Türkiye Barolar Birliği 5 Nisan Avukatlar Günü’nde Ankara’da bir araya geldi ve “Savunmanın Bağımsızlığı Hukuka Saygı” yürüyüşü gerçekleştirdi. Muğla Barosu’nun da katıldığı yürüyüşün ardından okunan basın açıklamasında, avukatların yalnızca hak arayanların değil hukukun ve adaletin de teminatı olduğu vurgulandı.
Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) çağrısıyla bugün, 5 Nisan Avukatlar Günü’nde barolar ve avukatlar savunma hakkına yönelik engellemelere karşı Ankara’da bir araya geldi.
“Savunmanın Bağımsızlığı Hukuka Saygı” yürüyüşü kapsamında avukatlar, TBB Genel Merkezi’nden Anıtpark’a yürüdü. Yürüyüşe 81 ildeki barolar ile barolara bağlı avukatlar katıldı. Muğla Barosu da yürüyüşte yer aldı.
Yürüyüş sırasında avukatlar, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Susma, sustukça sıra sana gelecek”, “Hak, hukuk, adalet” sloganları attı.
Ayrıca üzerinde “Hukukun üstünlüğü”, “Bağımsız yargı”, “Hukuk için, adalet için avukatlar burada”, “Savunmayı savunuyoruz”, “Avukatın sesi yurttaşın nefesi” yazılı pankartlar taşıdı.
Yürüyüşün ardından Anıtpark’ta TBB Başkanı Erinç Sağkan basın açıklamasını okudu. Açıklamada, “5 Nisan Avukatlar Günü’nde, mesleğimizin onurunu ve hukuk devletinin temel ilkelerini savunma kararlılığımızın altını bir kez daha çiziyoruz” denildi.
Avukatların yalnızca bireylerin haklarını değil aynı zamanda hukukun üstünlüğünü, adil yargılanma hakkını ve demokratik toplum düzenini koruma sorumluluğu taşıdığına vurgu yapıldı. “Hukuk devleti ilkesinin aşındığı, yargının bağımsızlığının zedelendiği ve savunma makamının sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı, avukatlık mesleğinin icrasını zorlaştıran hukuki, ekonomik ve sosyal engellerin giderek arttığı bir ortamda; savunma hakkını, meslek örgütlerimizin bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü koruma sorumluluğuyla hareket ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
“BİZ BURADAYIZ; MESLEK ÖRGÜTÜMÜZE, MESLEĞİMİZİN ONURUNA VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE SAHİP ÇIKIYORUZ VE BİLİYORUZ, BU SES SUSTURULAMAZ”
Açıklamada, 19 Mart 2025’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını eleştiren İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “terör örgütü PKK üyeliği bulunan firari sanıkları övmek” suçlamasıyla dava açılmasına ve 21 Mart’ta Kaboğlu ve İstanbul Barosu yönetiminin görevden alınmasına değinildi. Açıklamada şunlar söylendi:
“Bugün 5 Nisan Avukatlar Günü. Aynı zamanda, yalnızca ülkemizin değil, dünyanın sayı bakımından en büyük barolarından biri olan İstanbul Barosu’nun da kuruluş yıl dönümü. Ancak ne yazık ki, 147 yıllık bu köklü kurumun seçilmiş yönetimi bugün hukukla değil, haksızlıkla mesnetsiz iddialarla, hukuka aykırı yargı kararlarıyla görevinden uzaklaştırılmak isteniyor. İstanbul Barosu, istibdada da işgal mahkemelerine de karşı duruş göstermiş, darbe dönemlerinde hukukun onurunu ayakta tutmuş, bu halkın yüz yıllık bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinde adaletin taşıyıcısı olmuştur.
Bugün, böylesine köklü bir meslek örgütüne yönelen müdahale, yalnızca bir kuruma değil, İstanbul Barosu üyesi on binlerce meslektaşımızın iradesine ve avukatlık mesleğinin özüne dönük bir tehdit niteliği taşımaktadır. Şunu açıkça ifade ediyoruz. Baroları susturulmak istenen bir ülkede, savunmanın sesi bastırılmak isteniyor demektir. Ama biz buradayız; meslek örgütümüze, mesleğimizin onuruna ve hukukun üstünlüğüne sahip çıkıyoruz ve biliyoruz, bu ses susturulamaz.”
“ADALETİN TEK BİR GÜVENCESİ VAR O DA ADALETİ SAVUNMAYA HAZIR OLANLARIN KARARLILIĞIDIR”
Açıklamada ayrıca, yükselttikleri sesin yalnızca avukatların sesi olmadığı, “adaletin ve hakkaniyetin sesi” olduğu dile getirildi.
Adaletin olmadığı yerde yurttaşların kendini güvende hissetmeyeceği vurgulanarak şunlar dile getirildi:
“Bu yürüyüş, savunmanın yalnızca mahkeme salonlarında değil, hayatın içinde, yurttaşın adalet arayışında da var olduğunu gösteren bir iradenin ifadesidir. Attığımız her adım, yalnızca bugünün değil, mesleğimizin ve hukukun geleceği içindir. Hukuksuzluk karşısında susmayan her ses, yalnızca bugünü değil, yarını da savunmaktadır. Adaletin tek bir güvencesi var; o da adaleti savunmaya hazır olanların kararlılığıdır. Biz avukatlar, yalnızca hak arayanların değil, hukukun ve adaletin de teminatıyız. Bugün burada toplanan irade, sadece meslek onurumuzu değil yurttaşın haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunmanın iradesidir. Hiçbir güç, bu iradeyi teslim alamaz. Savunma susmaz, savunma durmaz, savunma boyun eğmez.”