Temiz Hava Hakkı Platformu, 7 Eylül Uluslararası Temiz Hava Günü’nde, dünya nüfusunun yüzde 99’unun kirli hava soluduğunu açıkladı. Platform, kömür ve diğer fosil yakıtlardan kaynaklanan kirliliğe karşı doğru politikalarla herkes için temiz havanın mümkün olduğunu vurguladı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, hava kalitesinin iyileştirilmesi ve hava kirliliğinin azaltılması konusunda uluslararası iş birliğini güçlendirmek amacıyla, 19 Aralık 2019’da aldığı karar ile 7 Eylül’ü “Mavi Gökyüzü için Uluslararası Temiz Hava Günü” olarak ilan etti.
BM Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, dünya nüfusunun yüzde 99’u kirli hava soluyor. Yine DSÖ’nün verilerine göre, Türkiye ve dünyada hava kirliliğinin en büyük etkeni olan fosil yakıtlı enerji üretimi, ulaşım ve sanayi gibi fosil yakıta dayalı enerji üretimi nedeniyle oluşan hava kirliliği, her yıl yaklaşık 4,2 milyon kişinin erken ölümünden sorumlu.
Muğla özelinde ise Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL-Health And Environment Alliance) tarafından 2022 yılında yayınlanan “Kronik kömür kirliliği Türkiye: Kümülatif sağlık etkileri” başlıklı çalışma, Muğla’nın kömür kaynaklı hava kirliliğinin yarattığı olumsuz sağlık etkisi ve maliyetinde en kötü karneye sahip bölgelerden biri olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye’de hava kalitesini iyileştirmeyi ve halk sağlığını korumayı amaçlayan, uzman kurumları temsil eden bağımsız bir platform olan Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) yayınladığı 2024 tarihli Kara Rapor’a göre de fosil yakıtlara bağımlılığın en önemli çevresel bedellerinden biri hava kirliliği.
TEMİZ HAVA HAKKI PLATFORMU’NDAN 7 EYLÜL AÇIKLAMASI
Bu alanda 10 yıldır çalışmalar yürüten Temiz Hava Hakkı Platformu, hem 7 Eylül Uluslararası Temiz Hava Günü hem de kuruluşunun 10’uncu yılı dolayısıyla bir açıklama yaptı.
Açıklamada, hava kirliliği nedeniyle her yıl dünyada 8 milyonun üstünde kişinin, Türkiye’de ise 70 bine yakın kişinin hayatını kaybettiği vurgulandı.
Hava kirliliğinin sağlık maliyetine de değinen açıklamada, “Milyarlarca insan temiz hava soluyamadığı için pek çok sağlık sorununa maruz kalıyor. Bu sağlık sorunlarının bireylere ve ülke ekonomilerine getirdiği ekonomik yük de azımsanamayacak büyüklükte” ifadeleri kullanıldı.
“KÖMÜR BAŞTA OLMAK ÜZERE FOSİL YAKITLARIN KULLANILDIĞI İNSAN FAALİYETLERİ HAVA KİRLİLİĞİNİN BAŞLICA NEDENLERİ”
Fosil yakıtların hava kalitesine de değinilen açıklamada şunlar söylendi:
“Türkiye’nin birçok kentinde nefes almak sağlığımız için risk taşıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün sınır değerleri aşılmaya devam ediyor. Kömür başta olmak üzere fosil yakıtların kullanıldığı insan faaliyetleri (enerji üretimi, sanayi, ulaşım, ısınma) hava kirliliğinin başlıca nedenleri. Bu nedenleri bilmek bizi güçlü kılıyor: Çünkü biliyoruz ki doğru politikalar ve uygulamalarla herkes için temiz hava mümkün.”
TEMİZ HAVA HAKKI PLATFORMU 10 YAŞINDA
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun 10’uncu yılan dair ise şunlar söylendi:
“Tam on yıl önce, 2015 yılında, farklı alanlarda uzmanlaşmış sağlık meslek örgütleri, çevre ve iklim örgütleri ortak bir amaç etrafında bir araya geldik: Herkes için temiz hava! Şu bilgi ve inançla yola çıktık: Temiz hava sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmezdir ve temel bir insan hakkıdır. 
Kurulduğu günden bu yana Temiz Hava Hakkı Platformu hekimlerden mühendislere, akademisyenlerden çevre aktivistlerine kadar çok farklı seslerin buluştuğu ortak bir zemin, güçlü bir sivil toplum ağı haline geldi. Bu zeminde bilim ile toplumsal talepleri birleştirerek daha adil ve sağlıklı bir gelecek için mücadele ediyoruz.
