Muğla’nın Ula ilçesindeki Akyaka Orman Kampı’nın kıyı kesiminin Muğla Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından işgal edilerek yurttaşların kullanımına kapatılması protesto edildi. Yurttaşlar, kanunlar tarafından kıyının özel mülk olamayacağını savunarak işletmenin çitlerini yırttı ve kıyıya ulaştı.
Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka Mahallesi’nde bulunan Akyaka Orman Kampı’ndaki hukuk dışı faaliyetlere karşı yurttaşlar bugün (11 Mayıs) “Yeryüzü Sofrası” etkinliğinde bir araya geldi.


Akyaka Kültür ve Sanat Derneği (AKS), Gökova-Akyaka’yı Sevenler Derneği, Gökova Ekolojik Yaşam Derneği ve Slow Food Topluluğu çağrısıyla bir araya gelen yurttaşlar, etkinlik kapsamında saat 15.00’te Akyaka Orman Kampı’nda piknik yaptı.


Pikniğin ardından ise sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile yurttaşlar söz aldı ve forum gerçekleştirildi. Forumda yurttaşlar, “A Tipi Mesire Alanı” olan ve yapılaşmanın sınırlı olduğu Akyaka Orman Kampı’nda, Muğla Vakfı İktisadi İşletmesi’nin alanı betonlaştıran çalışmalarına tepki gösterdi.
Ayrıca, geçtiğimiz yıllarda Muğla Vakfı tarafından Akyaka Orman Kampı’nın kıyısının çitlerle çevrilmesine yurttaşların tepki gösterdiği, yapılan eylemlerin ardından yurttaşların yargılandığı ve beraat ettiği alanın yeniden halka kapatılması forumda ele alındı.


Yurttaşlar forumun ardından, yeni dönemde “Leon Beach” olarak adlandırılan bu alana yürüdü. Yürüyüş sırasında, “Kıyılar halkındı işgal edilemez”, “Hak hukuk adalet”, “Akyaka burada sorumlular nerede?”, “Akyaka uyuma ormanına sahip çık”, “Kıyılar halkındır şezlongları kaldır”, “Ruhsatını göster, tapusunu göster” sloganları atıldı.


İşletmenin önüne gelindiğinde ise yurttaşlar öncelikle jandarma ekiplerini arayarak işletmenin Kıyı Kanunu’nu, İmar Kanunu’nu ihlal ettiğini belirti. Ayrıca, işletmenin kıyı işgali yaptığına dair mahkeme kararı bulunduğu hatırlatılarak, jandarma ekiplerinin işletmeye gelerek işgali kaldırması istendi.
MAHKEME KARARINA NE SÖYLENİYORDU?
Eski adı Muğla’ya Hizmet Vakfı olan Muğla Vakfı’nın, Akyaka Orman Kampı içerisindeki kıyı alanlarını yurttaşların kullanımına kapatması, etrafını çitlemesi, şezlonglar koyarak yurttaşların havlularını sermesine engel olması yurttaşların tepkisine neden olmuş ve 2022 yılının Haziran ve Temmuz aylarında eylemler yapılmıştı. Bu eylemlerin ardından Alp Serdar Denktaş, Türkan Denktaş ve Emine Dayıoğlu’na dava açılmış, fakat yurttaşlar 22 Mart 2024 yılındaki karar duruşmasının ardından beraat etmişti.
Beraat kararına mahkeme kararında açık şekilde yurttaşların Akyaka Orman kampındaki sahil şeridinin vatandaşın kullanımına kapatılmasını protesto etmelerinin anayasal hak olduğu vurgulanmıştı ve şu ifadeler kullanılmıştı:
“Muğla Orman İşletme Müdürlüğü ile yaptığı ihaleye dayalı sözleşme doğrultusunda 16 Temmuz 2013 tarihinden itibaren 10 yıllığına Muğla’ya Hizmet Vakfı İktisadi İşletmesine kiralanan Akyaka Orman kampındaki sahil şeridinin, vatandaşın kullanımına kapatılmasını protesto etmelerinin anayasal hakları olduğu ve bu anayasal hakkında sözleşme ile kısıtlanamayacağı, sanıkların işledikleri iddia edilen iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun yasal unsurlarının somut olayda oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmiştir”


Jandarma ekiplerinin olay yerine gelmesi fakat işletmenin kıyı işgaline müdahale etmemesi üzerine, yurttaşlar bir kez daha alandaki jandarma ekiplerinin yanına giderek olay yerine gelmelerini istedi. Jandarma ekipleri tarafından yurttaşlara “Biz zaten şu anda gerekeni yapıyoruz” yanıtı verildi.
Jandarma ekiplerinin işletmenin kıyı işgaline müdahale etmemesi üzerine yurttaşlar demir çitlere bağlanmış brandaları yırtarak kıyıya ulaştı.


