Akbelen Ormanı’nı ve tehdit altındaki yaklaşık 40 köyü kömür madenine karşı korumak için üç yıl önce çadır nöbetine başlayan İkizköylüler, direnişin yıldönümünde yaşam ve doğa savunucuları ile bir araya geldi. Buluşmada İkizköylüler, Akbelen Ormanı’nın kesilmesine rağmen, köylerini korumak için başlattıkları nöbeti sürdüreceklerini vurguladı.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nı ve köylerini Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş. (YK Enerji) tarafından genişletilmek istenen kömür madenine karşı koruyan köylülerin başlattıkları çadır nöbeti üçün yılını doldurdu.
YK Enerjinin termik santrallerine kaynak sağlayan kömür madeninin Akbelen Ormanı’na genişlemesine karşı yaklaşık beş yıldır mücadele eden ikizköylüler, 17 Temmuz 2021 tarihinde çadır nöbetine başlamıştı. Başlayan nöbet ise üç yıl boyunca 24 saat esasına dayalı olarak sürdürüldü.
Çadırlı nöbetin yıldönümü için bugün (20 Temmuz) köylüler ve yaşam savunucuları Karadam Köyü’nde bir araya geldi. Program saat 15.00’te Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 24’üncü dönem Muğla Milletvekili ve Türk Halk Müziği Sanatçısı Tolga Çandar’ın müzik dinletisiyle başladı.
Etkinliğe katılan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı ve Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, Çandar’ın dinletisi sırasında İkizköylüler ile birlikte zeybek oynadı.
Etkinliğe ayrıca, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, Eski Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu; Denizli Avdan’da kömür madenine, Manisa Kalemoğlu’nda nikel madenine, Muğla Deştin’de çimento fabrikasına karşı mücadele eden köylüler ile İzmir ve İstanbul’dan yurttaşlar ve pek çok sivil toplum örgütü katıldı.
“BİZİM TOPRAKLARIMIZ SATILIK DEĞİL BİZİM VATANIMIZ SATILIK DEĞİL”
Etkinlikte konuşan İkizköy Muhtarı ve beş yıldır süren mücadelenin öncülerinden Nejla Işık, “Bir yanımız buruk ama karşıya dönüp baktığımızda Akbelen’imizi, oydular dinamitlerle her gün bizim bizi patladılar. Bizim evlerimizi patlattılar. Niçin? Mücadeleyi kırmak için. Akbelen’i yok edersek bu Akbelen biter dediler. Bitti mi? Bitmedi, bitmez. Akbelen mücadelesi bitmez dünyaya duyurduk” dedi.
Akbelen mücadelesinin herkese cevap verdiğini belirten Işık, şunları söyledi:
“Bizim topraklarımız satılık değil. Bizim vatanımız satılık değil. Kamu yararı kararı çıkarılmış Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) tarafından. Zeytin ağaçlarımız var burada. Bizim asla kıydırmayacağız zeytin ağaçlarına beş senedir kıymak için elinden geleni yaptı şirket ama her defasında karşısında İkizköylüleri gördü, gözümüzü kararttık.”
Işık, Akbelen nöbetinin devam ettiğini ve bu nöbetin sadece ağaçlar için değil; köyleri, toprağı yurtları, havaları ve suları için nöbet tutmaya mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
AHMET ARAS: “TÜRKİYE AYAĞA KALK AKBELEN’E SAHİP ÇIK”
Ardından söz alan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, şu ifadeleri kullandı:
“Bu vahşi sermaye üç gün sonra buradaki kaynakları tükettiğinde, gözünü sizin köyünüze de dikecek. Sizin atanızın mezarlarını, binlerce yıl yaşadığımız bu topraklardaki nişanelerimizi yok edecekler. Geleceğimizden kopardıkları gibi geçmişimizden de bizi koparacaklar. Buradaki mücadele sadece bir ağaç mücadelesi değildir. Sadece bir enerji politikası meselesi değildir. Buradaki mücadele tamamen yaşam mücadelesidir.”
