Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı’nın maden işletmeciliğine tahsisinin iptali ile maden işletme ruhsatı ve izninin iptali için açılan davaların duruşması görüldü. Duruşma öncesinde Akbelen Ormanı’nda bir araya gelen köylüler Muğla İdare Mahkemesi’ne yürüdü.
Haber: Hülya Çetinkaya – Burak Necip Başar
Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş’nin (YK Enerji) Akbelen Ormanı’nın madenciliğe tahsisini ve kesim izninin iptali için İkizköylülerin açılan dava bugün (11 Ekim 2023) saat 14.00’te Muğla İdare Mahkemesi’nde görülecek. Duruşma öncesinde Akbelen Ormanı’nda bir araya gelen köylüler, adalet istemek için yaptıkları basın açıklamasının ardından saat 8.30’da mahkeme önüne yürüyüşe başladı.
Akbelen Ormanı’nın kömür madeni için kesilmesine karşı, bölge halkı yaklaşık dört yıldır mücadele ediyor.
NE OLMUŞTU?
Hukuki sürecin tamamlanmamasına karşın, ilk olarak 17 Temmuz 2021’de Orman İşletme Müdürlüğü’nün kesim ekibi mahkeme kararını beklemeden Akbelen Ormanı’nda 30’a yakın ağaç kesmiş be bu kesin Akbeşlen Ormanı’nda iki yılı aşkın süredir devam eden 24 saatlik nöbeti başlatmıştı.
Köylüler, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 28 Kasım 2020 tarihinde şirkete verdiği maden açık işletme iznine istinaden, Orman Genel Müdürlüğü de YK Enerji’ye Akbelen Ormanı’nda ağaç kesme izni vermişti. Köylüler 29 Nisan 2021 tarihinde ise bu karara karşı hukuki süreç başlatmıştı.
Bunun üzerine orman yangınları nedeniyle ormanlara giriş yasağı gerekçe gösterilerek 10 Ağustos 2021 gecesi Jandarma ekipleri özel bir mülke ait nöbet alanında, mülk sahibinin izin belgesi olmasına rağmen, 11 kişiyi sürükleyerek dışarı çıkarmış, Füsun Kayra ve Edibe Demir hakkında kamu görevlisine mukavemet suçundan dava açılmıştı.
11 Ağustos 2021 tarihinde Muğla 1. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiş fakat karar itiraz edilmişti. 1 Aralık 2022 tarihinde ise, dava kapsamında düzenlenen üçüncü bilirkişi keşfine dayanılarak yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmişti.
24 Temmuz 2023‘tarihinde ise ikinci defa Akbelen Ormanı’na ağaç kesimi için girilmesi üzerine davanın esası hakkında yürütmenin durdurulmasına ilişkin karar verilmesi için İkizköylüler tarafından tedbiren derhal yürütmeyi durdurma talebi mahkemeye iletilmişti.
Karadam ve Karacahisar Mahalleleri Doğayı ve Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) Başkanı, İkizköylü Nejla Işık yürüyüş öncesinde basın açıklaması yaptı.
“TOPRAĞIMIZ, HAVAMIZ, ZEYTİNİMİZ, AĞAÇLARIMIZ İÇİN MÜCADELEYE ÇIKTIK”
Yaptığı basın açıklamasında Işık; İkizköylüler, Akbelenliler, Çamköylüler, Karacahisarlılar, Milaslılar ve Bodrumlar olmak üzere burada buluştuklarını belirterek, “Biz köylüler buradayız. Niçin buradayız? Dört senedir uğruna çıktığımız toprağımız için havamız için şurada bulunan zeytinler için Akbelen’in kıyısında kalan şurada görmüş olduğunuz ağaçlarımız için ormanımız için mücadeleye çıktık” ifadelerini kullandı.
