Bu siteye girerek Gizlilik İlkeleri ve Kullanım Şartlarını kabul etmiş sayılıyorsunuz.
Onayla
Gündem FethiyeGündem FethiyeGündem Fethiye
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Okunuyor Aydının çelişkisine dair sorulara yanıtlar – 1
Paylaş
Font ResizerAa
Gündem FethiyeGündem Fethiye
Font ResizerAa
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Arama
  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan
Takip edin
© 2022 Foxiz News Network. Ruby Design Company. All Rights Reserved.
Köşe Yazısı

Aydının çelişkisine dair sorulara yanıtlar – 1

Son Güncelleme: 19 Eylül 2025 15:41
Yazar: Nejdet Evren
19 Eylül 2025 15:41
Paylaş
Aydının çelişkisine dair sorulara yanıtlar nejdet evren köşe yazısı
Paylaş

Determinizm irade ve özgürlüğünü tümden reddeder. Her sonucu bir nedene bağlarken sonuçtan hareketle nedenin kaçınılmaz belirleyiciliğine değinir; bu öngörü, tersinden, iradenin de içinde bulunduğu tüm gerçekliğin/gerçekleşenlerin/gerçekleşecek olanların maddi olgularca belirlenmesi tezine dayalıdır. Kısacası iradeyi de maddi olgular doğrudan belirlediğine göre tercihlerin her biri de önceden belirleyenler tarafından belirlenmiş olacağından irade özgür görünse de aslında özgür olmadığı gibi sonucu da değiştiremez. Bu durumda sonuçtan hareketle nedenin ne olduğunu araştırmak, bilmenin de bir kıymeti harbiyesi kalmayacaktır.

Aydın olmak tam bu noktada bir saray soytarısı olmaktan öteye geçemeyecektir. Oysaki insanı diğer canlılardan ayıran en temel özelliklerden birisi tercih yapabiliyor olmasıdır. İnsan doğduğu günden itibaren hem doğal/maddi hem de sosyal kültürel-ekonomik-politik baskılar, dayatmalar ve şekillendirme ile kuşatılmış bulur kendini. Genlerin tarihsel bellek olarak insan yavrusuna aktardığı bilgi onun kültürel olarak doğaya yabancılaşmasını ve ekonomik-politik olarak da topluma yabancılaşmasını sağlar. /Doğa yasalarındaki olasılıklar sosyal yapılarda çok daha karmaşık bir şekilde işlerler. Bir ve aynı tarzda çalışmazlar./ Bu nedenle birey hem doğal dayatmalar hem de sosyal dayatmalar ile çatışkı içerisinde bulur kendini ve o çatışma yaşamı sürdükçe devam eder. Genlerin türün devamını sağlamak için uyum sağlama eğilimi onun açık uçlu bir tutuculuk içinde olduğunu gösterir ancak tolumlar açık uçlu değil kapalıdırlar; muhafazakarlık denebilir kısacası…

Hormonal yapı, nöronlar, hisler vs. biyolojik tüm belirlemeler onun gelişen düşünce dünyasında kendisi ile yaşayacağı çatışkının maddi temellerini oluşturacaktır; diğer canlılardan farklı olarak insan bu çatışkıyı gerçekleştirebildiği için ve gerçekleştirdiği ölçüde ilkin biyolojik baskıları denetlemeyi, karşı baskı ile ortadan kaldırmayı –hepsini olmasa da– gerçekleştirebilecek bir iradeyi geliştirmiştir. Bu irade maddi olgular, sosyal yapılar ve ilişkilerden azade olmamakla birlikte onlara bağlı da değildir; bu durum, iradenin bağsızlığı olarak değerlendirilebilir. Bu iradi tercih yapabilecek yetiyi geliştirmeseydi insan karınca kolonisindeki her bir karıncadan farklı olmayacaktı. Buna mekanik topluluklar, iradi topluluklar diye tanım koymak mümkündür. Bilimin nesnelliği onu kullanan kaşif özneden/iradeden de bağsız olamaz. Akla dayalı hiç bir bilimsel düşünce geleceğe dair kesin bir yargıda bulunamaz; ancak hangi koşullarda neden sonuç ilişkisini açıklayarak olasılıklardan söz edebilir; değilse, başka bir deyimle geleceğe dair kesinkes bir tanım yapmaya kalkarsa artık o bilimsel bir düşünce olmaktan çıkar.

