İkizköy Muhtarı Nejla Işık, Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nda bulunan zeytinliklerin sökümü için YK Enerji’nin hazırlıklara başladığını duyurdu. Işık açıklamasında, “Bu vatana yapılacak olan en büyük düşmanlıktır; susmak, sessiz kalmak” dedi.
“Süper izin yasası” olarak bilinen 7554 Sayılı Kanun’nda doğrudan koordinatları verilen ve Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nda bulunan zeytinliklerin 15 Eylül 2025 sabah saatlerinde jandarma ve iş makineleriyle sökümüne başlanmıştı.
Zeytinlikleri savunmaya giden İkizköy Mahallesi Muhtarı Nejla Işık, Halil Şallı, Seçil Şallı ve Serpil Şallı gözaltına alınarak; Milas Jandarma Komutanlığı’na götürülmüşlerdi. Gözaltına alınan dört köylü, “iş yeri konut dokunulmazlığını ihlal” ve “şirketi maddi zarara uğratma” suçlamalarıyla ifadelerini verdikten sonra serbest bırakılmıştı.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
Öte yandan bölgedeki 151 zeytin ağacının sökülmesine onay veren ve süreci sahada denetleyen kişinin, eski AK Parti Muğla 25, 26 ve 27’nci dönem milletvekili adayı ve 2019 yerel seçimlerinde AK Parti Fethiye Belediye Başkan adayı olan ziraat mühendisi Muhittin Kayabaş olduğu ortaya çıkmıştı.
Bugün (24 Aralık) İkizköy Muhtarı Nejla Işık, şirketin zeytin ağaçlarının sökümüne yeniden başladığını duyurdu.
Zeytinlerin sökümünün yapıldığı bölgenin görüntülenmemesi için jiletli teller çekildiğini belirten Işık, “Şu an şirketin yetkilileri Akbelen’in tepesinde görmüş olduğunuz traktörlerle arkasında ilaçlarla oradaki zeytinleri kesiyorlar, başlarını tıraşlıyorlar Sürdürülebilir enerji adı altında zeytinleri yaşatıyoruz diyorlar. Bu şekilde mi yaşatıyorsunuz zeytinleri? Zeytinleri katlediyorsunuz şu anda” dedi.


“DEVLET EL KOYACAK TARLALARIMIZA, SONRASINDA ŞİRKETE TESLİM EDECEK”
Zeytinlerin sökülmesinin ardında bölgede acele kamulaştırma yapılacağı yönünde duyumlar aldıklarını ifade eden Işık, şöyle devam etti:
“Bu yasa ile birlikte; biz yedi yıldır bu zeytinleri koruyorduk, sadece zeytinleri değil buradaki köyümüzü, toprağımızı, emeğimizi, alın terimizi, mezarlarımızı koruyorduk ama ne yaptılar? Maden yasasını geçirdiler. Bundan sonra acele kamulaştırma kapımızda. Bunların duyumlarını alıyoruz. Acele kamulaştırma yapılacağına dair. Ne yapacak? Devlet el koyacak tarlalarımıza, sonrasında şirkete teslim edecek. Şirket ne yapacak? Bizi burada işgalci durumuna düşürecek. Bunu kabul etmiyoruz.”
“ZULME GÖZ YUMARSAK; YARIN BU HEPİMİZİN BAŞINA GELEBİLİR”
“Bu topraklarda doğduk, bu topraklarda öleceğiz” diyen Işık, yaşananlara ses çıkarılması, tepki gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi ve şu ifadelere yer verdi:
“Asla bu topraklardan da bu zeytin ağaçlarından da mezarlarımızdan da alın terimizden de vazgeçmeyeceğiz. Bu jiletli telleri değil, ne koyarsanız koyun yaptığınız katliamı tüm Türkiye’ye göstereceğiz. Bugün eğer buradakilere biz ses çıkarmazsak, buradakilere yapılan haksızlıklara, zulme göz yumarsak; yarın bu hepimizin başına gelebilir. Bizim de başımıza gelebilir, sizin de başınıza gelebilir. Susmak en büyük düşmanlıktır bu ülkeye.”
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
Muğla’da yaşayan yurttaşlara seslenen Işık, “Bu vatana yapılacak olan en büyük düşmanlıktır; susmak, sessiz kalmak. Diyoruz ki ‘Milas ayağa kalk. Muğla bu İkizköylülere, Akbelen’e sahip çık’” ifadelerini kullandı.