Aras, enerji politikalarının yönünü değiştirebileceğini ve Paris İklim Anlaşması’na uyulması gerektiğini söyledi. Güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması gerektiğini ifade etti.
Akbelen’in bir savunma hattı olduğunu ve son kale olduğunu söyleyen Aras, şu sözleri söyledi:
“Ormanlarımız yok oldu, yandı gitti. Yüzde 68 orman varlığımız vardı. 2021’deki yangınlarda yüzde 8 zaten kaybettik. Bugün Ege’nin her yerinde Anadolu’nun her yerinde yangınlar var ve bu yangınlar zaten orman varlığını yok ediyor. Bir taraftan da sermayenin özelleştirilen santrallerin yok ettiği ormanlar. Peki biz nerede yaşayacağız buna kim cevap verebilir?”
Ayrıca Aras, şu ifadeleri kullandı:
“Termik santralleri önce kamulaştırın ondan sonra yavaş yavaş faaliyetine son verin. Enerji özelleştirilemez, eğitim özelleştirilemez, sağlık özelleştirilemez. Bunlar kamusal hizmetlerdir, toplumsal hizmetlerdir. Bunları özelleştirirseniz fırsat eşitliğini yok edersiniz ki ettiniz ettiniz. Bu bilinçle bütün vatandaşlarımızın ayağa kalkması lazım. Türkiye ayağa kalka, sahip çık.”
BURCUGÜL ÇUBUK: “SADECE ZEYTİN AĞAÇLARINI YERİNDEN SÖKÜP ÖLDÜRMEK İSTEMİYORLAR SİZİN YAN YANA DURUŞUNUZU DA ORTADAN KALDIRMAK İSTİYORLAR”
Etkinlikte söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, Akbelen direnişinin yurttaşlara dayanışmayı öğrettiğini ifade etti. Çubuk, “İlk olarak ne olursa olsun vazgeçmemeyi öğretti ve şunu gördük: Sizlerin mücadelesi, dayanışması, umudu örgütlülüğü en büyük servetlerden çok daha güçlü, çok daha güçlüsünüz. Çok teşekkürler. Çünkü herkesin mücadelesine güç veriyorsunuz” dedi.
Santralin 2016’da kapatılması gerektiğini belirten Çubuk, şu ifadeleri kullandı:
“Yargıtay kararları varken kapatılmadı, sürekli desteklendi ve bu sadece birkaç odak tarafından değil AKP, MHP faşizminin bütün güçleriyle desteklediği bir tabiat yok edişi, tabiat kırımı, bir doğa kırımı, bir soykırım. Buradaki bütün canlılar yok ediliyor ve buradaki direnişiniz sizleri köylerinden atarak dağıtılmak isteniyor.”
Son olarak Çubuk, “Sadece zeytin ağaçlarını yerinden söküp öldürmek istemiyorlar sizin yan yana duruşunuzu da ortadan kaldırmak istiyorlar. Bütün canlılara düşmanlıklarını bir de böyle ortaya koyuyorlar” ifadelerine yer verdi.
Etkinlikte yer alan tüm konuşmaları izlemek için:
Konuşmaların ardından Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve aktivist Süheyla Doğan ile Mecit Ünal’ın müzik dinletisi gerçekleşti.
Son olarak ise Müzisyen İlkay Akkaya ile Geniş Merdiven grubu sahne aldı.
“AKBELEN ORMANI KESİLİRKEN ADALET DE YOK EDİLDİ”
İkizköy Çevre Komitesi tarafından yapılan açıklamada ise öncelikle 24 Temmuz 2023 tarihinde Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için kolluk kuvvetlerinin koruması altında 1 hafta boyunca kesilmesi ve kesime engel olmak isteyen köylülere biber gazı ve TOMA’larla uygulanan şiddet hatırlatıldı.
Yaşananlara ilişkin ise “Akbelen Ormanı, Limak ve IC İÇTAŞ holdinglerin iştiraki olan YK Enerji şirketinin madencilik faaliyetlerinin devam etmesi için haksız ve hukuksuzca kesildi. Biz İkizköylülerin, komşu köylerimiz Karacahisarlıların, Çamköylülerin köylerimizde, topraklarımızda üretme ve yaşamaya devam etme isteğimiz yok sayıldı. Anayasada yurttaşlara verilen çevreyi ve ormanı koruma ödev ve sorumluluğu ihlal edildi. Zeytincilik kanunu ayaklar altına alındı. Adalet yok edildi” ifadeleri kullanıldı.