Determinizmin hatası tam bu noktada oluşur. Sonucu doğuran neden/leri değerlendirerek geleceği kesin bir dille mahkum etmek determinizmin temel hatasıdır. Uygarlaşma tarihinde birey olmanın tarihi çok yenidir ve şekillenirken aydınlanma döneminin oryantalist düşünceleri ile beslenmiş olması nedeniyle özünde liberalist bir düşünce bazında algılanmasına neden olmaktadır. “Eşitlik, özgürlük, kardeşlik” üçlemesi boşuna değildir. Yarı-tanrıya bağlı bireylerin, efendiye bağlı kölenin, feodal beye ve ruhbana bağlı reayanın/müridin ne bir istencinden, ne bir iradesinden ne de tercihlerinden söz edilmezdi; gök-tanrısı yer-yüzüne indiğinde insan bireyselleşme, özneleşme sürecine girecek; irade, tercih ve özgürlük olguları yeniden şekillenmeye başlayacaktı. Tarihteki büyük değişim/dönüşüm sağlayan olaylardaki bireyin yapmış olduğu değerlendirme sayesinde toplumsal dönüşümler sağlanmıştır ve örnekleri sayılmayacak kadar çoktur; bu demek değildir idealist bir şekilde olaylara yaklaşılması gerekir.

Özgürlük ve iradenin özgürlüğü farklıdır. Özgürlük dillendirildiği gibi her istediğini yapmak değildir; zira bu zaten sınırlı evrende mümkün olmayan bir hayalden öte bir şey olamaz. Özgürlük bireysel değil toplumsal bir olgudur. Bu yapısı itibariyle özgürlük bireysel irade ile de çatışkı içindedir. Bu bağlamda söylenebilir ki insanın bir tür olmayı da başaramamasına karşın diğer tüm türlerle ayrım gözetmeksizin yaşayabilmesinin -dünya gezegenin de ya da ötesinde– maddi tüm koşullarının ortaklaşılması, yaratılması ve paylaşılmasıdır özgürlük… Birey ve iradesinin tercih yapması ve özgürlüğüne gelince, bu durum bireyin bilinç düzeyi ile yakından ilgilidir. Her ne olursa olsun yaptığı tercihler ile birey hem bir insan hem de özgür iradesi olan bir canlıdır. Küçük bir örnek ile bunun nasıl gerçekleştiğini, determinist yasalardan nasıl azade olduğunu görebiliriz. -Girişte belirttiğim doğal ve toplumsal dayatmaları hatırlatarak– denek birey (x) elmayı çok seviyor, maden suyunu hiç sevmiyor; -biyolojik dayatma-, önüne elma ve maden suyu koyarak (x)’e deniyor ki maden suyunu tercih edersen mükafat alacaksın, değilse hiç bir şey –toplumsal dayatma– hiç bir kimse ve hiç bir bilimsel veri bize önündeki iki seçenekten hangisini tercih edeceğini önceden kesin bir dille söyleyemez. Ancak bilinen odur ki o an yapacağı tercihi (x)’i bir yere koyacaktır, üç ayrı noktadan birine taşıyacaktır; (x) gerçekten tercih yapabilme özgürlüğüne, yetisine sahip değilse kendisine böyle bir teklifin yapılmasının bir anlamı olmazdı zaten. (x) almayı tercih ederek toplumsal dayatmayı reddedecek ya da maden suyunu tercih ederek doğal dayatmayı; hepsinden daha önemlisi ikisini de reddetmek suretiyle hem doğal hem de toplumsal dayatmaları reddedecek ve öznelliğini gerçekleştirecektir. Bu durum kuantum fiziğine de uygundur.