“SUSMAYIN SUSTUKÇA SIRA HERKESE GELECEK”
Topraklarında ve zeytin ağaçlarında vazgeçmeyeceklerini belirten Işık, şu ifadelere yer verdi:
“O zeytinler kaç yılda yetişiyor, nasıl emek veriliyor? Bu kadar kolay mı? Bir şirket kar edecek diye bir şirketin çıkarları uğruna biz köylüleri görmezden gelmek, biz köylülerin toprağına, emeğine alın terine çökmek bu kadar kolay olmayacak. Asla vazgeçmeyeceğiz, ne toprağımızdan ne zeytin ağaçlarımızdan. Susmayın sustukça sıra herkese gelecek.”
“ZULME ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ”
Zeytin ağaçlarının motorlu testerelerle tıraşlandığını söyleyen Işık, şöyle devam etti:
“Kepçe hali hazırda bekliyor. Zannediyorlar ki o zeytinleri taşıyacağız. Hadi onları taşıdınız diyelim. Onlarca zeytin ağacını nasıl taşıyacaksınız? Nasıl taşıyacaksınız? Bu kadar köylüyü nereye sürgün edeceksiniz? Asla kabul etmiyoruz. Bu yapılan haksızlıklara, zulme asla boyun eğmeyeceğiz.”
NE OLMUŞTU?
Teklif, 13 Haziran’da TBMM Başkanlığı’na sunuldu. 19 Haziran’da Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşmeler başlamıştı.
Muğla başta olmak üzere farklı kentlerden gelen yurttaşların komisyona alınmaması, AK Parti ve muhalefet partileri arasında fiziksel tartışmalara yol açtı. Avukat Yakup Okumuşoğlu Meclis’te yerde sürüklenmişti.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!
26 saat süren görüşmelerin sonunda teklif, 20 Haziran’da komisyon tarafından kabul edilmişti.
Ardından torba yasa kapsamında TBMM Genel Kurulu’na gelmişti. Bu süreçte Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nı korumak için bir araya gelen ve Akbelen Ormanı’nın kesilmesinden sonra da köyleri maden tehdidi altında olan İkizköylüler, 3 Temmuz’da Ankara’daki Cemal Süreyya Parkı’nda nöbete başlamıştı.
Köyleri yasadan doğrudan etkilenecek olan İkizköylüler görüşmelerin devem ettiği sırada, 16 Temmuz’da “süper izin yasasına” karşı açlık grevi başlatmıştı. Açlık grevi, 19 Temmuz akşam saatlerinde yurttaşların sağlık problemleri nedeniyle hastaneye kaldırılmalarının ardından sona ermişti
Yasanın Genel Kurul’da görüşülmesi ise 8 Temmuz’da başladı. Görüşmeler sırasında muhalefet vekilleri ile AK Parti milletvekilleri arasında arbedeye varan tartışmalar yaşanmıştı.
YASA NE GETİRİYOR?
İlk maddeye göre, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçlerinde “ÇED gerekli değildir” kararının yanlış yorumlandığı öne sürülerek şirketlerin, gerekli izinleri alabilmesi için ÇED sürecinin tamamlanması gerekliliği ortadan kaldırılıyor.
İkinci maddeyle maden sahalarının çevresel rehabilitasyonu için ödenen çevre uyum teminatlarının yerine “rehabilitasyon bedeli” sistemi getiriliyor.
Üçüncü maddede ise madencilik faaliyetleri için izin süreçleri yeniden yapılandırılıyor. İlgili kurumlar izin başvurularına üç ay içinde yanıt vermezse ek bir aylık sürenin ardından “izin verilmiş” sayılıyor.
Diğer yandan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) talebiyle devlet ormanlarında madencilik faaliyetleri için 24 ay süreyle bedelsiz izin veriliyor; bu süre gerektiğinde 12 ay daha uzatılabiliyor.
Dördüncü maddeyle stratejik veya kritik madenler tanımı değişiyor, acele kamulaştırma uygulanabiliyor ve zorunlu maden stoku tutma yetkisi cumhurbaşkanına veriliyor.
Beşinci maddeyle ruhsat bedelinde yüzde 30 oranında indirim yapılıyor. Bunun yanında rehabilitasyon bedeli ruhsat bedelinden ayrıştırılarak ruhsat bedeli kadar bir tutarın rehabilitasyon bedeli olarak ödenmesi zorunlu hale getiriyor.
Ayrıca, ruhsat bedelinin devlet bütçesine giden pay yüzde 50’den yüzde 70’e çıkarılıyor. Bedellerin ödenmesine ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde madencilik faaliyetine son verilmesi öngörülüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, izin sahibi kamu kurum ve kuruluşunun bütçesinde ayırdığı ödenekleri rehabilitasyon amacıyla kullanabiliyor.
