Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka Mahallesi’nde, deniz suyunun yaklaşık 12 metre geri çekilmesinin Santorini merkezli depremlerle bağının kurulmasına dair açıklama yapan Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, yapılan çalışmalar sonucunda şiddetli depremler ile gelgitler arasında herhangi ilişkinin mevcut olmadığını dile getirdi.
Muğla’nı Ula ilçesine bağlı Akyaka Mahallesi’nde, her yıl genellikle ocak ve şubat aylarında yaşandığı gibi, deniz suyu karadan 12 metre geri çekildi.

Deniz suyunun geri çekilmesinin, Yunanistan’ın Santorini Adası çevresinde 28 Ocak’tan itibaren medyana gelen binden fazla depremle ilgisi olup olmadığına dair, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri Merkezi Müdürü ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Özçelik açıklamalarda bulundu.
Özçelik, Ege Denizi’nin güneyinde 10 gündür ciddi sismik aktivitelerin yaşandığını, ayrıca Ege ve Akdeniz kıyılarında da deniz çekilmesi yaşandığını belirtti. Yurttaşların deniz çekilmesiyle deprem ve tsunami arasında bir ilişki kurduğunu ve edişe yaşadığını dile getiren Özçelik şunları söyledi:
“Literatürde yapılan çalışmalarda şiddetli depremlerle gelgitler arasında herhangi bir ilişki mevcut değildir. Esas itibariyle tsunamik etkileri oluşturan da depremin şiddetli olmasıdır.”

Özçelik, yaşanan gelgitlerin oluşmasıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Ancak düşük şiddetli depremlerle gelgitler arasında korelasyonu gösteren araştırmalar da mevcuttur. Ayın ve güneşin ve diğer gezegenlerin konumuna bağlı olarak, aynı gelgit etkilerinin oluştuğu gibi suyun kabarıp alçalması gibi kara parçaları da gerek güneş gerekse ay tarafından çekilip bırakılmaktadır. Bu da küçük de olsa yer kabuğunda bir etki oluşturabilmektedir. Ancak gerek tsunamik etkiler anlamında olsun gerekse deprem açısından olsun şu an için böyle bir risk görünmemektedir.”

GELGİT NEDİR?
Gelgit (medcezir); Ay ve Güneş’in kütleçekim kuvvetlerinin bir aradaki etkisi ve Dünya’nın kendi etrafındaki hareketi dolayısıyla deniz seviyelerinin periyodik olarak yükselip alçalmasıdır.
NASA (National Aeronautics and Space Administration – Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) gelgitleri şöyle tanımlıyor:
“Ay ne kadar uzak görünse de Dünya üzerindeki yerçekimi çekimi gelgitlerin oluşumunda büyük bir rol oynar. Gelgitlerin gelmesi veya gitmesini gördüğünüzde, aslında gezegenimizin okyanuslarının dağılımındaki küçük değişimlerin bir döngüsünü görüyorsunuz. Ay’ın yerçekimi Dünya’yı çekerken, Dünya’nın kütlesini kaydırır ve şeklini çok hafifçe bir futbol topu gibi bozar – ekvatorda uzar ve kutuplarda kısalır. Katı Dünya üzerindeki bu etki bilimsel aletlerle tespit edilebilir, ancak aynı değişiklikleri bir plaja giderek Dünya’nın okyanuslarında izleyebiliriz.”
Geçtiğimiz yıllarda Akyaka’da ve Ege Bölgesi’nde meydana gelen deniz çekilmelerine ilişkin uzmanlar benzer açıklamalar yapmıştı.
Akyaka’da deniz geçilmesinin 50 metreye ulaşması sonucunda Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, 19 Şubat 2023 tarihinde de bir açıklama yaparak şunları söylemişti:
“Denizlerimizdeki seviye değişimleri, gel-git hareketleri, rüzgar basınç değişiklikleri deprem sonrası oluşan tsunami etkilere bağlı olarak değişmektedir. Ancak genel itibari ile gel-git hareketleridir. Haftalık, aylık ve yıllık değişebilmektedir. Gezegenlerin, ayın ve dünyanın konumuna bağlı olarak bu etkiler kimi zaman daha fazla, kimi zaman daha az olabilmektedir. Tsunami gibi etkiler depremden hemen sonra veya saatler içerisinde uzak kıyalarda etkisini göstermektedir. Bu nedenle şu an için depremden kaynaklı olduğunu söylememiz doğru olmaz. Diğer taraftan gezegenler aynı denizleri çektiği gibi kıtaları da etkilemektedir. Özellikle dolunay dönemlerinde gezegenlerin etkilerinin bütünleşik olarak daha az olduğu dönemlerdir. Ancak literatürde büyük çaplı depremler gel-git hareketlerinden ya da gezegenler arası etkilerine yönelik ciddi etkileri olduğunu söyleyebiliriz”
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, 21 Şubat 2023 tarihinde Ege Denizi’nde görülen su çekilmesine dair yaptığı açıklama da su çekilme olayının doğal olduğunu, her sene şubatın ikinci yarısı ile mart sonu arasında görülebildiğini ifade etmişti. Poyraz rüzgarının bu dönemde sert ve yedi, sekiz günü bulan uzun sürelerce estiğini kaydeden Yaşar, “Bu rüzgar Marmara’dan Muğla’ya kadar olan Ege’nin suyunu Afrika’ya doğru şişirir” demişti.
DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Gündüz ise İzmir Körfezi’nde su çekilmesinin her yıl tekrarlanan bir olay olduğunu vurgulamış, “Bunun depremle ilişkisi yok. Depremden önce denizde çekilme olur algısı yanlış” demişti. Gündüz, poyrazın yanı sıra atmosfer basıncındaki mevsimsel değişikliklerin de su çekilmesine olabileceğini belirtmişti.
Akyaka’da 2020 yılının Ocak ayında geçekleşen deniz suyu çekilmesinin ardından da Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bahadır Önsoy bir açıklama yapmış, “Deniz çekilmesi bu dönemlerde her zaman oluyor. Fırtınadan sonra yaşanan normal bir durum. Çekilme ve yükselmeler çok normal. Korkulacak endişe edilecek bir olay yok” demişti.