Muğla’nın Menteşe ilçesinde yer alan Sınırsızlık Meydanı’nda Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen patlamada yaşamını yitiren 41 işçi için basın açıklaması düzenlenerek, sorumluların hesap vermesi yönünde çağrı yapıldı.
Bartın’ın Amasra ilçesinde; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesine bağlı yeraltı kömür ocağında 14 Ekim 2022 tarihinde yüzeyin 300 metre altında meydana gelen “grizu patlaması” sonucunda resmi açıklamalara göre şu ana kadar 41 maden emekçisi hayatını kaybetti. Patlamada 41 işçi yaşamını yitirdi.
TMMOB Muğla İl Koordinasyon Kurulu, DİSK, KESK ve Muğla Tabip Odası; Muğla’nın Menteşe ilçesinde yer alan Sınırsızlık Meydanı’nda patlamada yaşamını yitiren 41 işçi için basın açıklaması düzenledi.
“Bartın iş kazası değil cinayettir” pankartı açılan basın açıklamasında basın metnini grup adına TMMOB Muğla İKK Sekreteri Görkem Acar okudu.
Açıklamada, hayatını kaybeden işçiler anılırken, “Hayatını kaybeden arkadaşlarımızın acısını yüreğimizin en derinlerinde hissediyoruz. Yaşamını yitiren kardeşlerimize rahmet, yakınlarına sabır diliyoruz. Yaralı arkadaşlarımızın en kısa zamanda sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyoruz. Facianın ardından, TMMOB’a bağlı Maden Mühendisleri Odası Genel Merkezi’nden üç ve Zonguldak şubesinden de beş kişilik bir inceleme ekibi oluşturularak olay yerine intikal edilmiştir” denildi.
TMMOB BÖLGEYE İNCELEME EKİBİ GÖNDERDİ
Açıklamanın devamında İnceleme ekibinin soruşturmaları ve görüşmeleri sonucunda edilen bilgiler ve varılan tespitler şu şekilde sıralandı:
“-Amasra Taşkömürü İşletmesi Müessesesinde 500 yeraltı işçisi, 80 yerüstü işçisi ve 142 memur olmak üzere toplam 722 çalışan bulunmaktadır. 16.00-00.00 vardiyasında yeraltı işçisi olarak 82 kişi tertip edilmiştir.
-Ocakta biri üretimde, diğeri de hazırlık safhasında olan iki kartiye mevcuttur. Meydana gelen patlama her iki kartiyeyi de etkilemiştir.
-Her maden faciasında ortaya çıkartılan trafo bahanesi burada da kullanılmaya çalışılmış, inandırıcı olmayacağı anlaşıldığında grizu patlaması olduğu gerçeği kabul edilmiştir.
-Ölümlerin nedeni, grizu patlaması sonucu oluşan yüksek sıcaklık ve şok dalgası nedeniyle yanma ve ortama yayılan karbonmonoksit zehirlenmeleridir.
-TTK Tahlisiye ekipleri kurtarma çalışmalarını büyük bir özveriyle yürütürken, yerüstündeki kriz yönetimi organizasyonunda önemli aksaklıklar olmuştur.
-Gaz izleme sistemi verilerine ulaşılamamıştır. Metan sensörünün kritik seviyede uyarı verip vermediği, verdiyse ne çeşit önlemler alındığı, uyarı vermediyse nedenlerinin incelenmesi gerekmektedir.
-Yukarda sıralanan hususlar inceleme ekibi tarafından yapılan tespitler olup, kazanın neden ve sonuçları daha sonraki incelemeler sonucunda netlik kazanacak ve kamuoyuyla paylaşılacaktır.
-Madencilik barındırdığı tehlikeler nedeniyle bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren en tehlikeli iş kollarından biridir. İncelemeler sonucunda, maden kazalarının; teknik, sosyal, ekonomik, eğitim, planlama ve denetim sorunları gibi pek çok nedeni olduğu görülmektedir. Siyasetin bürokrasiye müdahalesi sonucu oluşan kadrolaşma, liyakatsiz atamalar ve mühendislerin yetki ve sorumluluklarının yeterli ve doğru belirlenmemiş olması; yukarıda sıralanan sayısız sorunlara neden olmuş ve ne yazık ki bu facia meydana gelmiştir.