İşletmenin yerleştirdiği şezlonglar ise üst üste koyularak alan yurttaşların kullanıma açmaya çalışıldı. Yurttaşların bu sırada, şezlonglara herhangi bir zarar verilmemesi konusunda dikkatli oldukları gözlemlendi.


“KANALİZASYON ÇALIŞMASI KARŞILIĞINDA İŞLETME VERİLDİ”
Bunun üzerine işletmenin yetkilisi olduğunu belirten bir kişi, alanın özel mülk olduğunu öne sürdü ve yurttaşların suç işlediğini söyledi. İşletmenin faaliyete açılmasına ilişkin sürece dair ise, kendisinin Akyaka Orman Kampı’ndaki kanalizasyon çalışması işini yaptığını, bunun karşılığında da kendisine bir sezon boyunca alanın işletmesinin verildiğini söyledi.


Eylemin ardından Akyakalı yurttaşların avukatı Arzu Alper Gündem Fethiye’ye açıklama yaptı.
AVUKAT ARZU ALPER: “BEN YAPTIM OLDU MANTIĞIYLA KIYILAR, VATANDAŞIN KULLANIMINA KAPATILMIŞTIR”
Alper, Kıyı Kanunu’nun 6. Maddesi, İmar Kanunu’nun 5. Maddesi, Anayasa’nın 43. Maddesi’ne göre Anayasal protesto eylemi gerçekleştirdiklerinin altını çizdi.


Alanın, daha önceden Muğla Vakfı’nın bir paravanla kıyılara girişin engellediğini, ilk 50 metre içinde alanın tamamen şezlonglarla kaplandığını, yurttaşların ise kıyıya erişiminin engellediğini söyledi.
Alper, jandarmayı aramalarının gerekçesine dair şunları söyledi: “Jandarmayı çağırdık çünkü burada bir suç işleniyor, yapılan yapıları gördük. Burası doğal sit alanı olduğu için imar affından da yararlanamayan yapılar ve belediyeden inşaat ruhsatı almak zorunda olan yapılar.”
Yapılan yapıların, inşaat ruhsatı ve işletme ruhsatı olmadığını dile getiren Alper, “Burada direkt ben yaptım oldu mantığıyla kıyılar, vatandaşın kullanımına kapatılmıştır” dedi.
“SÖYLENEN ‘SANA GÖSTERECEĞİM’ SÖZÜ TEHDİTTİR, YILDIRMA HAREKATIDIR”
Anayasal haklarını kullanarak içeri girdiklerini vurgulayan Alper, içeride bazı kişilerin ‘karşılarına aşiret getireceğini’ söyleyerek kendilerini tehdit ettiğini aktardı.


Vakıf’tan bazı kişilerin de içeriye girenleri, “sana göstereceğim” diyerek tehdit ettiğini dile getiren Alper, şu ifadeleri kullandı:
“Eğer herhangi birimizin başına bir şey gelirse bilin ki Muğla Vakfı ve bizi tehdit edenler tarafından yapılmıştır. Bu da bir suç duyurusudur. Sana göstereceğim demek tehdittir, yıldırma harekatıdır. Aşireti getireceğim demek de tehdittir ve burada ben sponsor oldum, bana ihaleyi verdiler dedi.”
“BU YAYINI DA SAVCILARIN BİZZAT İHBAR NİTELİĞİNDE KABUL ETMESİNİ İSTİYORUM”
Neyin sponsoru olduğunu ve neyin ihalesinin verildiğini soran Alper, şunları söyledi:
“Hiç kimsenin, hiçbir şeyden haberi yok. Niye sponsor oldu? Burada devlet varken sponsora ne gerek var? Eğer Muğla Vakfı, Orman Genel Müdürlüğü’nden burayı aldıysa sponsorlara ne ihtiyaç var? Bunların hepsi şüpheli olan şeyler. Bu yayını da savcıların bizzat ihbar niteliğinde kabul etmesini istiyorum.”