“İradenin kaynağı” el-dil-beyin-göz-ayak diyalektiği ile gelişen beyin dokusudur. Tüm varolmaların kaynağını aramak ise başlı başına ayrı bir konu olduğundan bu konu şimdilik devre dışı kalmalıdır. İnsanın yaşam alanı bulduğu tüm maddi ve sosyal çevresine göre düşünce yapısı gelişerek şekillenir, dolayısı ile onlardan bağsız bir irade hem olamaz hem de böyle bir durumun onun bağımsızlığını gölgelememelidir. Bilincin beynin bir işlevi olması dikkate alındığında ondan kopuk olması da düşünülemez. Örneğin her dışarı çıktığımızda ‘üzerimizde elbise var mı’ diye sürekli el ve göz ile kontrol yapmayız, lakin onların farkında olmadan da üzerimizde oldukları bilincini taşırız; beyinsiz bir organizma olmadığımıza göre –lütfen buradaki beyinsiz olmak küçük düşürmek anlamında kullanılmamış olup, mesela terliksilerin beyni yoktur gibi– onun maddi gerçekliğini de gözden uzak tutmamamız gerekmektedir.

Her eylem bilinçli ise bir karar verme sürecinin sonunda gerçekleştiğine göre hareketin de düşünerek gerçekleştirdi sonucu çıkartabilir. Ancak sinir siteminin karar merkezini devre dışı bıraktığı durumları istisna saymak koşulu ile… İlk kelime ilk bilgi diye bir şey yoktur; çünkü, insanlaşma süreci kendi karmaşık dokusu içerisinde çoklaşarak evrilmiştir; bu nedenle ilk söz, ilk bilgi değil karmaşıklaşan yaşam mücadelesinde gerçekleşen dil her zaman çoklu olmak durumundadır. Bilgi de öyle… Bundan 100 yıl önce ether denilen ve uzayın yüzde 94’ü olan karanlık madde çözümlenememiştir. Bu durum her şeyi bilinemez yapmaz; Samanyolu Galaksisi’nin dışındaki bir insan yapımı gök cismine radyo dalgaları ile ulaşabiliyorsa insan ondan aldıkları bilgiye de gerçek gözüyle bakabilecek bir bilinç düzeyinde demektir.

Aydın-ın küçük burjuva yapısı onun gölgesi, ayak-bağını oluşturur. Toplumların evrimsel süreçlerine katkıları ile devrimsel süreçlerine katkıları arasında devasa bir fark vardır. Zira, özünde tüm toplum formları tutucudur; evrime açık, devrime karşıdır; bu nedenle devrime katkısı olacak aydının hem çözümleyici önerilerinin olması hem de direnecek bir yapıda olması gerekir. “Üretici güçler ile üretim ilişkiler” çatışkısında bu çelişkilere dönük çözümler üretme bilgisine sahip olan aydının çözüm önerileri sınıfsal yapısına yabancılaştığı ölçeklerde devrimci, yakınlaştığı ölçeklerde ise tutucu olması sonucunu doğuracaktır. Ancak her hal ve şartta aydın olanın çözüm önerilerinin toplumun çoğunluğuna mal olacak maddi temeli bulmaması halinde değiştirici, dönüştürücü bir misyona sahip olması olanaksızdır. Bu nedenle aydın olanın önereceği çözümlerin toplumun maddi realitede karşılığının bulunması gerekir. Mutlak surette ve tek yönlü olarak hiç bir olgu bir diğerini değiştiremez.

Aydın, içinde doğup büyüdüğü toplumun dışında değildir; ekonomik-politik tüm süreçlerin etkisi altındadır. Varolduğu toplumunun dışına kaçma şansı olmasa da onu dışarıdan hem genel olarak hem de ayrıntıları ile gözlemleyebilir, irdeleyip yorumlayabilir. Genel olarak yalnızlık tüm bireyler için öznelleşebilmenin bir gereği olmakla birlikte, aydının bundan öte bir yalnızlığı daha vardır; o da, düşünce bazında genel olandan uzaklaşmasından kaynaklı ikinci ve kendine özgü bir yalnızlık şeklinde yaşadığı olgudur. Bu makas aralığını asla kapatamaz ve kapatmaya çalışması da kendinin inkarı ile sonuçlanır. Onun yapacağı şey makas aralığını sürekli açarak giderek daha da yalnızlaşırken tüm canlılara karşı sorumluluk bilinci ile ekonomik-politik-toplumsal tüm sorun ve çelişkilere realitede karşılık bulacak çözüm önerilerini sunmaktır.