Temiz Hava Hakkı Platformu olarak hepimizin sağlığını ve geleceğini yaşamsal düzeyde geliştirecek bu politikalar için tam 10 yıldır çalışıyoruz. Hava kalitesine dair doğru verilerin toplum ile şeffaf olarak paylaşılması, sağlık ile temiz hava arasındaki ilişkinin araştırılması ve bilimsel bilginin topluma ulaştırılması, başta enerji sektöründe olmak üzere fosil yakıtların terk edilmesinin sağlanması, karar vericilere ve kamuoyuna ‘temiz havanın bir insan hakkı’ olduğunun hatırlatılması en önemli hedeflerimiz.”
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun 14 bileşeni ise şu şekilde: Çevre için Hekimler Derneği, Greenpeace Türkiye (Yeşil Barış Akdeniz Derneği), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, İklim İçin 350 Derneği, İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanları Derneği, Temiz Hava Hakkı Derneği, Türk Nöroloji Derneği, Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı WWF Türkiye, Yeşil Düşünce Derneği, Yuva Derneği, Avrupa İklim Eylem Ağı
BİSİKLET TURU DÜZENLENDİ
Ayrıca Temiz Hava Hakkı Platformu, bugün (7 Eylül) Bursa’ya bağlı Mudanya Belediyesi ile ortak bir bisiklet turu düzenledi.


Yurttaşlar ve Temiz Hava Hakkı Platformu, Mudanya sahili boyunca sekiz kilometrelik bir rotada bisiklet sürdü.
Platform Temsilcisi ve Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Melike Yavuz bisiklet turunun ardından yaptığı açıklamada Temiz Hava Hakkı Platformu olarak 10 yıldır Türkiye’de yaşayan herkesin temiz hava hakkını savunmak için çalıştıklarını dile getirdi.
“HAVA KİRLİLİĞİNİN SAĞLIK ETKİLERİ ANNE KARNINDAN BAŞLIYOR”
Yavuz, hava kalitesi ve insan sağlığına dair kanıt ürettiklerine vurgu yaparak şöyle konuştu:
“Türkiye’de hala hemen hemen tüm illerimiz Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği sınır değerlerin üstünde kirli hava soluyor. Sağlıksız hava sağlığımızı derinden etkiliyor. Hava kirliliğinin sağlık etkileri anne karnından başlıyor. Sanılanın aksine sadece akciğerlerimizin değil, beynimizin, kalp damar sistemimizin de hastalanmasına yol açıyor.
Bu sorunları önlemek doğru politikalarla mümkün. Karar vericilerden hava kalitesi standartlarını DSÖ’nün kılavuz değerleri ile uyumlu hale getirmesini, en zararlı kirletici olan ince partikül madde (PM2.5) için yasal bir sınır değer belirlenmesini talep ediyoruz. Bu politikaların hayata geçmesi için THHP olarak 10 yıldır olduğu gibi çalışmaya devam edeceğiz.”
TEMİZ HAVA HAKKI PLATFORMU NE YAPIYOR?
Temiz Hava Hakkı Platformu‘nun ana faaliyetlerinden biri 206 yılından itibaren yayınlanan “Kara Rapor.” Raporda Türkiye’nin yıllık hava kalitesi karnesi çıkarılıyor, ulusal hava yönetimi politikaları değerlendiriliyor, Türkiye’de hava kirliliğinin yıllık sağlık bedeli ortaya koyuluyor.
Ayrıca, kömür yakıtlı termik santrallerin halk sağlığına etkilerini bilimsel çalışmalarla ortaya koyuluyor. Diğer yandan fosil yakıtların terk edilmesi durumunda, fosil yakıtlara bağlı işlerde çalıştıkları için bu değişimden yaşamları etkilenebilecek işçiler, aileleri ve yöre insanı için ekolojik, sosyal ve ekonomik olarak adil bir geçiş sürecinin planlanması alanında çalışmalar yapılıyor.
Platformun bir diğer çalışma alanı da deprem gibi afetlerin ardından ortaya çıkan hava kalitesinin izlenmesi ile ilgili.
Platform ayrıca, Temiz hava hakkımızı ihlal eden enerji ve maden projelerine ve yasal düzenlemelere karşı hukuk mücadele yürütüyor. Bu davalardan biri de Muğla’daki Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin, hukuka aykırı çevre izin ve lisanları ile ilgili.