Ula Belediyesi’nin de ihbar niteliğinde kabul ederek bölgede işletme ruhsatı, yapı ruhsatı ve inşaat ruhsatı olmadan yapılan yapıların kaldırmasını istediklerinin altını çizen Alper, şu ifadeleri kullandı:
“Kıyıyı engelleyici olan yapıların derhal kaldırılmasını, İmar Kanunu’na göre de para cezası verilmesini ve Kabahatler Kanunu’na göre de para cezası verilmesini istiyoruz.”


“YASAL OLARAK ÇOK ZAYIF DURUMDALAR, GÜÇLÜ OLAN BİZİZ”
Alper, görevlilerden birinin özel mülke saldırı olduğunu söylemesiyle ilgili “Kıyılar, özel mülke konu olamaz” dedi.
Görevlinin, benim burada tapum var demesi hakkında Alper, şu ifadeleri kullandı: “Burası kıyısal alan, ilk 50 metre hiç kimsenin tapulu malı değildir. Kıyılar halkındır, bizimdir ve biz de Anayasal hakkımızı kullandık, yasal olarak bize iddia edecekleri hiçbir şey yok. Yasal olarak çok zayıf durumdalar, güçlü olan biziz.”


NE OLMUŞTU?
Akyaka Orman Kampı, özelleştirildikten sonra 2013 yılından itibaren, Muğla Valiliği’nin ticari kuruluşu olan Muğla Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından, Orman İşletme Müdürlüğü’nden kiralanarak işletilmeye başlanmıştı. Sözleşme süresi ise 2032 yılına kadar uzatılmıştı.


Eski adı Muğla’ya Hizmet Vakfı olan Muğla Vakfı’nın, Akyaka Orman Kampı içerisindeki kıyı alanlarını yurttaşların kullanımına kapatması, etrafını çitlemesi, şezlonglar koyarak yurttaşların havlularını sermesine engel olması yurttaşların tepkisine neden olmuştu.
Yurttaşlar 2022 yılının Haziran ve Temmuz aylarında Muğla Vakfı’nın uygulamalarına karşı eylemler yapmıştı.
Eylemin ardından yurttaşlar kamuya ait alanların halkın ücretsiz kullanımına kapatıldığı gerekçesi ile sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuş, Muğla Vakfı ise eylemler sırasında şezlongların kırıldığını ve çalışma hürriyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle eylem katılanlar arasından üç kişi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Yargılama sürecinde ilk duruşma 27 Eylül 2023’te, ikinci duruşma ise 8 Kasım 2023 tarihinde Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşmişti.
Davanın karar duruşması 22 Mart 2024 tarihinde Muğla 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü.
Mahkeme heyeti; sanıklar Alp Serdar Denktaş, Türkan Denktaş ve Emine Dayıoğlu’nun beraatine istinaf yolu açık olmak üzere karar vermişti. Kararda savcının mütalaası ile uyumlu olarak, yüklenen suç açısından sanıkların kasıtlı bir eyleminin bulunmadığı ve suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı söylenmişti.
Muğla Vakfı 2025 yılı başında Akyaka Orman Kampı’nda faaliyetlere başlamış ve daha önce insan kullanımının olmadığı orman alanlarının alt bitki örtüsü kaldırılarak yeni karavan ve çadır alanları oluşturulmaya başlamıştı. Konaklama alanlarına da beton kilit taşlar döşenmişti. Yurttaşlar bu duruma karşı bir araya gelmiş ve 16 Şubat 2025 tarihinde basın açıklaması düzenlemişti.
Ardından 25 Mart 2025 tarihinde, Muğla Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) tarafından, bölgede açık otopark alanı için kilitli parke kaplama yapılması işi için ihaleye açılmıştı. İş kapsamında, Özel Çevre Koruma Bölgesi ve Doğal Sit Alanı içersin de kalan toplam 7 bin metrekare alana, 8 santimetre yüksekliğinde beton parke döşeneceği belirtilmişti.
Bu çalışmalar kapsamında Orman Kampında birçok ağaç kesilmiş, orman ekosistemi tahrip edilerek beton parke taşlarla kaplanmıştı.
Çalışmaların işletme sözleşmesine ve yasalara aykırı olduğu gerekçesi ile Gökova Ekoloji Meclisi üyeleri eylem yapmış ve suç duyurusunda bulunmuştu.
Ekolojik dengeyi bozacak çalışmalar yapılmasına karşı Gökova Ekoloji Meclisi’nin girişimiyle Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneği ve 11 yurttaş Muğla Vakfı’nın işletme sözleşmesinin iptal edilmesi için Muğla Orman İşletme Müdürlüğü’ne 18 Nisan 2025 tarihinde dava açtı.