“KÖYLÜLER OLARAK ÜRETTİKLERİMİZLE VARIZ. BİZ BUNLARI ÜRETİRSEK, ŞEHİRDEKİ SİZLER DE ÖYLE YİYECEKSİNİZ”
Işık yeni nöbet alanında olduklarını dile getirerek, “Bu mücadelenin ne demek olduğunu burası çok iyi anlatıyor. Burada ürettiklerimizi arkada görüyorsunuz. Biz bunlarla varız. Köylüler olarak biz bunları üretmekten gurur duyuyoruz. Biz bunları üretirsek, şehirdeki sizler öyle yiyeceksiniz diyoruz” sözlerine yer verdi.
“MUMCULAR BARAJI KAPANDI, TERMİK SANTRAL BİZİM SULARIMIZI YOK ETTİ”
Dört senedir su kaynakları için burada oldukları belirten Işık, “Geyik barajı kapanmak üzere diye duyum aldık bugün. Mumcular barajı kapandı, termik santral bizim sularımızı yok etti. Bugüne kadar yok ettiler” dedi.
Işık açıklamada santrallere yönelik şu ifadeleri kullandı: “Artık santrallere şunu diyoruz: Madende dinamit patlatarak yeraltı su kaynaklarını yok ettiğiniz yeter. Bacalardan bizleri zehirleyerek; bizleri, insanları, hayvanları, toprağa, zeytinleri, meyve bahçelerimizi zehirlediğiniz yeter diyoruz.”
“İKİZKÖYLÜLER OLARAK HİÇ HAK ETMEDİĞİMİZ ŞEYLERE MARUZ KALDIK. YİNE DE BU MÜCADELEYİ BIRAKMADIK, BIRAKMAYACAĞIZ”
Mücadeleyi bırakmayacakları belirtilen açıklamada Işık, “Burada 24 Temmuz’dan bu yana, İkizköylüler olarak yaşam savunucuları olarak hiç hak etmediğimiz şeylere maruz kaldık. Gözaltlarını alındık, biber gazları yedik, TOMA’lar üzerimize pis suları sıktı ama biz yine de bu mücadeleyi bırakmadık, bırakmayacağız. Biz bitti demedik çünkü biz toprağımızla varız” dedi.
Işık açıklamada, sadece yaşam alanlarını korumaya çalıştıklarını ifade ederken, “Biz ürettiklerimizle varız. Mahkemeye bu ürettiklerimizle birlikte gideceğiz. Biz köylüler sadece yaşamlarımızı korumaya çalışıyoruz. Sadece toprağımızı madene vermemek için uğraşıyoruz diyeceğiz” sözlerini dile getirdi.
“ZEYTİNLERİMİZİ, SU KAYNAKLARIMIZI, ÜRETTİĞİMİZ TOPRAKLARI MADENE KURBAN ETMEYECEĞİZ, ETTİRMEYECEĞİZ”
Zeytinler için Ankara yollarına düştüklerini dile getiren Işık, “Gerekirse dünyanın öbür ucuna da gideriz ama yine de zeytinlerimizi, su kaynaklarımızı, ürettiğimiz toprakları madene kurban etmeyeceğiz, ettirmeyeceğiz” dedi.
Işık açıklamada sonuna kadar bu mücadeleye devam edeceklerini duyurarak, “Ablalarım, teyzelerim buradalar. Bu mücadeleyi onlarla birlikte sürdüreceğiz. Akbelen için adalet demek için bugün yürüyüşe, adalet yürüyüşüne çıkacağız birazdan. Herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.
“KARACAHİSAR’IN, İKİZKÖY’ÜN, AKBELEN’İN, ÇAMKÖY’ÜN ÇİFTÇİLERİ; HAK MÜCADELESİ, TOPRAK MÜCADELESİ İÇİN YÜRÜYÜŞE GİDİYORLAR”
İkizköylü Hasan Yorulmaz yürüyüş öncesi konuşma yaparak dört yıldır sürdürdükleri mücadeleyi şu ifadelerle anlattı:
“Bugün dört yıldan beri sürdürdüğümüz orman mücadelesi, toprak mücadelesi, hava, su mücadelesi; tabii temiz su, temiz hava, temiz toprak ve orman mücadelesi bir noktaya geldi. Bugün davamız var Muğla’da. Bu davaya katılmak için hep beraber toplanıp hareket etmeye başlıyoruz.”