-Günümüzde Madencilik bilim ve teknolojisi, grizu patlamalarını önleyecek bilgi birikimine ve deneyimine sahiptir. Bu nedenle bu tip kazalar önlenebilir niteliktedir.”
“ÜLKEMİZDE İNSANLAR, EVİNE ÜÇ KURUŞ EKMEK PARASI GÖTÜREBİLMEK İÇİN YERİN YEDİ KAT DİBİNDE ÖLÜYORLAR”
“Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğünü bakın” sözüne atıfta bulunulan açıklamada, “Tanıyın işte: Bizim ülkemizde insanlar, evine üç kuruş ekmek parası götürebilmek için yerin yedi kat dibinde ölüyorlar. Bizim ülkemizde insanlar işyerlerinin güvensizliği, yetkililerin sorumsuzluğu, patronların açgözlülüğü nedeniyle ölüyorlar. Bizim ülkemizde insanlar siyasi iktidarın rant hırsı nedeniyle, insan hayatını umursamazlığı nedeniyle ölüyorlar. Bizim ülkemizde insanlar kanunlar işletilmediği için, sorumlular cezalandırılmadığı için ölüyorlar” ifadeleri kullanıldı.
“NE BİR PATRON HAK ETTİĞİ CEZAYI ALDI, NE BİR SORUMLU YARGILANDI, NE BİR SİYASİ İSTİFA ETTİ”
Madenlerde yaşanan iş cinayetlerinden sonra sorumluların yargılanmadığına ve ceza almadığına dikkat çekilen açıklamada, “Kozlu’da böyle öldük, Dursunbey’de böyle öldük, Karadon’da böyle öldük, Ermenek’te böyle öldük, Soma’da böyle öldük. Binlercemiz öldük, on binlercemiz yaralandı. Bunca hayatımız elimizden alınırken ne bir patron hak ettiği cezayı aldı, ne bir sorumlu yargılandı, ne bir siyasi istifa etti. ‘Kaza’ diyorlar, ‘fıtrat’ diyorlar, ‘kader’ diyorlar… Tüm bu sözler yaşanan faciaların arkasındaki sorumluları gizlemek için söyleniyor” ifadelerine yer verildi.
“MADENCİ KARDEŞLERİMİZİ GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜME YOLLAYANLAR BU CİNAYETİN SORUMLUSUDUR”
Madende güvenlik önlemi almayanların bu cinayetlerin sorumlusu olduğu söylenen açıklamada, “Gerekli önlemleri almadan, denetim yapmadan, güvenli koşulları oluşturmadan madencileri yerin yüzlerce metre altına gönderirseniz buna kaza diyemezsiniz. Bunun adı düpedüz cinayettir. Her cinayette olduğu gibi bunun da mutlaka faili vardır. Madenci kardeşlerimizi göz göre göre ölüme yollayanlar bu cinayetin sorumlusudur. Madende güvenlik önlemlerini almayanlar bu cinayetin sorumlusudur. Madenlerin bu biçimde çalıştırılmasına izin verenler bu cinayetin sorumlusudur. Ve elbette madenleri vahşi bir sömürü ve rant kaynağı olarak kullanan siyasi iktidar bu cinayetin sorumlusudur” denildi.
“BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”
Sorumluların yargılanması yönünde çağrıda bulunulan açıklama şu şekilde tamamlandı: “Bizler bu sorumluların yargılanmasını, hesap vermesini istiyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız. Tüm uyarılara rağmen madencilerimizi göz göre göre ölüme yollayanların suçlarını ve sorumluluklarını örtbas etmesine izin vermeyeceğiz. TMMOB’ye bağlı odalarımızda arkadaşlarımız facianın yaşandığı bölgede incelemelerine devam etmektedir. Bu incelemeler sonucunda en kısa zamanda hazırlayacağımız raporla tüm sorumluları birer birer ortaya çıkaracağız ve kamuoyuyla paylaşacağız. Hepimizin başı sağ olsun.”