açılması değil. Lojistik konularında tek bir gümrük tarifesi uygulanması gibi birçok boyutları var.”
“YUNANİSTAN AYAĞINI DENK ALMALIDIR”
Çavuşoğlu, herkese anladığı dilden konuştuklarını belirterek, “Hangi dilden anlıyorlarsa o dilden konuşmak milletimizin, devletimizin, vatanımızın, çıkarlarını korumak için bizim için bir zorunluluktur. Bodrum’un, Marmaris’in, Datça’nın dibindeki adaları anlaşmaların hilafına silahlandıran Yunanistan’a karşı anladığı dilden konuşmaya devam edeceğiz. Komşuluk hukukundan nasibini almamış Yunanistan ayağını denk almalıdır. Şimdi kendisine gaz verenleri, yarın iş ciddiye binince ortalıkta göremezler. Yunanistan kendi bildiği şu sözü unutmasın. ‘Yumurta taşın üstüne düşse de taş yumurtanın üstüne düşse de kırılan yumurta olur.’ Biz diplomasi alanında bu konuda yapılması gerekenleri yapıyoruz, ne varsa yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz” dedi.
“TÜRK MİLLETİ BU KONULARDA TEK YÜREKTİR”
BM Genel Sekreteri ile BM güvenlik konseyi üyelerinin, NATO ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin bakanlarına bir mektup daha gönderdiklerini anlatan Çavuşoğlu, “Ege ve Doğu Akdeniz’de hakkımızı hukukumuzu kimseye yedirmeyiz. Herkes bu anlamda da aklını başına alsın, ayağını denk alsın. Türk milleti bu konularda tek yürektir” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, toplantının ardından Muğla Sıtkı Koçman üniversitesi Öğrenci Sarayı’na geçerek öğrenciler ile yemek sırasına girdi ve yemek yedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Muğla ziyaretleri kapsamında esnaf ziyareti yaptı ve partililerle bir araya gelerek AK Parti Muğla İl Başkanlığı’nda önceki dönem milletvekilleri, il başkanları ve ilçe başkanları ile toplantı yaptı.
Çavuşoğlu, toplantı sonunda partiye katılanlara rozet taktı.
Bakan Çavuşoğlu, AK Parti Muğla İl Başkanlığı ziyareti sonrası Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin il başkanlığını ziyaret etti.
MHP İl Başkanı Mehmet Korkmaz ve Yönetim Kurulu üyeleri tarafından karşılanan Çavuşoğlu, burada da bir süre Korkmaz ve partililerle sohbet etti.
Çavuşoğlu, daha sonra Ula’daki mermer fabrikası ve petek üretim tesisini de gezerek yetkililerden bilgi alırken, Ula’nın merkezinde esnaf ziyareti yaparak bir parkta vatandaşlarla buluşup taleplerini dinledi.
Bakan Çavuşoğlu daha sonra Menteşe’ye geçerek AK Parti Muğla İl Başkan Yardımcısı Mertcan Güngör’ün nikah merasimine katıldı.
Güngör’ün nikah şahitliğini yapan Çavuşoğlu, çifte ömür boyu mutluluklar diledi.
Bakan Çavuşoğlu, son olarak Muğla Menteşe Uluslararası Gençlik Merkezi’nde; AK Parti Muğla Kadın Kolları ve Gençlik Kolları Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘’Çay Bizden Sohbet Sizden’’ toplantısına katıldı. Çavuşoğlu, burada gençlerin sorularını yanıtladı.
Çavuşoğlu, toplantının ardından öğrencilerle masa yenisi ve langırt oynadı.