Muğla’dan 17 STK’nın da aralarında bulunduğu 176 STK’nın imzasıyla Erzincan İliç’teki altın madeninde yaşanan toprak kayması ile ilgili ortak açıklama yapıldı: “İktidar şirketlerle el ele ekokırım ve insanlık suçu işliyor!”
Erzincan’ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin 2010 yılından beri altın üretimi yaptığı Çöpler Maden Sahası’nda istiflenen toprağın kayması sonucu dokuz işçi kaybolmuştu.
Maden sahasındaki toprak kaymasıyla ilgili Muğla’dan 2017 Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Bodrum Savunması, Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği, Datça Demokrasi Platformu, Deştin Çevre Platformu, Fethiye Kent Konseyi, Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Güllük Körfezi Koruma Platformu, Gümüşlük Forumu, İkizköy Çevre Komitesi, Marmaris Kent Konseyi, Milas Kent Konseyi, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), MUÇEP Datça Meclisi, Muğla Su İnisiyatifi, Şezlongsuz Datça İnisiyatifi’nin bulunduğu 176 sivil toplum kuruluşu ortak açıklama yaptı.
“GÖÇÜK ALTINDA SADECE İŞÇİLER DEĞİL SİYASİ İKTİDAR DA KALMIŞTIR”
“İktidar şirketlerle el ele ekokırım ve insanlık suçu işliyor” başlığıyla yayımlanan yazılı açıklamada, “Erzincan İliç Çöpler Altın Madeninde 13 Şubat günü, siyanürlü yığın liçi sahasındaki çökme sonucu oluşan göçük altında sadece işçiler değil siyasi iktidar da kalmıştır” denildi.
İlgili madenin kapatılması için yıllardır mücadele ettikleri belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Uzmanlarımız maden çalıştığı sürece bu felaketlerin kaçınılmaz olduğunu onlarca kez raporladı. Ancak her seferinde iktidar, iş birliği yaptığı Anagold’un ortakları olan Kanadalı SSR Mining ve yerli Çalık Holding’den yana tutum aldı. Yaşanılan siyanür sızıntılarına rağmen geçici kapatma ve göstermelik para cezaları dışında ciddi bir yaptırımda bulunulmadı.”
SİYANÜR LİÇİ NEDİR?
Altının siyanürle yıkanması işlemine siyanür liçi adı verilir. Siyanür liçi
tank liçi (kapalı ortamda siyanürleme) ve yığın liçi (açık ortamda
siyanürleme) olarak adlandırılan iki farklı teknikle uygulanır.
Kaynak: TEMA
“SİYASİ VAHŞİ MADENCİLİĞİN SÜRMESİNE GÖZ YUMDU”
Açıklamada, iktidarın vahşi madenciliğin sürmesini sağladığı belirtildi ve şunlar söylendi: “Siyasi iktidar ‘ÇED olumlu’ kararları, kapasite artışının kabulü, milyonlarca dolar vergi indirimi ile SSR Mining ve ortağı Çalık Grubu’nun vahşi madenciliği sürdürmesine göz yumdu.”
Çöpler Kompleks Madeni’nde, Yukarı Fırat Su Havzası ve birinci derece fay hattı üzerinde bulunmasına rağmen siyanür liçi uygulandığı belirtilen açıklamada, şunlar söylendi:
“Tonlarca siyanür, sülfürik asit ve çok sayıda zehirli kimyasal kullanılan madende, yüzlerce futbol sahası büyüklüğünde açık atık havuzu, yığın liç alanı, pasa dağları ile bölgede erken ölümlere ve hastalıklara neden oldu.”
“TÜM BÜROKRATLARI RÜŞVETLE SUSTURDU”
Madenin etkileri yüzünden zehirlenmeler ve ölümlerdeki artışın her seferinde örtbas edildiği vurgulanan açıklamada, “Dönemin Erzincan Savcısı İlhan Cihaner’in iddianamesinden öğrendiğimize göre şirket, bölgede bulunan tüm bürokratları rüşvetle susturdu” denildi.
Murat Kurum’un Bakan olduğu dönem madene verilen “ÇED Olumlu” kararına değinilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
“Madenin üç katı büyütülmesi için son kapasite artışı talebine, ekoloji hareketlerinin itirazlarına rağmen ‘ÇED olumlu’ kararı dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından verildi. İliç’teki katliama yol açan kararın sorumlusu Murat Kurum ise şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı ile ödüllendirildi.”
“MÜCADELEMİZ NE YAZIK Kİ GÖÇÜK ALTINDA KALAN CANLARI KURTARMAYA YETMEDİ”
Kaç kişinin göçük altında kaldığı ve ne kadar alanın zehirlendiğinin bilinmediği ifade edilen açıklama, şu şekilde devam etti:
“Açtığımız davalarla engellemeye çalıştığımız ve savrulan tüm tehditlere rağmen vazgeçmediğimiz mücadele ne yazık ki göçük altında kalan canları kurtarmaya yetmedi. Zehirli kimyasallar içeren milyonlarca ton atığın çökmesi sonucu çalışan işçiler göçük altında kaldı.”
Siyanür ve toksik kimyasallar sebebiyle Fırat Havzası’nın tehdit altında olduğu belirtilen açıklamada, “Ekokırıma yol açan facianın sonuçları, kamu yararı gözetmesi gereken kurum ve temsilcilerince ısrarla halktan gizleniyor” denildi.
“SİYASİ İKTİDAR, BU SORULARA DOĞRU YANITLARI VERECEK Mİ?”
Açıklamanın devamında şu sorulara yer verildi:
“Sabırlı Deresi üzerindeki menfezleri kapatmak zehirli atığın Fırat Nehri’ne ulaşmasını durdurabilecek mi?
Yeraltı sularına karışması bu yolla engellenebilecek mi?
Bu süreçte buharlaşarak havaya karışan hidrojen siyanürün, ölümlere yol açması önlenecek mi?
Şimdiye kadar yalan beyanlarla ÇED raporları hazırlatan şirket ya da bu raporlara rant ortaklığı sebebiyle göz yuman siyasi iktidar, bu sorulara doğru yanıtları verecek mi?”
“ÇÖPLER ALTIN MADENİ VE ANAGOLD ŞİRKETİ ACİLEN KAPATILMALIDIR”
Sorulan sorulara ise ekoloji hareketinin yanıtlarının açık olduğu vurgulanarak, yanıtlar şu şekilde sıralandı:
“Yaşanılan tartışmasız ekokırım olup doğaya, tüm canlılara ve insanlığa karşı kasıtlı olarak işlenmiş bir suçtur.
Çöpler Altın Madeni ve Anagold şirketi acilen kapatılmalıdır.
Suça ortak olan tüm kamu görevlileri ve şirket yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı ve yurtdışına çıkış yasağı getirilmelidir.
Siyanür liçli madencilik yasaklanmalıdır.
Ekokırım alanı, bağımsız gözlemcilerin denetimine açılmalı, delillerin karartılmasının önüne geçilmeli, süreç kamuoyuna açık biçimde yürütülmelidir.”
“SORUMLULARININ KANUN ÖNÜNDE HESAP VERMELERİNİ SAĞLAYACAĞIZ”
Sürecin takipçisi olacakları beyan edilen açıklama, şu ifadelerle son buldu: “İnceleme heyetlerimizle suç mahallinde olacak ve bu süreci yakından takip ederek sorumlularının kanun önünde hesap vermelerini sağlayacağız. Ülke genelindeki eylemlerimizle bu suçu unutturmayacağız. İliç altın madenini kapat.”