Muğla’nın Fethiye ilçesinde Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne tepki göstermek için sağlık çalışanları bir araya geldi ve broşür dağıtarak basın açıklaması düzenledi. Broşür dağıtımı sonrasında Genel Sağlık İş Seydikemer İlçe Temsilcisi Cem Kayserili Gündem Fethiye’ye açıklamalarda bulundu. Kayserili, “Bir doktorun günde 50 hasta bakması, 40 hastaya Hastalık Yönetimi Platformu (HYP) yapması, 10 hastaya yaşlı izlem yapması mümkün değil” dedi.
Haber: Hülya Çetinkaya – Burak Necip Başar
Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” sonrası 2-6 Aralık 2024 tarihleri arasında, sağlık meslek örgütleri Türkiye genelinde iş bırakma kararı almıştı.
Grevin ilk gününde Muğla’da, İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenlenmişti.
Sağlık örgütlerinin “eziyet yönetmeliği” olarak adlandırdıkları değişikliğe tepki olarak gerçekleştirilen iş bırakma eylemleri kapsamında, sağlık meslek örgütleri bugün (3 Aralık) ise Fethiye’de 1 Nolu Aile Sağlık Merkezi (ASM) önünde bir araya geldi.
“Ruhuna Fatiha lokma etkinliği” düzenleyen sağlık çalışanları, lokma dağıttı ve neden iş bırakmam eylemi yaptıklarına dair gerekçelerini sıraladıkları broşürleri yurttaşlara dağıttı.
Broşürde sağlık çalışanlarının gerekçeleri şu şekilde sıralandı:
“Sevgili Muğlalılar 2-6 aralık tarihlerinde 5 gün iş bırakıyoruz, neden mi?
- Reçetelerimize müdahale ile hastalarımıza yapacağımız tedaviye, reçetemize karışılmasını, hastalarımızın maddi ve tıbbi olarak zarar görmesini istemiyoruz.
- ASM’lerde raporların paralı olması ücretsiz birinci basamak hizmetlerinin sonu olur, ASM ye para girerse sağlığınız gider. Sağlıkta ticaret ölüm getiriyor, yakın zamanda para peşindeki ahlaksızların katlettiği bebeklerimizi unutmayın. Ve aile sağlığı merkezlerini altı ayda bir denetlerken özel hastane bebek yoğun bakımları denetleyemeyenleri de unutmayın.
- Günde 100 hastaya bakmış gibi üç dakikada işlem yapmak değil aşı, izlem, takip ve muayenelere en az 10 dakika insanca zaman ayırmak istiyoruz.
- Hastalarımızın müşteri, puan, katsayı olarak görülmesini değil, insan olarak değer görmesini istiyoruz.
- Nedeni bizle ilgili olmadığı halde son altı aydır ASM ye uğramayan vatandaş için ihtar ve maaş kesintisi yapılmasını istemiyoruz.
- Yılda yediden fazla hastane başvurusu olan hastaların tedavi hakkının, bizim Üzerimizden kontrol edilerek, yine ihtar ve maaş kesintisi ile kısıtlanmak istenmesini kabul etmiyoruz.
- Geçen yıl 160 bin kamu hekimi tüm Türkiye’de 880 milyon muayene yaparken, 25.000 aile hekimi bu muayenelerin 340 milyonunu gerçekleştirmiş, yani tüm kamu hekimlerinin yüzde 15’i olan aile hekimleri toplam muayenelerin yüzde 39 unu gerçekleştirmiştir. Daha fazla yük ve angarya değil işimizi yapmak istiyoruz.
- Sizlere ait kişisel verilerinizin aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına toplattırılarak sigorta şirketleri, özel sağlık işletmelerine satılmasına aracılık yapmak istemiyoruz.
- 15 yıldır Anayasaya aykırı düzenlemelerle yapılan, bozulan, yamalı bohça haline gelen Aile Hekimliği mevzuatının sahaya, meslek örgütlerine danışılarak ve özlük haklarımız verilerek yeniden düzenlenmesini istiyoruz.
“BİZ MESLEĞİMİZİN SAYGIN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ”
Broşür dağıtımının ardından Genel Sağlık İş Seydikemer İlçe Temsilcisi Cem Kayserili Gündem Fethiye’nin sorularını yanıtladı.
Sağlık Bakanlığı’nın 1 Kasım’da yeni bir ücret yönetmeliği yayımladığını hatırlatan Kayserili, “Bu yönetmelik sivil toplum örgütlerine, hekimlere, sendikalara danışılmadan, masa başında hazırlanmış bir yönetmelikti. İçeriğine gelecek olursak, sözde ücret artışıyla ya da hasta sayısının azaltıldığı iddiasıyla kamuoyu oluşturulmaya çalışılsa da işin gerçeği bu değil. Biz Uber şoförleri gibi ya da restoranlar gibi yıldız almak istemiyoruz. Biz mesleğimizin saygın olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Yeni yayımlanan yönetmeliğin, ücret artışı içerse bile kabul edilemez bir uygulama getirdiğini söyleyen Kayserili şu ifadeleri kullandı:
“Bunun yanı sıra hastalarımıza reçete yazarken biz tamamen tanıya konsantre oluyoruz, onların sağlığı iyiliği için ne gerekiyorsa reçetemizi ona göre düzenliyoruz fakat bu yeni yönetmelikle dolaylı da olsa buna müdahale edildi. Bir ilde beş antibiyotik yazan aile hekimi, başka bir ilde 40 antibiyotik yazan aile hekimi bunlar sayılara vurularak istatistik il ortalamaları yapılarak aile hekimlerine ücret kesintisi ya da ücret arttırımı getirildi.”