Nejdet Evren

Yarım yüz yılı geride bırakan bir insanım. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. 23 yıl Cumhuriyet Savcısı olarak çalıştım. 10 yıldır avukat olarak mesleğimi sürdürüyorum. Torunlarım için 1984 yılından bu yana yazıyorum. Okumayı, yazmayı ve paylaşmayı seviyorum. Gündem Fethiye severek katıldığım alanlardan biri oldu.

Paylaş:

  • X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) X
  • Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Facebook
  • WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) WhatsApp
  • Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır) Telegram
Bataklıktan zirveye
Karmaşık zihinli çocuklar
Çalış Tepe
İnsanlık Halleri – 9
Belediye meclis üyelerine karne!
Paylaş
Önceki Haber manisa elektrik kesintisi, manisa elektrik kesintisi son dakika, gdz elektrik kesintisi manisa, gdz elektrik kesintisi, gdz manisa Manisa elektrik kesintisi 20 Eylül 2025
Sonraki Haber antalya elektrik kesintisi, antalya elektrik kesintisi son dakika, aedaş elektrik kesintisi antalya, aedaş elektrik kesintisi, aedaş antalya Antalya elektrik kesintisi 20 Eylül 2025

Bizi Takip Edin

FacebookBeğen
XTakip Et
InstagramTakip Et
YoutubeAbone Ol
TiktokTakip Et
TelegramTakip Et
WhatsAppTakip Et
Google NewsTakip Et
LinkedInTakip Et
BlueskyTakip Et

En Çok Okunan Haberler

ummuhan korkut cinayeti, ummuhan korkut, muğla ummuhan korkut, ummuhan korkut cinayeti davası, muğla kadın dayanışma komitesi
Ummuhan Korkut cinayeti davasının ilk duruşması görüldü: “Kadına şiddet ne kader ne de münferit bir olaydır”
Toplumsal Cinsiyet
kavaklıdere orman yangını, orman yangını, kavaklıdere yangın, muğla orman yangını, Çayboyu Mahallesi yangın
Kavaklıdere’de çıkan orman yangını kontrol altına alındı
Gündem
ahmet tatar akbelen, akbelen ormanı savunucusu dava, ahmet tatar dava, akbelen, akbelen direnişi
Duruşma notları | Akbelen Ormanı savunucusu Ahmet Tatar’ın beraat ettiği davada neler yaşandı?
Ekoloji Özel Haberler
akbelen, akbelen bilirkişi keşfi, akbelen çed muafiyeti, akbelen davası, akbelen direnişi
Akbelen’de ÇED muafiyeti keşfi günü | Bilirkişi keşfi tamamlandı: “Bu konu, esasında bir çevre yıkımı konusu”
Ekoloji Özel Haberler
20 Kasım Çocuk Hakları Günü, milas belediyesi çocuk hakları etkinliği, milas belediyesi etkinlik
Milas Belediyesi’nden 20 Kasım Çocuk Hakları Günü için etkinlik programı
Gündem

Hakkımızda

  • Biz Kimiz?
  • Gizlilik İlkeleri / Privacy Policy
  • Künye
  • İletişim
  • Politika Belgeleri

Kategoriler

  • Gündem
  • Politika
  • Toplumsal Cinsiyet
  • Ekoloji
  • Yaşam
  • Kültür&Sanat
  • Spor
  • Özel Haberler
  • Resmi İlan

Sosyal Medya

  • Twitter
  • Facebook
  • İnstagram
  • Youtube

İlçeler

  • Fethiye
  • Bodrum
  • Menteşe
  • Marmaris
  • Datça
  • Milas
  • Seydikemer
  • Köyceğiz
  • Ortaca
  • Dalaman
  • Ula
  • Yatağan
  • Kavaklıdere
Copyright © 2025 Gündem Fethiye. Tüm Haklı Saklıdır.
Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Şifrenizi mi Unuttunuz?