12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü nedeniyle İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi tarafından yayımlanan Çocuk İşçiler İş Cinayetleri Raporu’na göre, son 12 buçuk yılda en az 770 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Çocuk İşçiler İş Cinayetleri Raporu yayımladı. Rapora göre son 12 buçuk yılda en az 770 çocuk çalışırken yaşamını yitirdi.
Yüzde 90’ı ulusal basından, yüzde 10’u ise çocuk işçilerin aileleri, mesai arkadaşları ve yerel basından edinilen bilgilerle hazırlanan rapora göre, sadece 2025 yılının ilk beş ayında en az 28 çocuk işçi yaşamını yitirdi. 2013 yılından bu yana en yüksek çocuk işçi ölümü ise 71 ölüm ile 2024’te kaydedildi.
“SORUN GÖRÜNMEZ KILINMAYA ÇALIŞILIYOR”
Derinleşen yoksullukla birlikte “öğrenci”, “çırak”, “stajyer” adı altında çalışma yaşamına itilen çocukların, her yıl onlarcasının iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğine değinen açıklamada şunlar aktarıldı:
“AKP/Cumhur İttifakı döneminde olgunlaşan neoliberal tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikaların sonucu olarak her geçen gün daha fazla çocuk işçileşti. Diğer yandan çocuk işçi ölümleri ile ilgili resmi verilere baktığımızda Türkiye’de ‘çocuk işçilik’ yokmuş gibi bir hava verilerek bu sorun görünmez kılınmaya çalışılıyor. Ancak gerçeklerin üzerini örtemezsiniz.”
“ÖLEN ÇOCUK İŞÇİLERİN YÜZDE 66’SI 15-17 YAŞ ARALIĞINDA”
Ölen işçi çocukların yüzde 66’sına denk gelen 509’u 15-17 yaş aralığında, yüzde 34’üne denk gelen 261’i ise 5-14 yaş aralığında gerçekleşti. Raporda aktarılana göre, 5-14 yaş aralığındaki çocuk işçilerin neredeyse tamamı kayıt dışı şekilde sayıları yüzbinleri buluyor. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“5-14 yaş arasındaki çocuk işçilerin büyük çoğunluğu mevsimlik tarım olmak üzere, sokakta, tekstil-gıda-metal atölyelerinde ve inşaatlarda çalışıyorlar. 15-17 yaş grubunda ise yine başat çalışma alanı mevsimlik tarım olsa da son yıllarda bu yaş grubunda çalışma şehirlere (sanayi-inşaat-hizmetler) akıyor. Bunun temel nedeni devlet eliyle (örneğin MESEM) işçileştirmedir. Diğer bir önemli neden de başta büyükşehirler olmak üzere Türkiye’nin 81 şehrindeki OSB’lerin açılması, yaygınlaştırılmasıdır. Yani ucuz işçilik ihtiyacıdır; asgari ücretin altında alan, çoğunlukla sigortasız, uzun-yoğun-aşırı çalışan, sendikasız ve hakkını aramayı bilmeyen bir işçi kitlesi.”


ÇOCUK İŞÇİ ÖLÜMLERİNDE EN YÜKSEK ORAN ŞANLIURFA’DA
Söz konusu ölümlerin en sık yaşandığı iller ise; 5-14 yaş aralığında Gaziantep’te 22, Şanlıurfa’da 21, Konya’da 15, İstanbul’da 10, Samsun’da 8, Adana’da 7 olarak kayda geçti. 15-17 yaş aralığında ise İstanbul’da 34, Şanlıurfa’da 34, Adana’da 31, Gaziantep’te 24, Antalya’da 21 ve Konya’da 19 çocuk işçi ölümü yaşandı.
Şanlıurfa, iki yaş grubunun illerdeki toplam sayısına göre 55 ile en yüksek orana sahip. Raporda bu durumun nedeni, “Şanlıurfa tarımın merkezidir ve eklemek gerekirse birçok şehirde de ölen mevsimlik çocuk işçilerin memleketlerinde ilk sırada Şanlıurfalılar vardır. Şanlıurfa’nın 2 milyon 200 bini aşan nüfusunun yaklaşık 1 milyonu çocuktur ve mevsimlik tarım işgücünün ana kaynağıdır. İstanbul ise sanayi, inşaat ve hizmetlerin beşiğidir. Gaziantep, Adana ve Konya’da ise hem tarım hem sanayide çalışan çocuk sayısı çok fazladır” şeklinde ifade ediliyor.
770 ÇOCUK İŞÇİ ÖLÜMÜNDEN 107’Sİ KIZ ÇOCUKLARI
Çocuk işçi ölümlerinin büyük çoğunluğu erkekler arasında yaygın olsa da 5-14 yaş grubundaki 261 ölümün 51’ini, 15-17 yaş grubunda ise 509 işçi ölümünün 56’sını kız çocukları oluşturuyor.
Raporda ayrıca, genel işçi kitlesi ve iş cinayetlerine göre çocuk işçilerde kız çocuk-genç kadın ve göçmen ölümlerinin çok daha fazla olduğu aktarılırken, “İş cinayetlerinde tespit edebildiğimiz kadın işçi ölüm oranı yüzde 7, göçmen işçi ölüm oranı yüzde 5’tir. Ancak 5-14 yaş grubunda ölen çocuk işçilerin yüzde 20’si kız çocuğu ve yüzde 12’si göçmen çocuktur. 15-17 yaş grubunda ise ölen çocuk işçilerin yüzde 11’i genç kadın ve yine yüzde 11’i göçmendir” ifadesine yer verildi.
En yaygın ölüm nedeni ise iki yaş grubunda da trafik servis kazası olarak kayda geçti. Bu duruma raporda, “5-14 yaş ve 15-17 yaş grubunda trafik ve servis kazaları birinci sırada geliyor. Çünkü mevsimlik tarım işçisi olan çocuklar tıka basa dolu minibüslerde, traktör kasalarında veya açık kasa kamyonetlerin yaptıkları kazalarda yollara savrulmaktalar. Buna bir de son dönemde artan motokurye çocukların ölümlerini de eklememiz gerekir” şeklinde değinildi.
NEDEN İŞ KAZASI DEĞİL İŞ CİNAYETİ?
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), iş cinayetleri hakkında şu bilgilendirmeyi yapıyor: “İşyeri ortamı, üretim araçları ve işçileri üretim sürecinde bir araya getiren mekanlardır. Bunun sonucunda ise işçiler açısından çeşitli sorunlar gündeme gelmektedir. İşyerindeki çeşitli fiziksel ve kimyasal etmenler ile mekanik ve ergonomik etmenler işçilerde çeşitli etkilere yol açmaktadır. İşyerindeki olumsuz çalışma koşullarının etkileri iş kazaları şeklinde kendini göstermektedir.
İş cinayetleri rakamlarının bu kadar yüksek seyrettiği ülkemizde yüzde 98’i önlenebilir olmasına rağmen gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle yaşanan işçi ölümleri ve ağır yaralanmalar işverenlerin kar hırsı yüzünden artarak devam ediyor. Hem önlenebilir olması hem de bu kar hırsı yüzünden iş kazaları terimi ülkemizde ‘iş cinayetleri’ olarak adlandırılmaktadır.”
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ise şu bilgilendirmeyi yapıyor: “İSİG Meclisi; bütün iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilir olduğunun bilinciyle, yaşanan işçi ölümlerini ‘iş kazası’ olarak değil ‘iş cinayeti’ olarak tanımlar.”