Altıncı maddeyle Teklif ile ruhsat sahiplerinin işletme ruhsat bedeli kadar rehabilitasyon bedeli ödemesi zorunlu hale getiriliyor. Tahsil edilecek işletme ruhsatı bedelinde yapılan indirim, asgari devlet hakkı miktarı da ruhsat bedelinin yüzde 50 fazlası kadar artırılıyor.
Diğer yandan krom madeni, Londra Metal Borsası’nda işlem görmediğinden, 3213 sayılı Maden Kanunu’na ekli 3 sayılı tablodan çıkarılarak genel hükümlere tabi oluyor.
Yedinci maddeyle arama ruhsatı düzenlenebilmesi için yatırım teminatı zorunluluğu getiriliyor. Ayrıca, IV. Grup madenlerin bent olarak ayrı ayrı ruhsatlandırılmasına imkân tanınabiliyor.
Sekizinci maddeyle arama döneminin sonuna kadar, üç boyutu ve miktarıyla rezervin belirlenmesi yükümlülüğü ve projede sunulan taahhüde uyulmaması hâli için teminatın iradı yaptırımı, asgari faaliyetlerin yapılmaması hâlinde ise ruhsat iptali yaptırımı öngörülüyor.
Ayrıca, programın iki yıl üst üste yüzde 50’nin altında gerçekleştirilmesi durumunda ruhsat iptal ediliyor. İşletilebilir rezerv bulunamayan durumlar için ruhsat bedeli ve ihale bedeli iade ediliyor.
Dokuzuncu maddeyle ruhsat süresinin uzatılması taleplerinin uygun bulunabilmesi için asgari üretim faaliyeti yapılması şartı getiriliyor. Bu asgari üretim şartının detaylarının ise yönetmelikle belirlenmesi bekleniyor.
Diğer yandan vadesi geçmiş borcun bulunmadığına dair belge ibrazına, rehabilitasyon bedeli iadesi başvuruları da dâhil ediliyor.
10’uncu maddeyle herhangi bir sebeple hükümden düşmüş, terk edilmiş veya taksir edilmiş bütün alanların; ihaleyle ruhsatlandırılması yerine, rezerv varlığına ilişkin herhangi bir verinin bulunmaması durumlarında alanların genel hükümlere tabi olarak ruhsatlandırılabiliyor.
Ancak, II. Grup (b) bendi ve IV. Grup maden alanlarının sahayla ilgili konum, rezerv ve geçmiş bilgiler doğrultusunda Genel Müdürlük kararıyla ihaleyle verilebiliyor.
AK Parti’nin verdiği önergeyle teklifin 11’inci maddesindeki yeni değişiklikle ise 3213 sayılı Maden Kanun‘a eklenen geçici 45’inci maddenin ikinci fıkrasında yer alan “öncelik verilmek suretiyle” ibaresinden sonra gelmek üzere, “taşınan ve taşınamayan zeytin ağacı sayısının en az iki katı zeytin ağacı ile oluşan” ibaresi eklendi.
Yapılan değişiklikle zeytinliği taşınacak olan köylülere; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından uygun görülen ya da maden sahalarının bulunduğu il sınırlarındaki KİT’lere ait taşınmazlarda yer alan zeytinlikler, değerinin yüzde biri üzerinden 20 yıl süreyle doğrudan kiralanabilecek.
Diğer yandan teklifin yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahibi olan şirketlere, elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla yürüttükleri madencilik faaliyetleri için zeytinlik sahalarında izin verilebilecek. Bu iznin verilebilmesi için madencilik faaliyetinin başka bir alanda yürütülmesinin mümkün olmadığının tespiti gerekiyor ve “kamu yararı” şartı aranıyor.
Faaliyetin yürütüleceği alandaki zeytin ağaçlarının mümkün olduğunca aynı il veya ilçe içerisinde başka bir alana taşınması gerekiyor. Ancak taşınması mümkün olmayan zeytin ağaçları olması halinde bile madencilik faaliyetine izin verilebilecek. Madencilik faaliyetlerine izin verilen şirketler, taşınan veya zarar gören ağaçlar için eşdeğer büyüklükte yeni bir zeytinlik tesis etmekle yükümlü tutuluyor.
Sen de Gündem Fethiye'ye abone ol, gerçeğin yanında ol!












