Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için kesilmesine karşı çıkan yurttaşlar Muğla 1. İdare Mahkemesi önünde bir araya gelerek, YK Enerji’ye Akbelen’de ağaç kesme izni veren Orman Genel Müdürlüğü’ne açılan davada yeniden yürütmenin durdurulması kararının verilmesini istedi.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de, kömür madeni için kesilmesine karşı mücadele edilen Akbelen Ormanı’na, 24 Temmuz 2023 tarihinde saat 5.30 sıralarında jandarma ekipleri ve Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) korumasıyla kesim ekipleri girmişti.
Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimine karşı başlatılan hukuki süreçte mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiş fakat davanın esası hakkında karar verilmemişti. Hukuki sürecin tamamlanmamış olmasına rağmen ağaçların kesilmesine karşı çıkan yurttaşların ormana girmesini ise jandarma ekipleri engellemiş, yurttaşlara aynı gün iki defa biber gazı ve tazyikli su ile müdahalede etmişti.
Kesimin üçüncü gününde de aynı şekilde kesimi durdurmak isteyen yurttaşlara jandarma ekipleri orman yangını riskine rağmen gaz fişeği, plastik mermi ve tazyikli su ile müdahale etmiş; ağaçlara sarılanları da darbederek ormandan çıkarmıştı.
“AKBELEN ORMANI’NDAN ANAYASAL SUÇ İŞLENİYOR”
Bugün (27 Temmuz 2023), Akbelen Ormanı’na müdahalenin dördüncü gününde Akbelen Ormanı savunucuları saat 14:30’da Muğla 1. İdare Mahkemesi önünde bir araya gelerek, mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı vermesini ve ağaç katliamını durdurmasını istedi.
Mahkeme önünde konuşan İkizköylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal, 24 Temmuz’dan bu yana Akbelen Ormanı’nda suç işlendiğini söyledi. Atal, süreci şöyle özetledi:
“Anayasa’nın 169’üncu maddesi kasten göz göre göre ihlal ediliyor. Bizim burasıyla ilgili Muğla 1. İdare Mahkemesi’nde açtığımız iki tane dava var. Bunlardan birincisinde tam iki yıla yakın süre yürütmenin durdurulması kararı devam etti ancak bilirkişi görevini kötüye kullanan, gerçeğe aykırı rapor düzenleyen bilirkişi heyetinin raporuyla Muğla 1. İdare Mahkemesi yürütmenin durdurulması kararını kaldırdı.”
Bilirkişiler hakkında gerçeğe aykırı rapor düzenlemek ve görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunduklarını belirten Atal, haklarında soruşturma devam eden bilirkişi heyetinin raporuyla yürütmeyi durdurma kararının iptal edilmesinin de Anayasal bir suç olduğunu belitti.
Bu yanlıştan bir an önce dönülmesini isteyen Atal, “Kamu düzeninin tesis edilmesi için, Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin tekrar yürütmenin durdurulması kararını vermesini talep ediyoruz” dedi.
ESRA IŞIK: “SONUNA KADAR HAKKIMIZI ARAMAYA, AKBELEN’İ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Akbelen Ormanı’nı korumak için İkizköylülerin dört yıldır mücadele ettiğine dikkat çeken İkizköylü Esra Işık, Akbelen Ormanı’nı korumak için verilen mücadeleye dair şunları anlattı:
“Bu yürekli insanlar insanca, onurlu bir yaşam mücadelesi için; topraklarını, havalarını, sularını, ormanlarını korumak için dört senedir varlarını yoklarını bıraktılar, her şeylerini buna adadılar. Buna rağmen karşımızdaki şirketin yoğun baskısı devam etti. Dört gündür had safhaya ulaştı. Bu insanlar biber gazı, cop yedi” dedi
Tüm yaşananlara rağmen hala 80-90 yaşındaki köylülerin topaklarını savunmak için nöbet tutmaya devam ettiklerini belirten Işık, “Ana nasıl tutuyorlar? O ağaçların devrilişini duyarak, kesim seslerini duyarak ağlayarak devam ediyorlar” ifadeleri kullandı.
Adaletin tecelli etmesini istediklerini söyleyen Işık, “Ne olursa olsun, istedikleri şeklide bizi baskılamaya çalışsınlar, sesimizi kısmaya çalışsınlar şimdi olduğu gibi. Kısılmayacak, kısmayacağız sonuna kadar hakkımızı aramaya, Akbelen’i savunmaya devam edeceğiz” dedi.
“ŞİRKET MUHTARLARI SANKİ KÖYLÜNÜN SESİYMİŞ GİBİ KULLANMAYA ÇALIŞIYOR, O MUHTARLAR BİZİ TEMSİL ETMİYOR”
Işık, son olarak köylerdeki muhtarların şirketlerin etkisiyle yaptıkları açıklamalara değinerek, “Önümüzde yerel seçimler var. Muhtarları değiştirmek bizim elimizde” dedi.
Şirketin muhtarları kullanarak sanki köylünün sesiymiş gibi kamuoyuna yansıtmaya çalıştığını söyleyen Işık, “Muhtarları seçen bu köylülerdir. O muhtarlar da değişir. O muhtarlar bizi temsil etmiyorlar. Burada bakmanı gereken o muhtarlar değil, onları seçen bu köylülerdir” ifadelerini kullandı.
NEJLA IŞIK: “HEMEN ŞİMDİ ADALET İSTİYORUZ”
İkizköylü Nejla Işık ise kesime engel olmak isteyen yurttaşlara yönelik büyük bir engellemenin olduğunu fakat aynı zamanda çok büyük bir birlikteliğin ve iradenin de olduğuna dikkat çekti.
Hemen şimdi adalet istediklerini vurgulayan Işık, “Her kesilen bir ağaç değil, her kesilen bir dal için bizim etlerimiz parça parça oldu orada” dedi.
Jandarma ekiplerinin kötü muamelesine maruz kaldıklarına işaret eden Işık, “93 yaşındaki insanın gözüne biber gazı sıktılar. 88 yaşındaki ağaca sarılan ninemizi ağaçlardan uzaklaştırdılar” ifadelerini kullandı.
“MADENE VERECEK TOPRAĞIMIZ YOK ARTIK”
Karar vericilerden hemen şimdi Akbelen Ormanı’ndaki katliamı durdurmalarını isteyen Işık son oalrak şunları söyledi: “Kaybedecek bir ağacımız yok. Daha orada on binlerce ağacımız var. Daha hiçbir şey bitmedi. Akbelen dört gündür kesiliyor bu iş bitti diye düşüneneler yanlış düşünüyor. Orada korunacak daha çok ağacımız var. Daha madene teslim etmeyecek toprağımız var. Yanan yerleri neden koruyoruz? Çünkü kendini yeniliyor ama maden girerse geri dönüşü olmayacak. Bizim madene verecek toprağımız yok artık”
“KURTARIN ÇAMLARIMIZI, DURDURUN ŞU KESİMİ NE OLUR!”
İkizköylü Aytaç Yakar ise, kesimin durdurulmasını istedi. Yakar, “Hemen adalet istiyoruz. Sizin de çocuklarınız nefes alıyor. Her bir çam kesildiğinde sanki kolum, bacağım kesiliyor” dedi. İkizköylü Hasan yorulmaz ise, yürütmeyi durdurma kararı berilmesini istediklerini söyledi.
İkizköylü Melahat Çulha ise, “Kurtarın çamlarımızı, durdurun şu kesimi ne olur!” diye seslendi.