Kayserili, çalışırken sadece hasta sağlığı ve doğru teşhis üzerinde odaklanmak istediklerini ifade etti. Aile hekimlerinin sorumlu oldukları nüfusun 4 binden 3 bin 500’e düşürüldüğünün söylendiğini, ancak aslında düşürülenin maaşları olduğunu vurguladı.
“ÖZGÜR REÇETE YAZMAK İSTİYORUZ”
Aile hekimi sistemini çökertecek bir yönetmelikle karşı karşıya kaldıklarını hatırlatan Kayserili, “Eğer biz bugün hastalarımızın da desteğiyle bunu gündeme getirmezsek, kamuoyu oluşturmazsak, yarın bir gün benim yakınım olabilir, sizin yakınınız olabilir ya da bizi izleyenlerin yakını olabilir, bu sağlık hizmetlerini eksik alacak, yetersiz alacak ve stres içinde mutsuz çalışan doktorlardan alacak” dedi.
Yurttaşların verdiği desteğin çok önemli olduğunu dile getiren Kayserili, “Aynı şekilde yerel ya da ulusal medyadan da aynı desteği bekliyoruz. Biz daha çok vakit ayırmak istiyoruz hastalarımıza, daha özgür reçete yazmak istiyoruz, onları daha sağlıklı bireyler haline getirmek istiyoruz” sözlerini kullandı.
Hastalık Yönetim Platformu (HYP) sistemi hakkında da açıklamalarda bulunan Kayserili, şunları söyledi:
“Bir yaşlı izlemi yaklaşık 35- 40 dakika sürüyor. Hipertansiyon ve diyabet izlemlerinin sayısı 200’lerde 300’lerde. Yani bir hekim sabah 08.00’den akşam 17.30’a kadar hiç hasta bakmadan Hastalık Yönetim Platformu ile ilgili çalışma yapsa yine de yetiştiremiyor ve bu yapılması imkansız uygulama ile aile hekimlerinin maaşının arttırıldığı algısı yaratılıyor. Bu kesinlikle doğru değil. Yani bir doktorun günde 50 hasta bakması, 40 hastaya HYP yapması, 10 hastaya yaşlı izlem yapması mümkün değil.”
Kayserili, çıkarılan yönetmelik iptal edilip sivil toplum örgütlerine, hekim sendikalarına söz verirse daha düzgün bir sağlık sisteminin inşa edilebileceği ifadelerini kullandı.
Masa başında yapılan yönetmelikle insan sağlığının korunamayacağını ifade eden Kayserili, “İlaç kullanımı ile ilgili ilkokuldan, ana sınıfından başlayarak bir farkındalık yaratılabilir. Doktorlara aylık ya da haftalık Kısa Mesaj Servisi (SMS) göndererek yazdıkları ilaçlarla ilgili bilgilendirme yapılabilir. Bu zaten uzun vadede amaçlanan hedefe ulaştırır fakat ödül, ceza yöntemi ya da kulak çekme yöntemi, bu ne doktorun faydasına ne de hastanın faydasıdır” dedi.
Ayrıca Kayserili, şunları söyledi:
“İnsanlar öyle bir durumda ki hekimler teşhisini koyuyor ama o ay sınırda mı değil mi bilmiyor. Acaba ben bu bir kutu antibiyotiği de yazarsam bana ceza verilir mi? Bunun hesabını yapmak istemiyor doktorlar. Biraz önce bahsetmedim ama diyelim ben size diyet önerdim, spor önerdim, sağlıklı yaşamla ilgili bilgiler verdim ve siz benim dediklerimi yaptınız hiç hastalanmadınız. Sizin için aile hekiminin maaşından kesinti yapılır ya da siz benim sözümü dinlemediniz uygun olmayan diyetler yaptınız, spor yapmadınız, hastalandınız sağlık ocağına sekiz kere geldiniz, yine aile hekiminin maaşı kesiliyor. Yani içinden çıkılacak, anlatılacak bir yerinden tutulacak bir yönetmelik değil. Zaman eylem zamanı, zaman destek zamanı.”
Ardından dün (2 Aralık) yapılan basın açıklamasının tekrarı okundu. Sağlık çalışanları adına basın açıklamasını Birlik ve Dayanışma Sendikası Muğla Temsilcisi Can Kirişçi okudu.
Sağlık çalışanları basın açıklamasında taleplerini sıraladı:
1. Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır.
2. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman, olanak ve mekan sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Unutmayın bu bir tercih meselesidir, Şehir Hastanelerinin bir yıllık kira bedeliyle 6128 adet dört hekim ve dört hemşireli ASM yapılabilir ama yıllardır depreme dayanıklı kamu ASM binaları yapacağını söyleyen bakanlıkta bu niyet yoktur.
3. Aile Hekimliği’nde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile Hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan ebe hemşirelerine ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının Kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır.
4.Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Türkiye’de yerine bakacak birini bulmadığı sürece izine çıkamayan, çıkarsa maaşı kesilen tek kamu çalışanı Aile Sağlığı çalışanlarıdır, Anayasal bir hak olan ücretsiz yıllık izin hakkımız yoktur.
5. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır.
6. Türk halkının sağlık verileri ticari işletmelere satılmakta ve Aile Sağlığı çalışanları bu usulsüz işlemde veri toplama memuru gibi kullanılmakta, yapmak istemeyenler maaş kesintisi ile tehdit edilmektedir. E-Nabız’ın Katar’a satıldığı söylentileri varken biz bu işe ortak olmak istemiyoruz.