Toprağın, havanın onlar için ne demek olduğunu ürettikleri yiyecekleri göstererek belirten Yorulmaz, “Bütün meyvelerimiz sebzelerimiz, ağaçlarımız, ağaç ürünlerimiz, meyve ürünlerimiz hepsi burada. Bunu çiftçiler yetiştiriyor. Burada Karacahisar’ın, İkizköy’ün, Akbelen’in, Çamköy’ün çiftçileri var. Çiftçileri diyorum, altını çiziyorum. Çiftçiler burada. Çiftçiler burada hak mücadelesi, toprak mücadelesi için burada yürüyüşe gidiyorlar. Hepimize hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
“TOPRAKLARIMIZI VERMİYORUZ, ZEYTİNİMİZ OLMUYOR, ARIMIZ BİTTİ. YETER ARTIK KAPATSINLAR ŞU TERMİĞİ”
İkizköylü Melahat Çulha yaptığı konuşmada, “Biz bu toprakları vermiyoruz. Bakın bu hayvanların ayakları, tüyleri, dikenleri hep yolda kaldı. Bu ormanda çintarmış, tilkişenmiş, kuzu göbeğimiş, her şey oluyordu. Cehennem çukurunda hiçbir şey kalmadı. Topraklarımızı vermiyoruz, zeytinimiz olmuyor, arımız bitti. Yeter artık kapatsınlar şu termiği” sözlerini dile getirdi.
“HER ŞEYİMİZİ BİZ BURADAN ÜRETİYORSAK SARAYDAKİLER ÖYLE YİYOR”
İkizköylü Aytaç Yakar ise konuşmasında yaptıkları üretimin önemini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Her şeyimizi, tereyağımızı biz buradan üretiyorsak saraydakiler öyle yiyor. Köşkte oturanlar öyle yiyor. Biz buradan üretmedikten sonra bizim elimizden toprağımız alındıktan sonra bizim elimizden zeytinimiz alındıktan sonra biz yaşasak neye yararız? Biz asla ve asla zeytinimizi, toprağımızı, havamızı, suyumuzu asla vermiyoruz. Bunu bütün Türkiye duysun. Bugün Muğla’da adliyenin önünde hepinizi bekliyorum.”
“SULARINIZ KESİLDİ. BİZ DÖRT SENEDİR BURADA MÜCADELE YAPIYORUZ. NEREDEYDİNİZ ŞİMDİYE KADAR?”
Ayrıca Yakar konuşmasında, Milas ve Bodrum’a seslenip onları da mücadelelerine katılmaya davet ederek, “Hey Milas neredesiniz? Hey Bodrum, neredesiniz? Güllük, sularınız kesildi. Bak sosyal medyada paylaşıyorsunuz, sularımız kesildi diye. Biz dört senedir burada mücadele yapıyoruz. Neredeydiniz şimdiye kadar? Kulaklarımız sağır mıydı? Gözleriniz kör müydü? Sizi buraya bekliyoruz. Yetişin hepiniz mücadeleye devam” dedi.
“AKBELEN DİRENİŞİ, İKİZKÖY’ÜN MÜCADELESİ TÜRKİYE’DE KANUNLARIN NASIL UYGULANMADIĞINI SON YILLARDA EN GÜZEL GÖSTEREN ÖRNEK OLDU”
İkizköylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal konuşmasında Türkiye’de kanunların uygulanmadığını vurgulayarak, şu sözleri dile getirdi:
“Akbelen Direnişi İkizköy’ün mücadelesi Türkiye’de kanunların nasıl baypas edildiğini, kanunların nasıl uygulanmadığını son yıllarda en güzel gösteren örnek oldu.