Baskı, zor ve şiddetle, köylülerin yıllardır yaşadığı toprakları terk etmeye zorlandığı belirtilen açıklamada, köylülerin topraklarından vazgeçmeyeceği şu sözlerle vurgulandı:
- Adaletin parayla zenginlere satıldığı, topraklarımızın şirketlerce gasp edildiği ülkemizde, bir avuç köylü olarak yola çıkıp tüm Türkiye’nin desteğini alan mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!
- Yakın zamanda MAPEG tarafından YK ENERJİ şirketinin talebiyle buradaki madencilik faaliyetinde “kamu yararı vardır” kararına rağmen vazgeçmeyeceğiz!
- Bu ülkenin üreten, emek eden, doğasını ve toprağını koruyan, halkını besleyen köylüleri olarak, üretmekten de, bu toprakları savunmaktan da vazgeçmeyeceğiz!
“KAMU YARARI NEDİR VE KİMDİR BUNU GÖSTERMEK İÇİN BURADAYIZ”
Akbelen Ormanı’nın “kamu yararı” gözetilerek kesildiği argümanına karşı çıkan köylüler açıklamada “Bugün kamu yararı nedir ve kimdir’i göstermek için bir aradayız” dedi.
Kamu yararı söyleminin uygulanmasını eleştiren açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Kamunun adı şirketlerin adı olmuş, kamu yararı şirketlerin karı olmuş, bu koca ülkeyi doyuran köylüler sürgün olmuş, geçinemez olmuş, aç kalmış. Kuşaklarca işlediğimiz topraklarımız, nefes aldığımız ormanlarımız, kadim zeytin ağaçlarımız hiç olmuş, açgözlü şirketlere peşkeş çekilir olmuş. Halkı koruması gereken askeri, jandarması, toması, biber gazı, şirketleri korur; köylüyü darp eder olmuş.
Ama bu düzen böyle gitmez! Kafasını mağdurdan yana değil zenginden yana çevirenler, gözlerini gasp edilen hayatlarımıza yumanlar, kulaklarını adalet çığlığımıza tıkayanlar, bizi aç bırakanlar ve ihmallerden öldürenler, kamu yararının içini boşaltıp adını değiştirenler bugün öğrenecekler: Tüm engellere rağmen birleşiyoruz.”
KADERİ ORTAK, GELECEKLERİ ORTAK KÖYLÜLER OLARAK BULUŞTUK”
İkizköylüler, Çamköylüler, Karacahisarlılar olarak düzenlenen buluşmaya; Denizli Avdan’da kömür madenine, Manisa Kalemoğlu’nda nikel madenine, Aydın Alamut’ta jeotermal santrale, Muğla Deştin’de çimento fabrikasına, Balıkesir Gökçeyazı’da altın madenine, İzmir Bergama’da sera patronuna karşı mücadele eden köylülerin de destek olduğu vurgulanarak, “Kaderleri ortak, gelecekleri ortak köylüler olarak buluştuk” dendi
Türkiye’de toprağını, emeğini, yaşamını korumak için direnmek dışında bir yol kalmadığı vurgulanan açıklamada “Yaşamak için, üretmek için, topraklarımız için, geleceğimiz için sonuna kadar direneceğiz” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada son olarak şunlar söylendi:
“Bizler şirketlerin karı uğruna toprakları tarumar edilen, hayatları gasp edilen binlerce köylüyüz. Ve asla yalnız değiliz! İkiyüzlü şirketlere, onları koruyan güçlere karşı birleşerek mücadeleye devam edeceğiz. Eninde sonunda onlar kaybedecek; biz kazanacağız, köylerimiz kazanacak, mücadelelerimiz kazanacak! Biz bitti demeden bu dava bitmeyecek!”