Burada zeytinciliğin ıslahı ve yabanilerinin aşılattırılması hakkında kanun Muğla İdare Mahkemesi ve Milas savcıları tarafından uygulanmadı. Kanun üç kilometreden daha yakın mesafede maden çıkartılamaz demesine rağmen on metre ötede maden çıkarttılar.”
“DÖRT BİN YILLIK KARYA UYGARLIĞINI LİMAK YOK ETTİ. TÜRKİYE’NİN KÜLTÜR HAZİNESİNİ YOK ETTİ”
Atal, Milas savcılarının durumlara göz yumduğunu, Muğla İdare Mahkemesi hakimlerinin de gözlerini kapattığını dile getirerek, “Burada Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uygulanmadı. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanununa göre yerinde korunması gerektiği, taşınmaz kültür varlığı olan dört bin yıllık Karya uygarlığını Limak yok etti, tahrip etti, mahvetti. Türkiye’nin kültür hazinesini yok etti” dedi.
“BURASI KANUNLARIN UYGULANMADIĞI, KANUNUN, HUKUKUN BİTTİĞİ; YARGININ HÜKÜMETİN DENETİMİNDE OLDUĞU YERDİR.”
Anayasanın 169’uncu maddesinin amir hükmünün uygulanmadığını belirten Atal, kanunların uygulanmaması hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Anayasanın ormanlara zarar verebilecek hiçbir eyleme müsaade edilemez şeklindeki emredici hükmü uygulanmadı. Bizzat Muğla Valisinin denetiminde, emrinde anayasal suç işlendi. Burası Milas değil, Teksas. Burası kanunların uygulanmadığı, kanunun bittiği, hukukun bittiği; yargının, yürütmenin hükümetin denetiminde, emrinde olduğu bir yerdir.
Arkadaşlar Türkiye’de yargı tıkanmıştır, bir an önce ama bir an önce yargıda reform gerekmektedir. Bu mahkemeler temin edilmiş mahkemelerdir. Emir komuta zinciri altında çalışan mahkemelerdir. Hiçbir şekilde güvenmiyoruz. Gireceğiz, duruşmada onların suçlarını ifşa edip yüzlerine söyleyip haykırıp geri döneceğiz. Akbelen için adalet, Dikmece için adalet, Türkiye için adalet. Herkes için adalet.”
“HİÇBİR KİŞİ BENİM BU TOPRAKLARA VAZGEÇİREMEZ. BEN BU TOPRAKLARDA BÜYÜDÜM, BU TOPRAKLARDA ÖLECEĞİM”
İkizköylü Hacer Çukur ise konuşmasında yılmayacağını ve direnmeye devam edeceğini vurgulayarak, “Vatanım için ağaçlarım için canımı feda edeceğim. Hiçbir kişi beni bu topraklara vazgeçiremez. Elinden geleni yapın, direneceğim yani, ayaktayım yıkamayacaksın beni. Ben bu topraklarda büyüdüm, bu topraklarda öleceğim. Benim kabrim burası olacak. Beni hiçbir şeyle yıldıramazsınız. Ne yaparsanız yapın yılmayacağım” dedi.
“MİLAS’TA MADEN FAALİYETİ İSTEMİYORUZ”
Akbelen’den çıkan yurttaşlar, Beçin Mahallesi’nde yer alan Karayolları 26. Şube Şefliği önünde Milas’tan ve Bodrum’dan gelen yurttaşlarla buluştu. Grup burada yaptığı basın açıklamasında, Bodrum’daki su sorununa ve Akbelen Ormanı’nın su kaynakları açısından önemine dikkat çekti.
Ayrıca maden sebebiyle ağır tonajlı araçların oluşturduğu trafik yoğunluğuna da tepki göstererek, “Milas’ta maden faaliyeti istemiyoruz” denildi.
Milas’taki açıklamanın ardından Muğla’ya geçildi.